İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına, 07/06/2022 tarihli protokolün onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına, talep edilmediğinden nafaka, tazminat ve eşya hususunda karar verilmesine yer olmadığına, mal rejiminden kaynaklı talep olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; verilen anlaşmalı boşanma kararını kabul etmediğini, anlaşmalı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini, davacıdan nafaka, maddi ve manevi tazminat, ziynet eşyası taleplerinin olduğunu, davanın çekişmeli boşanma olarak devamını istediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre; 1-Sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 716,99 TL harçtan mahsubu ile bakiye 657,69 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-Taraflar arasında yapılan sulh protokolüne göre vekalet ücreti talepleri olmadığını belirttiklerinden taraf vekillerine lehine vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14....
Bu haliyle; yapılan yargılama ve toplanan delillerden kadının fiili ayrılıktan sonra ortak konuta gelerek ziynet eşyalarını aldığı anlaşılmakla Mahkemece kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne dair hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. VI....
Davalı-k.davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davacı-k.davalı lehine hükmedilen tazminat ve nafakaların hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı-k.davalı tarafın şiddetli geçimsizlik iddiası ile ilgili olarak müvekkilinden kaynaklı bir geçimsizlik olmadığını, bu hususların yerel mahkemece yeterince araştırılmadığını, müvekkilinin evlendiği günden itibaren çalıştığını, ailesine gereken özeni gösterdiğini, maddi anlamda bir sıkıntı yaşanmadığını, karşı tarafın iddia ettiği gibi sadakat ve güven yükümlülüğünü ihlal etmediğini, eşine ve çocuklarına tehdit ve hakaret eylemlerinde bulunmadığını, davacı-k.davalı lehine hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarlarının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının boşanma yönünden kabulüne, nafaka ve tazminat kararları kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davacının boşanma isteğinin reddine, karşı davacının zina nedenine dayalı boşanma isteğinin reddine, karşı davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğinin kabulü ile; tarafların T.M.K'nın 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, davalı karşı davacı yararına mahkememizin 16/01/2018 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının bugünden geçerli olmak üzere aylık 1.300,00 TL ye çıkarılmasına, boşanma hükmü kesinleşinceye kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak davacı - karşı davalıdan alınıp davalı - karşı davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davacının tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL maddi 30.000,00TL manevi tazminatın davacı - karşı davalıdan alınıp davalı - karşı davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı-karşı davalının manevi tazminat talebinin reddine, tarafların mal rejiminin tasfiyesinden...
Aile Mahkemesinde görülen boşanma davasında müvekkilinin kusuru ispatlanamadığından davanın reddine karar verildiğini, fiili ayrılık döneminde müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkil ile birlikte yaşamaktan kaçınarak fiili ayrılıktan ötürü boşanma sebebi yarattığını, erkeğin bu fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla karı-koca ilişkisi yaşadığını, müvekkiline ve ortak çocuklara fiziksel ve psikolojik olarak şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, ekonomik olarak kadına baskı uyguladığını, destek olmadığını, müşterek çocukların eğitim, sağlık, gıda, giyim, vs. gibi ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik birliği içerisinde edinilen birtakım malları üçüncü şahıslara devrederek malları kaçırdığını, müvekkil ve ortak çocukları kimi zaman döverek hastanelik ettiğini, ... güvenliklerinin bulunmadığını, öldürmekle tehdit ettiğini, evlilik birliğinin devamında bir fayda kalmadığını beyan ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davaya bakmaya genel mahkemelerin görevli olduğunu, öncelikle davanın görev yerinden reddi ile, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin gerektiğini, mal rejiminin boşanma davasının açıldığı 13.08.2014 tarihinde sona erdiğini, boşanma kararının 01.07.2020 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten sonra 19.12.2016 tarihinde edinilen gayrimenkul üzerinde davacının hak talebinde bulunamayacağını, ayrıca kesinleşen boşanma ilamı, bu ilama dayanak protokol içeriği ve davacının görülen boşanma davasının 1 nolu celsesinde açıkça alacak talebinde bulunmayacağını beyan ettiğini, boşanma kararının kesinleşmesiyle davacının mal tasfiyesinden kaynaklı herhangi bir alacak talebinde bulunmasının hukuki dayanağının kalmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tazminat (Boşanma Protokolünden Kaynaklı) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından vekâlet ücreti yönünden; davalı tarafından ise vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve (davacıdan) 292.10 TL. (davalıdan) 397.80 TL....
Mevcut veya beklenen menfaatleri, kişilik hakları boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir.(TMK md.174) Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi ve manevi tazminat isteyen davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı kadının boşanma sonucu en azından davalı erkeğin maddi desteğini yitireceği, erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle kişilik haklarının zedelendiği gözetilerek uygun bir maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir....
Boşanma dava dosyasına ibraz edilen protokol ve verilen boşanma hükmü içeriği dikkate alındığında, boşanma dava dosyasında protokol hükümleri ve duruşma beyanları kapsamında kadın lehine sadece ziynet eşya bedeline hükmedildiği, kadının bunun dışındaki tüm kişisel eşya alacağı ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacaklarından feragat ettiği, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirdiği görülmüştür....