Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinde boşanma davası açılmıştır. Tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun üzerindeki velayet hakkının taraflarca “müştereken ifasına” yönelik ... yerel mahkemesi tarafından verilen kararın “Tanınması ve Tenfizine” ilişkin ... (...) Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) kararı 24.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir. ... Aile Mahkemesi tarafından yabancı mahkeme ilamının tanınması sebebiyle boşanma konusunda yeniden karar tesisine yer olmadığına karar verilmiş ise de, velayet konusunda var olan kesin hükmü yok sayarak ortak çocuğun velayetini davacı kadına vermiştir. Tarafların yerleşim yerinin ... olduğu ise çekişmesizdir. Ortak çocuğun velayeti; a-... Mahkemesi kararına göre “müştereken kullanılmaya devam edilecektir. b-... (...) Mahkemesi kararına göre “müştereken” kullanılmaya devam edilecektir. c-... Mahkemesine göre “anne tarafından” kullanılacaktır....

    Birinci neden: Dosya kapsamına göre, davalı-davacı kocanın, davacı-davalı kadını ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı, davacı-davalı kadının yaklaşık 15 yıl davalı-davacı kocanın ailesiyle birlikte oturduğu, davacı-davalı kadının müstakil bir konut talep etmesi üzerinde taraflar arasında tarşıtma çıktığı, bunun üzerine davalı-davacı kadının ortak konutu haklı sebeple terk ettiği, davalı-davacı kocanın eşinin arkasından gittiği ve birlikte ayrı bir konut edindikleri, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı-davalı kadının müşterek çocukları ortak konuta çağırdığı ancak çocukların ortak konuta gelmek istemedikleri, babaanneleri ile birlikte kalmayı sürdürlükleri, tarafların daha sonraki süreçte ortak giderler konusunda tartışdıkları, davalı-davacı kocanın ailesinin yanına döndüğü, davacı-davalı kadının, davalı-davacı kocanın ailesinin yanına dönmek istemediği ve boşanma davası açtığı anlaşılmaktadır....

      Davacı dava dilekçesinde tarafların fikren ve ruhen anlaşamadıkları ve aralarında sürekli huzursuzluk ve tartışma olduğu şeklindeki boşanma sebebine dayanmış ancak dosyada bu konuyla ilgili herhangi bir tanık beyanı veya delili bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde davacının sadakatsiz yaşamı, başka erkeklerle ortamlarda bulunması, haysiyetsiz yaşamı ve eve geç gelmesi nedeniyle boşanma sebebine dayanmamıştır. Tüm dosya kapsamı, dinlenilen tanıklar, Yargıtay kararları ve ilgili mevzuat bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlayamamıştır. Bu sebeple boşanma talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı kocanın 1.8.2005 tarihinde terk sebebiyle boşanma davası açması üzerine davalı kadında 22.08.2005 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açmıştır. Davalı kadın haklı bir sebebe dayanarak ortak konuta dönmediğini kanıtlayamamıştır. Davalı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup terke dayalı boşanma davasını sonuçsuz bırakmaya yöneliktir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının “evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını” ileri sürüp, hem boşanma davası açması, hem de dava sırasında “eşini sevdiğini” belirtip boşanmak istemediğini ifade etmesi, ortak hayatın temelinden sarsılmadığını ve çekilebilir olduğunu göstermesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak...

          Elazığ 1.Aile Mahkemesi'nin 2012/759 E.- 2013/500K. sayılı ilamı ile davacı-b.davalı kocanın açmış olduğu boşanma davasının “kadının kusurunun ispat edilememesi sebebiyle” reddine karar verildiği, 20/02/2014 tarihinde kararın kesinleştiği, iş bu davanın ise 05/10/20217 tarihinde açıldığı, bu davanın açıldığı tarihe kadar geçen sürede tarafların bir araya gelmedikleri ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı-b.davalı kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

          Temyiz Sebepleri Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadın tarafından açılan ve kabul edilen tedbir nafakası davasında ileri sürülen ve kabul edilen gerekçesinde tarafların reddedilen ilk boşanma davasından sonra bir araya gelmediklerine ilişkin olduğunu ve bu kararın kesinleştiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde yer alan tanık beyanlarının incelenmesinde tanıkların tarafların bir araya geldiğini beyan etmediklerini, birlikte yaşamın yeniden kurulmasının bu olmadığını ileri sürülerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında daha önce görülen ve reddedilen boşanma davasından sonra ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, bir araya gelip gelmedikleri, davanın reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

            İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime taktir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir. Öte yandan, söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu taktirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır....

              DAVA KONUSU : Terk Nedeniyle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1960 yılında evlendiklerini, bu evlilikten yetişkin dört çocuklarının olduğunu, davalının evliliğin son yıllarında sorumsuz davranmaya başladığını, müşterek hayatın ortak sorumluluğunu bırakarak bundan yirmi yıl evvel müvekkilini terk ederek çocuklarının yanına yerleştiğini, temelinden geriye dönülmeyecek bir biçimde sarsılan evlilik birliğinin yeniden kurulmasının imkansız olduğu gibi devam ettirilmesinde de hiç bir yarar olmadığından tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Gerçekleşen bu durum karşısında,erkeğin boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığından, ortak hayatın temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğe kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediğinden, şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususu ispatlanamadığından, davacı tarafından açılan boşanma davasının reddi yönünde karar vermek gerektiği kanaatine varılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu