Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dava dilekçesinde fiziksel şiddete vakıa olarak ve ceza mahkemesi kararına da delil olarak dayanmadığı, erkeğin de davaya cevap vermemiş olması sebebiyle kadının süresinden sonra vakıa ve delile dayanamayacağı, kaldıki tarafların ceza yargılamasına konu fiziksel şiddet olayı sonrası birlikte yaşadıkları ve bu olaydan sonra açılan boşanma davasından feragat edilmekle fiziksel şiddetin kadın tarafından affedildiği, kadının tanık bildirmediği, idrak çağındaki ortak çocuk ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, "Taraflar arasında uzun yıllardan beri ortak bir hayatın mevcut olmadığı, tarafların ayrı yaşadıkları, bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektiren maddi bir vakıa da ispatlanamamaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 13/04/2016 tarihli ilamı ile ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olması sebebiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda çocuk için 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları, mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası az olup, bozma ilamının amacına aykırı bulunmuştur....

        un velayeti ile ilgili olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması yönünden bozulmuş diğer yönlerden onanmış olup, mahkemece bozma sonrası kesinleşen boşanma, tazminatlar ve kadın lehine hükmedilen nafakalar ve boşanma davasına ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik yeniden hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          Davalı-karşı davacı 01.10.2013 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde; kesinleşen ret kararı neticesinde ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeninin karşı tarafın tutum ve davranışlarından kaynaklandığını, müvekkilinin evlilik süresince davalı erkek ve ailesinin hakaret, aşağılama, hor görme şeklinde gerçekleştirdikleri baskı ve fiziksel şiddete maruz kaldığını belirterek tarafların boşanmalarına aylık 750,00TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00TL manevi tazminata karar verilmesini, asıl davanın ise reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: 6....

            Mahkemece "davanın TMK'nun 166/son maddesi kapsamında ele alınması gerektiği, TMK'nun 166/son maddesine göre boşanmaya karar verilebilmesi için özellikle her ne sebeple açılmış olursa olsun açılmış ve reddedilmiş bir davanın olması gerektiği, reddedilen kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmesi ve bu 3 yıl içinde ortak hayatın yeniden tesis edilememesi gerektiği, eldeki davada ise gerçekleşen olaylar karşısında davacı erkek tarafından ... 2....

              "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kararın tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK m. 166/son) istemine ilişkindir. İlk boşanma davası 25.02.2007 tarihinde açılmış, davanın reddine dair karar 23.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eldeki dava ise ilk boşanma davasının reddinden sonra süresi içerisinde açılmıştır. İlk boşanma davasının reddinden sonra tarafların farklı evlerde yaşadıkları kısa süreli bir araya gelmelerinin ortak hayatı yeniden kurmaya yönelik olmadığı, tarafların ve dinlenen tanıkların anlatımları ile toplanan diğer delillerden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları oluşmuştur....

                GEREKÇE : Dava; ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/son) ve fer'ilerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflar süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı erkeğe izafe edilen "şiddet" kusurun doğru olmakla birlikte, davacı erkek eşine hakaret ederek ve ayrıca başlangıçta boşanma davası açarak, fiili ayrılık nedenine dayalı boşanmanın (TMK. m. 166/4) zeminini hazırlamış ve boşanmaya sebebiyet vermiş olup, bu durumda erkek tam kusurludur. Ayrıca kadının ispatlanmış herhangi bir kusuru bulunmamaktadır....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme, Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Hüküm : Beraat Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: İddianamedeki anlatıma, dosya içeriğine ve sanık savunmalarına göre; sanığın, eşi olan katılana karşı açtığı boşanma davasında, eşinin, kendisini başka kadınlarla aldattığı yönündeki iddiasını kanıtlamak amacıyla, evdeki ortak kullanılan bilgisayarda bulunan katılana ait elektronik postaları, katılanın bir bayanla yaptığı telefon konuşmaları ile eve geliş gidiş anlarına ilişkin görüntülerini kayda alarak, kayıtları içeren CD'yi mahkemeye delil olarak sunması şeklinde gelişen olayda,...

                  Özel mutlak boşanma sebebine dayalı bir davada “kanunun aradığı belli şart” gerçekleştiği takdirde artık hâkim, genel boşanma ve özel nispi boşanma sebebine dayalı davaların aksine “evliliğin çekilmez hâle gelip gelmediğini” incelemeksizin boşanma kararı vermek zorundadır. Zira kanun koyucu; özel mutlak boşanma sebeplerinden birinin varlığı hâlinde, ortak hayatın çekilmez hâle geldiğini kabul etmiştir. Burada iddia edilen özel boşanma sebebinin varlığının ispatlanmış olması, boşanmaya karar verme hususunda yeterli olup, hâkim; tarafların bunun dışında ileri sürdükleri bir iddia ve savunmaya değer vererek hükme esas alamayacağı gibi boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların diğer kusurlu davranışlarını da dikkate alamayacaktır....

                    UYAP Entegrasyonu