Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Talep üzerine taraflara hak ve yükümlülük oluşturacak şekilde ek karar ile yeniden hüküm kurması isabetsiz olduğundan 29/06/2016 tarihli ek kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 3. bentte açıklanan sebeple 29/06/2016 tarihli ek kararın bozularak kaldırılmasına, temyize konu asıl hükmün ise yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen davalı-davacı erkeğin boşanma davası ve fer'ileri ile davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.11.2018 (Prş.)...

    in müvekkiline vasi tayin edildiğini, husumete izin de alındığını, davalının müvekkilini aşağıladığını, hor gördüğünü, müvekkiline ve ortak çocuklara sürekli fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, müvekkili tarafından daha önce boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, boşanma davası açıldıktan sonra gelişen olaylar sebebi ile iş bu davayı açma gerekliliği doğduğunu, erkeğin, müvekkilin annesine, babasına ve ortak çocuklarına yönelik hakaret, tehdit ve fiziksel şiddet eyleminde bulunduğunu, bu olayların daha önce açılan boşanma davasından sonra gelişen olaylar olduğunu, yine sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, erkeğin başka bir çocuğa cinsel istismar suçunu işlediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan Derya ve Nural için aylık ayrı ayrı 400,00 TL, ortak çocuklardan Damla ... için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak...

      Önceki boşanma davasının davacı-karşı davalı tarafından açıldığı, davanın "kadına atfı kabil kusur bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiği, ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçtiği, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde de davalı karşı davacının bir kusuru ortaya konulamamıştır. Önceki boşanma davasının reddine ilişkin karar, o davaya kadar davalı-karşı davacının boşanmayı gerektirecek bir kusurunun bulunmadığı konusunda kesin hüküm teşkil eder. Bu kesin hükmün varlığı karşısında, önceki olaylardan dolayı davalı-karşı davacı artık kusurlu sayılamaz. Fiili ayrılık süresi içinde davalının bir kusuru da ispatlanmadığına göre, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davacı-karşı davalı kusurludur. Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacı-karşı davalının “eşini sevmediğini, istemediğini söyleyerek birlikte yaşamaktan kaçındığı” anlaşılmaktadır....

        Somut olayda davacı-davalı kadın ortak çocuk için aylık 2.000 TL bağımsız tedbir nafakası talep etmiş, ortak çocuk yararına 1.100TL bağımsız tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Davacı-davalı kadının ortak çocuk yararına talep ettiği bağımsız tedbir nafakasının reddedilen kısmının bir yıllık nafaka miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesince ortak çocuk yararına hükmolunan bağımsız tedbir nafakasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle kadının; ortak çocuk yararına hükmolunan bağımsız tedbir nafakası davasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları ile davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanmış olması, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekir (TMK.md.170/3). Oysa toplanan delillerden davalı kadının davacı kocaya karşı saldırgan davranışlar sergilediği, kocasını ablası ile ilişkiye girmekle suçladığı, davacı kocanın ise eşine şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı sabittir (TMK.md.166). Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekliyle Türk Medeni Kanununun 170.maddesi uyarınca ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; velayet ve kişisel ilişki düzenlemeleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, boşanma davasının reddine karar verildiği, ortak çocukların velayetinin anne ve babada bulunduğu, kişisel ilişki için ise ayrı bir dava açılmadığı halde velayetin anneden alındığından bahisle anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlemesi usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

              O halde, Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yer alan boşanma sebebinin gerçekleştiği gözetilerek erkeğin boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ile boşanmanın fer'ilerine yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.480 TL. vekalet ücretinin Meryem'den alınıp ...'a verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.01.2017 (Salı)...

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince verilen 21.11.2018 tarihli ilk karar Dairemizin 02.06.2021 tarihli kararı ile istinaf edilen yönlerden kaldırılmış, ilk derece mahkemesi istinaf incelemesine konu eldeki kararında, "Davalının evlilik birliğine ve yaşamaya uygun bağımsız bir konut sağlamadığı, davacının dışarıya çıkmasına ve ailesiyle görüşmesine izin vermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında birlik görevlerini yerine getirmeyen, baskıcı tavır sergileyen davalı kocanın tam kusurlu olduğu," gerekçesiyle, taraflar arasındaki evliliğin boşanma ile sona ermesine ilişkin hükmün istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmakla boşanma talebine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuklardan Yasin Boyacı'nın velayetinin davalı babaya, Elif Boyacı'nın velayetinin anneye verilmesine, kendisine velayet verilmeyen ebeveyn ile ortak çocuk arasında karşılıklı kişisel ilişki kurulmasına, velayeti babaya verilen ortak çocuk Yasin yararına davacı...

                Mahkemece bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen taraflarca açılan boşanma davaları, velayet, kişisel ilişki, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlar yönünden yeniden hüküm kurulmuştur. Bu durumda, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                  İstinaf incelemesini yapan Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; davacı erkeğin kusur belirlemesi, tazminat talepleri ile davalı kadının tazminat ve nafaka taleplerine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu konuda yeniden eda hükmü oluşturulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, bölge adliye mahkemesince davalı kadının tüm, davacı erkeğin sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği halde reddedilen istinaf talepleri hakkında ret kararı ile yetinilecek yerde "Boşanma, velayet, kişisel ilişki, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları, davacı erkeğin tedbir ve iştirak nafakası talepleri, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücreti" hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 370/2)....

                    UYAP Entegrasyonu