WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından boşanma, tazminat ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma davası, koca tarafından 27.06.2012 tarihinde açılmış, tarafların gösterdikleri delilleri toplamış, mahkemece Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan boşanma sebebinin gerçekleştiği kabul edilerek 30.12.2013 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce hüküm; "davacının karardan sonra 28.07.2014 tarihinde ölmüş olması sebebiyle boşanma davasının konusuz kaldığı" belirtilerek bu husus nazara alınmak suretiyle bir hüküm tesis edilmek üzere bozulmuştur....

      DAVA 1.... erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, erkeğin ailesini istemediğini, beğenmediğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ortak konutu terk ettiğini, 08.03.2018 tarihinde ortak konuta dönmesi amacıyla kadın ihtar gönderildiğini, ancak kadının ortak konuta dönmediğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların terk hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu ve işbu davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkeğin mirasçısı tarafından 24.05.2011 tarihli asıl karar ve 03.12.2013 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 24.05.2011 tarihli karar ile davanın kabulü ile tarafların TMK'nun 166/1.maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin davacı babaya verilmesine, davalı anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Karardan sonra mahkemece davacı erkeğin 07.08.2012 tarihinde vefat ettiği gerekçesiyle 03.12.2013 tarihli ek karar ile dosya üzerinden “davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmiştir. Mahkeme ilk karar ile dosyadan el çekmiştir....

          Çok uzun süreli eylemli ayrılıkların evlilik birliğinin sarsılması nedeni sayılmasının, terke dayalı özel boşanma sebebine (TMK m. 164) ilişkin düzenlemeyi işlevsiz veya etkisiz duruma getireceğinden de söz edilemez. Çünkü, terk hukuki sebebiyle boşanma davası açılması için, eşlerden birinin samimi olarak ortak yaşamı yeniden kurmak isteğiyle diğerini ortak konuta çağırması, çağrılan eşin ise haklı bir sebep olmamasına karşın ortak konuta dönmemesi gerekmektedir. Oysa, uzun süreli eylemli ayrılıklarda, her iki eşin de ortak yaşamı sürdürmek gibi bir isteği/iradesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, uzun süreli eylemli ayrılıkları evlilik birliğinin sarsılması nedeni (TMK m. 166/1) saymak, terk hukuki sebebiyle açılan boşanma (TMK m. 164) davalarını etkilemez ve bu çözüm yolu terk hukuki sebebine dayalı boşanma davalarının seçeneği (alternatifi) gibi yorumlanamaz....

            Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını yasada öngörülen ( TMK md. 324/1) yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer sebepler varsa hakim tarafından kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md. 324/2). Davalının, 1997 doğumlu ortak çocuğa cinsel istismar içeren eylemi nedeniyle yargılandığı ve ceza aldığı, bu durumda kişisel ilişki sebebiyle ortak çocukların huzurunun ciddi olarak tehlikeye gireceği, davalının bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığı nazara alındığında, 2013 doğumlu ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmaması da isabetli olup davalının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

            DAVA TARİHİ : 20.08.2019 - 12.11.2019 KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü - yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/563 E., 2021/679 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı boşanma davasının reddine, asıl boşanma ile ziynet alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir....

              Davacı, davalının protokol gereği devrettiği taşınmaz ve ailesinden aldığı destek sebebiyle nafakaya ihtiyacının kalmadığını, başka bir ifade ile yoksulluktan kurtulduğunu ileri sürmüş ise de toplanan delillerden, boşanma sonrası kadının ekonomik ve sosyal durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı, ailesinin yanında kalmasının kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı, dolayısıyla nafakanın kaldırılma koşullarının gerçekleşmediği tartışmasızdır. Davacı diğer taraftan, boşanma davasından sonra ortak olduğu bir şirketin borçları sebebiyle ekonomik durumunun olumsuz yönde değiştiğini ve nafakayı ödeme gücünün kalmadığını ileri sürerek hakkaniyet gereği nafakanın azaltılmasını istemektedir....

              Dava, bu haliyle münhasıran akıl hastalığı sebebiyle, Türk Medeni Kanununun 165. maddesi uyarınca boşanma istemine ilişkin olup, davacı-karşı davalı kadın tarafından, akıl hastalığı sebebiyle boşanmanın koşullarının gerçekleştiği ispat edilememiştir. Bu sebeple, ilk derece mahkemesinin asıl davanın münhasıran “akıl hastalığı sebebiyle boşanma” istemine ilişkin olduğuna ve davanın sübut bulmadığından reddine dair kararı usul ve yasaya uygun olup, bu yöne ilişkin istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı-karşı davalı kadının, karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebine hasren yapılan incelemede; Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir....

              Sayın çoğunluk, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının, hem Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinin (1.) fıkrasında yer alan sebebe, hem de aynı maddenin (4.) fıkrasındaki fiili ayrılık sebebine dayandığını kabul ederek, bu ikinci sebebe dayanan boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmü bozmuş, bozma sebebine göre diğer yönleri incelememiştir. Karşı boşanma davasındaki boşanma talebi “evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması” sebebine dayanmaktadır. Evlilik birliği ister, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir davaya bağlı olarak geçen üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması halindeki yasal karine sebebiyle “temelinden sarsılmış sayılsın”; ister reddedilmiş bir boşanma davası bulunmaksızın ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olsun, her iki halde de davanın temel hukuki sebebi “birliğin temelinden sarsılmış” olmasıdır....

                UYAP Entegrasyonu