Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat ve nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek evlilik birliğin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, daha sonra davasını ıslah ederek, evliliğin iptaline (TMK m. 145) karar verilmesini, bu mümkün değilse akıl hastalığı sebebiyle (TMK m. 165) boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....
Başka bir ifade ile zina, hayata kast, pek kötü davranma veya ağır derecede onur kırıcı davranışla karşılaşan eş, dilerse bu özel sebeplerden birine ya da bir kaçına, dilerse genel boşanma sebebine dayanarak boşanma davası açabileceği gibi, özel ve genel nitelikte sebeplerinden ikisine birlikte dayanarak da boşanma talep edebilir. Bu son halde, kanundaki özel boşanma sebebi ispatlanmış ise, af veya dava hakkının düşmesi gibi bir durum da söz konusu değilse, özel sebebe dayanılarak boşanma kararı verilmek gerekir. Mahkeme tarafından bu ilke gözetilmeksizin hem özel hem de genel boşanma sebebiyle boşanmaya hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece bozma ilamına uyulup; velayet ve vekalet ücretine yönelik yeniden hüküm tesis edilmiştir. İlk hükmün velayet yönünden bozulması sebebiyle ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası temyiz incelemesi dışında kalmış ve kesinleşmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, hükmün bu yönden de kesinleştiğinden bahisle ortak çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmemiş olması doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2020 (Prş.)...
işletilmesi talebi olduğu halde faize hükmedilmemesinin doğru olmadığı, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına manevî tazminat şartlarının oluştuğu, istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesi düzeltilerek ve ilgili bentlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; erkek yararına boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 10.000,00 maddî 10.000,00 manevî tazminata, ve tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir....
DAVA TARİHİ : 08.08.2019-29.08.2019 KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 7. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/605 E., 2021/487 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların anne bakım ve şefkatine muhtaç yaşta oluşu, fiili durum, çocukların bakımında herhangi bir sorun olmaması ve masrafları gereği ortak çocuklar ..., ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve ağır kusurlu erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı asıl ve karşı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı karşı davanın reddine, ortak çocuk İbrahim Berat Bağcı'nın velâyetinin anneye verilmesine...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda mahkemece erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 166/1 gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velayetinin babaya bırakılmasına, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar ... ve ...'ın velayetlerinin anneye bırakılmasına, baba ve çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklan ... ve ... lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddine hükmetmiştir....
Kocasının sürekli alkol alması, sürekli fiziksel şiddet uygulaması ve sürekli hakaret etmesi sebebiyle evden ayrılan davalı kadın terk eden eş değildir.Zira, terk eden eşin tanımını Türk Medeni Kanunu, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk eden eş olarak tanımlamıştır (TMK.m.164/1).Davacı erkek eşin dava hakkının olmadığını YHGK emsal kararı ile de teyit etmiştir (YHGK, 4.11.2009, 2009/2-402-2009/484).2-KALDI Kİ; Erkek eşin hiçbir haklı ve kabul edilebilir sebep göstermeden ihtarın (TMK.m.164) tebliğinden 3 yıl 2 ay sonra terk sebebiyle boşanma davası açması dürüstlük kurallarına (TMK.m.2) uygun olmadığı gibi geçen zaman dikkate alındığında ihtar isteğinin samimi bir arzuya dayandığı da kabul edilemez (Emsal karar; Y.2.H.D, 8.12.2010, 2009/17968 esas, 2010/20643 karar). KARŞI OY YAZISI Boşanma davasını terk edilen eş açabilir (TMK.m.164/1)....
Özel boşanma sebepleri ise kendi içinde mutlak özel boşanma sebepleri (zina-TMK m. 161, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış-TMK m. 162, suç işleme-TMK m. 163 ve son olarak terk-TMK m. 164) ve nispi özel boşanma sebepleri (haysiyetsiz hayat sürme-TMK m. 163 ve akıl hastalığı TMK m.163) şeklinde ayrıma tabidir. Bu ayrımların asıl önemi; hâkimin, somut olayda evliliğin çekilmez hâle gelip gelmediğini incelemesinin gerekip gerekmediği noktasında kendini gösterir. Kanun koyucu özel mutlak boşanma sebepleri konusunda belirli bir olayın gerçekleşmesi şartını aramıştır. Özel mutlak boşanma sebebine dayalı bir davada “kanunun aradığı belli şart” gerçekleştiği takdirde artık hâkim, genel boşanma ve özel nispi boşanma sebebine dayalı davaların aksine “evliliğin çekilmez hale gelip gelmediğini” incelemeksizin boşanma kararı vermek zorundadır. Zira kanun koyucu; özel mutlak boşanma sebeplerinden birinin varlığı hâlinde, ortak hayatın çekilmez hâle geldiğini kabul etmiştir....