Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TARİHİ : 20.08.2019 - 12.11.2019 KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü - yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/563 E., 2021/679 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı boşanma davasının reddine, asıl boşanma ile ziynet alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir....

    Dava, bu haliyle münhasıran akıl hastalığı sebebiyle, Türk Medeni Kanununun 165. maddesi uyarınca boşanma istemine ilişkin olup, davacı-karşı davalı kadın tarafından, akıl hastalığı sebebiyle boşanmanın koşullarının gerçekleştiği ispat edilememiştir. Bu sebeple, ilk derece mahkemesinin asıl davanın münhasıran “akıl hastalığı sebebiyle boşanma” istemine ilişkin olduğuna ve davanın sübut bulmadığından reddine dair kararı usul ve yasaya uygun olup, bu yöne ilişkin istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı-karşı davalı kadının, karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebine hasren yapılan incelemede; Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir....

    Çok uzun süreli eylemli ayrılıkların evlilik birliğinin sarsılması nedeni sayılmasının, terke dayalı özel boşanma sebebine (TMK m. 164) ilişkin düzenlemeyi işlevsiz veya etkisiz duruma getireceğinden de söz edilemez. Çünkü, terk hukuki sebebiyle boşanma davası açılması için, eşlerden birinin samimi olarak ortak yaşamı yeniden kurmak isteğiyle diğerini ortak konuta çağırması, çağrılan eşin ise haklı bir sebep olmamasına karşın ortak konuta dönmemesi gerekmektedir. Oysa, uzun süreli eylemli ayrılıklarda, her iki eşin de ortak yaşamı sürdürmek gibi bir isteği/iradesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, uzun süreli eylemli ayrılıkları evlilik birliğinin sarsılması nedeni (TMK m. 166/1) saymak, terk hukuki sebebiyle açılan boşanma (TMK m. 164) davalarını etkilemez ve bu çözüm yolu terk hukuki sebebine dayalı boşanma davalarının seçeneği (alternatifi) gibi yorumlanamaz....

      Sayın çoğunluk, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının, hem Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinin (1.) fıkrasında yer alan sebebe, hem de aynı maddenin (4.) fıkrasındaki fiili ayrılık sebebine dayandığını kabul ederek, bu ikinci sebebe dayanan boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmü bozmuş, bozma sebebine göre diğer yönleri incelememiştir. Karşı boşanma davasındaki boşanma talebi “evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması” sebebine dayanmaktadır. Evlilik birliği ister, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir davaya bağlı olarak geçen üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması halindeki yasal karine sebebiyle “temelinden sarsılmış sayılsın”; ister reddedilmiş bir boşanma davası bulunmaksızın ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olsun, her iki halde de davanın temel hukuki sebebi “birliğin temelinden sarsılmış” olmasıdır....

        DAVA HAKKIORTAK KONUNUN SEÇİLMESİTERK NEDENİNE DAYALI BOŞANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 164 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının temyiz itirazları yersizdir. 2. Davacının temyizine gelince; Türk Medeni Kanununun 164. maddesine göre, terk sebebiyle boşanma davası açma hakkı terk edilen eşe aittir. "... terk edilen eş boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır..." (TMK: md. 164/1) Olayda, tarafların kendilerinin seçtikleri bağımsız bir konut bulunmamaktadır....

          DAVA HAKKIORTAK KONUNUN SEÇİLMESİTERK NEDENİNE DAYALI BOŞANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 164 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının temyiz itirazları yersizdir. 2. Davacının temyizine gelince; Türk Medeni Kanununun 164. maddesine göre, terk sebebiyle boşanma davası açma hakkı terk edilen eşe aittir. "... terk edilen eş boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır..." (TMK: md. 164/1) Olayda, tarafların kendilerinin seçtikleri bağımsız bir konut bulunmamaktadır....

            DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İran'da evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, uyuşturucu madde kullandığını, ortak çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Dava dilekçesi davalı erkeğe 04.01.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek davaya cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

              CEVAP 1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, yatağını ayırdığını, ortak konutu terk ettiğini, hakaret ettiğini, kadının, kendi adına olan taşınmazını erkekten gizli satmaya çalıştığını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, taraflar arasında karşılıklı olarak açılan boşanma davasının halen derdest olduğunu ve işbu davanın yargılaması sırasında kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin öğrenildiğini, kadının bu sebeple ortak konutu terk ettiğini ve birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadının, ortak...

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2019 tarihli ve 2018/380 Esas, 2019/773 Karar sayılı kararıyla; tarafların daha önce aralarında görülen ve retle sonuçlanan boşanma davasından sonra evlilik birliğinin yeniden kurulamadığı, üç yıldan fazla sürenin geçtiği, davacı-karşı davalının boşanma davasının yasal koşullarının oluştuğu, tarafların birlikte yaşadıkları dönemde davacı-karşı davalı erkek eşin eşi ve ortak çocukla ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, eve geç ve alkollü geldiği, taraflar arasında daha önce görülen tedbir nafakasına göre de, eşini aldattığını ve aldatacağını söyleyerek güven sarsıcı olaylarının olduğu, böylece davalı-karşı davacının boşanma davasında evlilik birliğinin sarsıldığının ispatlandığı, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde velâyetinin...

                  İstinaf Yoluna Başvuranlar 1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatlar, kendisinin reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Davalı-karşı davacı erkek vekili ise boşanma hükmü kesinleştiği halde yeniden boşanma kararı verilmesi, kadın lehine boşanma kararının kesinleşme tarihinden sonrası için verilen tedbir nafakası ile iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

                    UYAP Entegrasyonu