WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğin Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurları yanında erkeğin ortak çocuklara tehditvari söz ve davranışlarda bulunduğu, kadının yine de ağır kusurlu olduğu, ortak çocukların her ikisinin de velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği, Yüksel için hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu, kadın için 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar yönünden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair...

    Değerlendirme Davacı-karşı davalı kadın vekili; temyiz tarihinden sonra verdiği 19.01.2023 tarihli dilekçe ile taraflar arasında boşanma ve fer’îleri ile boşanmanın fer'îleri dışında kalan diğer mali konulara yönelik olarak düzenlenmiş olan 04.01.2023 tarihli “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” başlıklı belge sunmuş olup bu hususta karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasındaki boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. O halde taraflar arasında düzenlenen 04.01.2023 tarihli “Anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı belge değerlendirilerek taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle bir karar verilmek üzere hükmün boşanma bölümü dışında kalan diğer yönlerinden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. VI....

      SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2-a), (2-b) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre boşanma davasının esası ve fer'ileri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekeceğinden davalı kadının boşanma davasına ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.01.2017(Prş.)...

        Bu itibarla davacı kadının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, "zina sebebiyle açılan boşanma davasında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK md.438/7)....

          Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delilerle ispatlanmış bulunması gerekir. Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 10/06/2010 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 12/04/2016 tarihinde açılmıştır....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/160 KARAR NO : 2022/234 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ARAKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2021 NUMARASI : 2020/18 ESAS - 2021/287 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (ORTAK HAYATIN YENİDEN KURULMAMASI SEBEBİYLE) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 20/04/2006 tarihinde evlenmiş olduklarını, bu evlilikten davalının ikinci evliliği olduğundan müşterek çocukları bulunmadığını, davacının ev hanımı, davalı tarafın ise emekli olduğunu, davacının evliliği süresince bir eş olarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmiş olduğunu, ailesine bağlı bir eş olduğunu, ancak evliliklerinin ilk zamanlarından itibaren, davalı tarafın davacı tarafa...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/160 KARAR NO : 2022/234 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ARAKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2021 NUMARASI : 2020/18 ESAS - 2021/287 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (ORTAK HAYATIN YENİDEN KURULMAMASI SEBEBİYLE) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 20/04/2006 tarihinde evlenmiş olduklarını, bu evlilikten davalının ikinci evliliği olduğundan müşterek çocukları bulunmadığını, davacının ev hanımı, davalı tarafın ise emekli olduğunu, davacının evliliği süresince bir eş olarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmiş olduğunu, ailesine bağlı bir eş olduğunu, ancak evliliklerinin ilk zamanlarından itibaren, davalı tarafın davacı tarafa...

            Ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin okul ve mesai günü olan pazartesi sap 18:00'e kadar belirlenmesi, ortak çocuğun eğitimini engelleyecek nitelikte olacağı ve davalı-karşı davacı babanın çalışma günü olması sebebiyle kişisel ilişkinin tesisini zorlaştıracağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır. 4-Dava, 12.08.2014 tarihinde açılmış, tarafların ortak çocuğu ... ise dava açıldıktan sonra 13.12.2014 tarihinde doğmuştur. Ortak çocuk için belirlenen tedbir nafakası yükümlülüğünün çocuğun doğumundan sonra başlayacağı gözetilmeden yazılı şekilde ortak çocuk için dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 5-İlk derece mahkemesinin 18.02.2015 tarihli, 2014/195 esas ve 2015/29 karar sayılı kararı ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından münhasıran reddedilen kendi davası yönünden temyiz yasa yoluna başvurulmuştur....

              Aile Mahkemesi nezdinde görülen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereği açılan davada davacı kadın davadan feragat ettiğine dair beyanda bulunmuş ise de bu beyanında açıkça eşi ile barıştıkları yahut bir araya geldikleri, ortak hayata yeniden başladıklarına dair bir beyanda bulunmadığı, mevcut davadan kadının feragatinin affetme yahut en azından davadan önceki hadiseler hakkında tarafların birbirlerini hoş gördükleri sonucu oluşturmayacağından daha öncesinde görülen boşanma davasına ilişkin olarak tarafların yahut davacının af iradesinin bulunduğu hususunda bir değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî...

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK md.166/1) tarafların boşanmalarına hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı koca; davalı-davacı kadının kusur tespiti, boşanma davasının kabulü ile yargılama giderlerine ve vekalet ücretine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava ve birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355)....

                UYAP Entegrasyonu