Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer yandan TMK.’nın 166/4 maddesinde düzenlenen “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmünde kanun koyucu daha önce boşanma davası açılması ile ayrı durumda olan eşlerin ret kararı üzerine de bu ayrılığın devam etmesi karinesinden hareketle ortak hayatın yeniden kurulamamasını evliliğin temelinden sarsılması ve doğrudan taraflardan birinin başvuru üzerine boşanmaya karar verileceğini düzenlemiştir. Maddedeki ortak hayatın yeniden kurulamaması, çok açık şekilde olumsuz bir durumun tespiti olup bundan yararlanan önceki davayı hangi tarafın açtığına bakılmaksızın davalı konumda olan eştir. Başka bir anlatımla, ortak hayatın yeniden kurulamamasından faydalanan davalıdır....

    KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 161. maddesinin ilk fıkrası hükmüne göre; “eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir” Davacı, “zina” ve “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebeplerine birlikte dayanarak boşanma davası açmış; mahkemece, davalının bir başka kadınla cinsel ilişkisi sabit görülerek zina sebebiyle boşanma kararı verilmiştir. Toplanan delillerle davalının bir başka kadınla cinsel ilişkide bulunduğu gerçekleşmiştir. Zina, mutlak bir boşanma sebebidir. Bu sebebe dayanan bir boşanma davasında, sebebin gerçekleşmiş olması yeterli olup, ayrıca bu olayın evlilik birliği üzerindeki etkilerine (diğer bir ifade ile bu olay sebebiyle ortak yaşamın temelinden sarsılmış, amacını yitirmiş, devamına olanak kalmamış olup olmadığına) bakılmaz. Olayın gerçekleşmiş olması tek başına boşanma için yeterlidir....

      Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkeğin davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ile boşanmanın fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.05.2017 (Pzt.)...

        bırakılmış,ortak çocuk lehine nafakaya hükmedilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından velayet, nafaka ve karşı davanın kabulü sebebiyle kadın lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiş, Dairemizin 20.06.2018 tarihli ilamı ile "Mahkemece; taraflar arasındaki evlilik birlikteliğinin sona erdiği taraf ve tanık beyanlarından anlaşılmakla tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

          , ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların ihtiyaçları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirildiğinde, her biri yararına aylık 300,00'er TL tedbir nafakası, aylık 400,00'er TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tam ya da ağır kusurlu olmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olması kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması sebebiyle 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî-manevî tazminat ve nafaka taleplerinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olması sebebiyle reddine ve ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocukların üstün yararı gereği olduğundan erkeğin velâyet...

            , ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların ihtiyaçları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirildiğinde, her biri yararına aylık 300,00'er TL tedbir nafakası, aylık 400,00'er TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tam ya da ağır kusurlu olmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olması kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması sebebiyle 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî-manevî tazminat ve nafaka taleplerinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olması sebebiyle reddine ve ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocukların üstün yararı gereği olduğundan erkeğin velâyet...

              , ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların ihtiyaçları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirildiğinde, her biri yararına aylık 300,00'er TL tedbir nafakası, aylık 400,00'er TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tam ya da ağır kusurlu olmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olması kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması sebebiyle 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî-manevî tazminat ve nafaka taleplerinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olması sebebiyle reddine ve ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocukların üstün yararı gereği olduğundan erkeğin velâyet...

                nın tedbir nafakaları ile ortak çocuk...'nın iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, ortak çocukların ihtiyaçları gözetilerek ortak çocuklar ...... ve... için dava tarihinden başlamak, tahsilde tekerrür oluşturmamak ve ortak çocuk ...... için ergin olduğu 07.01.2022 tarihine,... için boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile ortak çocuk... için boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk...'...

                  Ne var ki, dava açıldığı tarihte fiilen anne yanında kalan çocuklar lehine nafaka takdiri için ayrı yaşamda haklılık sebebinin aranmasına gerek bulunmadığı ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları, çocukların ihtiyaçları, eğitim masrafları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) birlikte değerlendirildiğinde dava tarihinden itibaren boşanma kararının kesinleştiği tarihe (22/09/2020) kadar devam edecek şekilde ortak çocuklar yararına nafaka takdiri gerekirken davacının hukuki yararı kalmadığından davasının reddi isabetsiz olup bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün Dairemizce düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle, davacı kadının ortak çocuklar için nafaka takdiri gerektiğine yönelik istinaf talebinin kabulüne, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereği yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair istinaf talebinin ise esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

                  Davalı ilk açtığı boşanma davasından feragat etmiş, bu suretle evlilik birliğinin devamına ilişkin iradesini ortaya koymuştur. Feragat sebebiyle ret kararına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre boşanma hükmünü elde eden, başka bir ifade ile üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulmasından kaçınan koca fiili ayrılığa dayanan boşanmada kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi koşulları davalı lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse, davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat taktir edilmelidir. Hüküm maddi tazminat yönünden bozulmalıdır. Bu sebeple değerli çoğunluğun onama düşüncesine maddi tazminat yönünden katılmıyorum....

                    UYAP Entegrasyonu