Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olacak değişiklikler nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin söz konusu olduğunu, yerel mahkemece taşınmaz ve bankalar üzerindeki ihtiyati tedbir talebimizin reddedilmesinin son derece hatalı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının mal paylaşımı davası sonunda elde edilecek hak ve alacağı temine yönelik olduğunu, bu nedenlerle de boşanma davası devam ederken talepleri kapsamında ihtiyati tedbir kararının reddedilmesinin müvekkilinin hak kaybına neden olacağını, boşanma davasının ne şekilde neticeleneceği, yerel mahkeme kararı sonrasında taraflarca diğer kanun yollarına başvurulup başvurulmayacağı hususlarının belirsiz olduğunu, yerel mahkemenin dosyası dava konusu mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı taleplerinden ibaret olmakla bu taleplerin değerlendirilmesi için de boşanma davasının sonuçlanması (kesinleşmesi) beklenmesi, bu süreçte mahkemenin her iki tarafın da hak ve alacaklarını korumak...

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Asıl davanın çekişmeli boşanma olarak açıldığı, tarafların yargılama devam ederken mahkememize anlaşmalı boşanma protokolü sunduğu davacı taraf ile davalı tarafın 05/10/2021 havale tarihli anlaşma protokolü doğrultusunda duruşmada anlaşmalı boşanmayı kabul ettikleri, tarafların dava konusunun boşanma, velayet ve şahsi ilişki tesisi hususlarında olduğu, tarafların ev eşyası paylaşımı, ziynet eşyası paylaşımı, menkul ve gayrimenkul paylaşımı, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, mal rejimi tasfiyesi, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında taleplerinin olmadığı ve tarafların anlaştıkları şekilde boşanmalarına karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır....

Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Taraflar 18/02/1996 tarihinde evlenmiş, 06/01/2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18/02/2013 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesine göre mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasa m.10, TMK m.202/1)....

Bu itibarla ilk derece mahkemesince davacının davalılardan alacaklı olduğunu iddia etmediği gibi boşanma davası sonucunda tazminat alacağına da hükmedilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

ASLİYE HUKUK TARİHİ : 17/03/2020 NUMARASI : 2020/56 ESAS - 2020/272 KARAR DAVA KONUSU : TASARRUFUN İPTALİ KARAR : İlk derece mahkemesince verilen 17/03/2020 tarihli karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşiyle arasındaki boşanma davası ve mal paylaşımı davasının devam ettiğini, eşi Şükrü Şamlıoğlu ile Antalya Beton Çimento Ticaret Ltd şti üzerinde birlikte hissedar olduklarını, Şükrü Şamlıoğlu'nun şirket adına kayıtlı bir çok taşınır, araç ve taşınmazı farklı farklı tarihlerde davalılar üzerine devrettiğini, şirketin tüm mal varlığının diğer davalılara devredildiğini, bütün bu işlemlerin davacı olan müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, muvazaalı olduğunu belirterek tasarrufların iptalini talep etmiştir....

ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/336 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma ve Mal Paylaşımı KARAR : Davacı vekili dava dilekçesi ile; 50.000 TL dava değeri belirtmek suretiyle mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak talebi ile tarafların boşanmalarını ve boşanmaya bağlı feri taleplerde bulunduğu ayrıca davalının mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 06.07.2023 tarihli tensip tutanağının (9) nolu ara kararı ile davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinafı 06.07.2023 tarihli ihtiyati tedbirin reddi ara kararına yöneliktir. Davacı vekilinin 05.09.2023 tarihli talep dilekçesine istinaden mahkemece 05.09.2023 tarihli ara kararı ile davalı adına kayıtlı Aliağa'da bulunan taşınmazına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

Davacı cevaba cevap dilekçesinde; Davalı ve annesi tarafından altınları alınarak müşterek haneden gönderildiğini, evden giysilerini dahi alamadığını, düğünde kendisine bağışlanan ziynet eşyalarının karşı tarafta kaldığını belirterek dava dilekçesindeki boşanma, nafaka, tazminat talepleri dışında ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki güncel rayiç bedelinin yasal faizi ile birlikte tarafına verilmesini, evlilik birliği süresince aile bütçesine katkıda bulunduğundan lehine değer artış payı ve katılma alacağının belirlenerek mal paylaşımı yapılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 19/04/2019 tarihli ara kararı ile; Davacı kadının mal rejimi tasfiyesi talebi tefrik edilerek işbu esasa kaydedilmiştir. Dairemizin 30/12/2020 tarih 2020/854 Esas 2020/1696 Karar sayılı ilamı ile, İlk Derece Mahkemesinin 30/12/2019 tarih 2019/117 Esas 2019/817 Karar sayılı açılmamış sayılmasına dair kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

Davalı/birleşen dava davacısı cevap dilekçesinde TMK 236/2 maddesinde düzenlenen "zina nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına yada kaldırılmasına karar verebilir" hükmü gereğince boşanma davasında kusurlu olan davacı/birleşen dava davalısının davaya konu taşınmazda katılma alacağının bulunmadığını beyan etmiş, tarafların boşanma dosyalarının incelenmesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşandıkları, zina sebebiyle açılmış yahut karara bağlanmış boşanma dosyalarının bulunmadığı anlaşılarak edinilmiş malların tasfiyesindeki hesaplamalar yönünden TMK 336/2 maddesindeki düzenleme uyarınca davacı koca aleyhine değerlendirme yapılmamıştır. Davacı/birleşen dava davalısı vekili 30/05/2019 tarihli ıslah dilekçesinde davalı/birleşen dava davacısının dava devam ederken müvekkiline 60.000,00 TL ödeme yaptığını beyan etmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2021 NUMARASI : 2020/537 ESAS - 2021/336 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Zina Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, davacı tarafından istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması istenmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nin 353. maddesi gereğince tahkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların TMK 161. Maddesi, olmadığı takdirde TMK.nun 162. Maddesi gereğince boşanmalarına, davacı lehine 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ziynet eşyaları bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl ve birleşen davalarda davacı, mirasbırakanları...’in, 94 ada 1 parseldeki 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerini, 10 ada 12 , 16 ada 205, 13 ada 16 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalılar, mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile değil, mirasçıları arasında mal paylaşımı yapmak amacı ile dava konusu devir işlemlerini yaptığını, bu kapsamda bir kısım mal varlığını davacıya da verdiğini, öte yandan mirasbırakana ait başkaca taşınmazların da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

    UYAP Entegrasyonu