Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar 08.05.1986 tarihinde evlenmiş, 04.10.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve boşanmaya ilişkin bölümün 12.07.2007 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 04.10.2005 tarihine kadar ise 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu ... plakalı araç 4.6.2004 tarihinde davalı adına edinilerek, boşanma davasının açıldığı tarihten sonra 5.10.2005 tarihinde 3.kişiye satılmıştır....

    Taraflar 2.10.1986 tarihinde evlenmişler, 21.11.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabul edilmesi üzerine hükmün kesinleştiği 27.5.2005 tarihinde boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. (TMK.nun 225/2). Taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı 21.11.2003 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.202, 4722 s.Yürürlük K.m.10/1). Dava konusu 25309 ada 7 parsel üzerindeki kargir apartmanın 1.kat 1 nolu bağımsız meskeni, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 16.9.1996 tarihinde satın alınıp davalı ... adına tescil edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve meskenin edinme tarihi itibarıyla dava, mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen meskenin alımında katkıda bulunulduğu iddiası ile açılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Meskenin alımına yapılan katkının, tanık dahil her türlü delille ispatlanması mümkündür....

      Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK mad. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Eşler, 14.09.1999 tarihinde evlenmiş, 25.08.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 22.12.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son)....

        Taraflar, 18.9.2004 tarihinde evlenmiş, 25.01.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 16.05.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m)....

          Eşler arasında boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi sona ermiştir(TMK.nun 225/son). Taraflar arasında evlilik tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 24.9.2002 tarihine kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.(4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK md. 202/1.). TMK.nun 178.maddesinde, "evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, boşanma kararı 30.6.2004 tarihinde kesinleşmiş görülmekte olan dava ise bir yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 6.11.2006 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa ilişkin kabul kararının verilmesi doğru görülmemiştir....

            Taraflar 17.07.1992 tarihinde evlenmiş, 20.02.2003 tarihinde açılan dava sonucu boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 10.04.2003 tarihinde kesinleşmiştir.Eşler arasında boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi sona ermiştir. (TMK.nun 225/son) Taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 24.9.2002 tarihine kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.(4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK md. 202/1.) TMK.nun 178.maddesinde, “evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, boşanma kararı 10.04.2003 tarihinde kesinleşmiş, görülmekte olan dava ise bir yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 21.01.2008 tarihinde açılmıştır.Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı- Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen boşanma davası, ziynet alacağı ve mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerine ilişkin hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının ziynet alacağı talebi, boşanmanın eki niteliğinde bulunmayıp, ayrıca nispi harca tabidir. Dava dilekçesinden alınan başvurma harcı bu dilekçe içindeki tüm istekleri kapsar....

                Esasen, boşanma davasında karar TMK.nun 166/1.maddesine dayandırılmıştır. Bu durumda, boşanma dava dosyasında mal rejimi ile ilgili senedin bakım karşılığı verildiği şeklinde yorum yapılması hukuka aykırıdır. Esasen senedin kapsamında bakım koşuluyla düzenlendiğine ilişkin hiçbir kelime ve cümle yoktur. Boşanma dava dosyasında davacı ... hiçbir aşamada bu senedin kendisinden hata ve hile v.s. ile alındığını ileri sürmemiştir. Eldeki derdest dosyada da söz konusu senedin hata ve hile sonucu düzenlendiğine ilişkin bir beyan yoktur. Olsa bile boşanma davasının açıldığı 14 Temmuz 2004 tarihinden eldeki davanın açıldığı 12.07.2007 tarihine kadar bir yıllık hak düşürücü süresi geçmiştir. Öyle ise, ileri sürülse dahi böyle bir iddianın dinlenme olanağı kalmamıştır. Tüm bunlardan ayrı olarak hatada yanılma, hilede yanıltma söz konusudur....

                  Şöyle ki; tarafların boşanma dava dosyasına sundukları boşanma protokolünde mal rejimin tasfiyesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi, gerekçe ve hükümde de mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir hüküm yoktur. Diğer yandan, feragatin somutlaştırılmış bir hak ile ilgili kayıtsız ve şartsız, herhangi bir kuşkuya yer vermeyerecek biçimde açık olması gerekir. Bu durumda, 18.08.2005 tarihli duruşmada davacı kadının "Paylaşılacak bir malımız ve eşya talebim yoktur", davalı erkeğin ise "Paylaşılması gerekli bir malımız ve eşya talebim yoktur" şeklindeki anlatımlarının mal rejiminin tasfiyesi yönünden feragat olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. O halde, mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonuca göre asıl ve karşı davanın esasıyla ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

                    Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ve fer'ilerinin yanında mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvurma harcı dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi yönünden peşin nispi harcı alınmamıştır. Boşanma kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmekle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğinden davacı kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davası da görülebilir hale gelmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu