WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, davacı kadının anlaşmalı boşanma davasındaki beyanları ve protokol hükümleri ile bağlı olduğu, gelecekte mal rejimine yönelik dava açma hakkını kullanmasının dürüstlük kuralına aykırı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacı 3.kişi ile borçlunun borcun doğumundan sonra anlaşmalı olarak boşandıkları, dava konusu taşınmazların boşanma protokolü ile 3.kişiye bırakıldığı ve tarafların boşanmadan sonra da birlikte yaşamaya devam ettikleri boşanma protokolünün alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlara ait tasarrufların icra dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, tefrik edilen taşınmazla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 05.10.2011 gün ve 874/1473 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ve davalı arasındaki mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda; TMK'nun 225. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinin istenebilmesi için taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanma sebebiyle sona ermesinin gerektiği, bu şartın gerçekleşmediğinden talep hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....

        Banktan 02.06.2004 tarihinde 60 ay vadeli 110.000 TL bedelli konut kredisi kullanılmış olup, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar 27 taksit ödenmiş olup, 33 taksit sonraya kalmıştır. Mahkemece boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi taksit ödemelerinin yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre oranlama yapılmak suretiyle hesaplamada dikkate alınması gerekirken, boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi borç miktarının taşınmazın boşanma dava tarihindeki değerine oranlanması suretiyle taşınmazın %52'lik kısmının kredi borcu olduğundan bahisle yazılı şekilde hesaplama yapılarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır....

          Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 09 L 8707 plakalı araç, 17.06.2006, 09 D 1757 plakalı araç da 14.05.2009 tarihinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

            Dava konusu bağımsız bölüm 10.10.1996 tarihinde noterde yapılan kooperatif hissesi devir sözleşmesiyle davalı adına alınmış, boşanma davasının sonuçlanmasından sonra 26.12.2001 tarihinde ferdileşme ile davalı adına tapuya tescil edilmiştir. TMK'nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK'nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır....

              Mahkemesi'nde 2 C 119/04p-5 nolu kararla 24.09.2004 tarihinde anlaşmalı boşandıkları, evlilik malları bakımından da uzlaşma sağlandığı, anılan boşanma kararı ile eki olarak karara yazılan uzlaşma tutanağının tenfizinin de yapıldığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar 01.08.1986 tarihinde evlenmişler, yabancı mahkemede 24.07.2004 tarihinde açılan ve 19.11.2004 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlardır. Boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın ise, 09.03.2009 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı 27.04.2004 tarihinde sona ermiştir....

                Kanunun bu açık hükmü gözetildiğinde başlangıç tarihi olan boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi eşler arasında sona ermiş olsa bile zaman aşımı işlemeyeceğinden (duracağından) ve boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar da bu duruma devam edeceğinden ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren TBK'nun 146. maddesinde öngörülen zaman aşımı işlemeye başlayacaktır. Yani zaman aşımının başlangıç tarihi saptanan bu olgu karşısında boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesi uygun olacaktır. Buna göre, eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkı doğar.Saptanan bu durum karşısında TMK'nun 6. ve 222/1. maddeleri gereğince davacı iddiasını, davalı ise savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür....

                  Şöyle ki, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflarca imzalanan anlaşmalı boşanma protokolünün (4) nolu maddesinde ‘... Malvarlığı talebimizin olmadığına ...’ şeklinde düzenleme yapıldığı, davacının mal rejiminden kaynaklı bir hak talebi olmadığı veyahut feragat ettiğine dair duruşmada bir beyanının olmadığı, hükümde de mal rejiminnin tasfiyesine yönelik bir hüküm olmadığı gibi, protokolün onaylanmasına da karar verilmediği, işbu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının fer'isi niteliğinde olmayıp protokoldeki düzenlenmenin duruşmada beyan edilmediğine ve hükümde de bir düzenleme yapılmamış olmasına göre, tarafların mal rejimini tasfiye ettikleri kabul edilemez. O halde, Mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. VII....

                    Edinme tarihinde taraflar arasındaki boşanma davası henüz görülmektedir ve boşanma kararı 13.10.1986 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar 22.10.1997 tarihinde yeniden evlenmişler ve daha sonra tekrar boşanmışlardır. İlk boşanma tarihinde 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi geçerli olup; bu Kanun'da 4721 sayılı 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu'nun 225/2. maddesindeki gibi, "evliliğin boşanma sebebiyle sona erdirilmesi halinde mal rejiminin boşanma dava tarihinden geçerli olarak sona ereceği" şeklinde bir hüküm mevcut değildi. Bu nedenle, 743 sayılı Yasa döneminde yapılan evliliklerde yasal mal ayrılığı rejiminin evliliğin sona erdiği (boşanma halinde boşanma hükmünün kesinleştiği tarihte) tarih itibariyle son bulacağı sonucuna ulaşılması gerekir. Bunun sonucu olarak, dava konusu taşınmazın ilk evliliğin devamı içinde alındığı kabul edilmelidir. Bu davanın açıldığı, sırada evlilik sona erdiğinden TMK'nun 194. maddesindeki "aile konut koruması" dava mevcut değildir....

                      UYAP Entegrasyonu