Mahkemece, kredi ile alınan taşınmazın satış değeri itibarıyla artık değer bulunmadığı, aracın ise önceki aracın satışı ile alındığından edinilmiş mal olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 24.11.2007 tarihinde evlenmişler, 09.01.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hüküm 03.05.2013 tarihinde kesinleşmekle evlilik birliği son bulmuştur. TMK'nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında evlenme tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dosya kapsamına göre davacının talebi, katılma alacağı niteliğindedir....
Boşanma ilamının 6 no.lu bendinde ise aynen “…Maddi-manevi tazminat talepleri ve mal anlaşmazlıkları bulunmadığından bu konularda karar ittihazına yer olmadığına…” hükmolunmuştur. Somut veriler incelenip irdelendiğinde; yanların mal rejiminden kaynaklanan alacaklarından feragat ettiklerine ilişkin açık ifadelere gerek protokolde, gerek boşanma davası duruşmasındaki beyanlarında yer verdiklerini kabul etmek mümkün değildir. Zira mevcut sözcükler mal rejiminden kaynaklanan alacak haklarından feragatlerini açıklayan yeterlilik taşımamakta üstü örtülü, yoruma muhtaç genel ifadeler niteliğindedir. Bilindiği üzere; bu tür davalarda genel olarak davacı tarafı kadınlar oluşturmaktadır. Ülkemizde ekonomik ve sosyal koşullara baktığımızda gelir durumu ve malvarlığı iyi olan tarafın genelde erkekler olduğunu söylemek mümkündür....
Taraflar, 09.02.2001 tarihinde evlenmişler, davacı eş tarafından 23.12.2008 tarihinde açılan boşanma davası kabul edilerek 14.09.2009 tarihinde kesinleşmiştir. TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu tüketici kredisi 2007 yılında 6400 TL olarak çekilmiş 26.11.2007 ila 27.04.2009 tarihleri arasında ödeme yapılarak toplam 7689,05 TL davacı tarafından ödenerek kapatılmış ve yine davacıya ait kredi kartlarından 2001 yılından boşanma dava tarihine kadar değişik tutarlarda harcamalar yapıldığı bir kısmının ödendiği ilgili bankalara ait hesap ekstre ve yazılarından anlaşılmaktadır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/1. m.). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK.nun 179. m.). Evlilik birliğinin devam ettiği tarih itibariyle davalı ... ile boşandığı eşi ... arasında 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerlidir. Davacı..., adı geçenlerin müşterek çocuklarıdır. Mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin birbirlerinin mal varlıkları üzerinde, karşılıklı katılma, değer artış payı ya da katkı payı alacak hakları vardır. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu olamaz. Alacaklı eşe tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 231, 236/1.m.). Ancak, borçlu eş isterse borcunu ayın olarak ödeme hakkına sahiptir (TMK. 239/1). Başka bir anlatımla, borcun ayın olarak ödeme hakkı, borçlu eşe tanınmıştır....
Dosyanın incelenmesinde, uyuşmazlığın mal rejimi tasfiyesi ve katılma alacağına ilişkin olup, dava konusunun taşınmaz ve araçlar olduğu, TMK'nin 214 ve devamı maddelerinde mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlığın gayrimenkul aynından değil, mal rejimi tasfiyesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Mudanya 1 Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Taraflar 06.09.2003 tarihinde evlenmişler 27.03.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 13.12.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini iddia etmediğinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Tarafların evlenme tarihi, dava dilekçesi ve dava konusu ... plaka sayılı aracın 27.11.2007 olan edinme tarihine göre, davacının isteği 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK'nun 219, 229, 230, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağına ilişkindir....
Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 07.11.1997 tarihinde evlenmiş, boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 12.12.2002 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur (TMK.nun 225/2). MK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır.Taraflar arasında sözleşmeyle başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (MK.nun 170.m) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Dava konusu 38 LL 972 plakalı araç 13.09.2000 tarihinde satın alma yoluyla trafikte davalı adına tescil edilmiştir. Şekerbank ......
Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 07.11.1997 tarihinde evlenmiş, boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 12.12.2002 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur (TMK.nun 225/2). MK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır.Taraflar arasında sözleşmeyle başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (MK.nun 170.m) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Dava konusu 38 LL 972 plakalı araç 13.09.2000 tarihinde satın alma yoluyla trafikte davalı adına tescil edilmiştir. ......
Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacının, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar ve bankada mevcut paraya yönelik talebi, mal rejiminin tasfiyesi niteliğindedir. Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m. 225). Bu hükme göre, boşanma kararı kesinleşmedikçe tasfiye talebi incelenemez. Boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre, tasfiyeye ilişkin bu talebin boşanma davasından tefrik edilmesi, boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu hususun nazara alınmayarak yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru bulunmamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, tarafların boşanma protokolü ve kesinleşen boşanma ilamı ile edinilmiş mallarını tasfiye ederek mallarını paylaştırdıklarını, mal rejiminin boşanma protokolü ve boşanma ilamı ile tasfiyesinden yaklaşık 2.5 sene sonra açılan işbu davanın açıkça kötüniyetli olduğunu, tarafların, müvekkilinin açtığı ve İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesinin 2019/92 E. 2019/203 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, tarafların boşanırken hem yazılı bir anlaşma protokolü imzaladıklarını hem de duruşma esnasında mahkeme huzurunda beyanda bulunarak mahkeme içi ikrar ile mal rejimini tasfiye ettiklerini ve ne suretle tasfiye ettiklerini birbirleri ile uyumlu beyanları ile ifade ve ikrar ettiklerini, dolayısıyla davacının açmış olduğu davaya konu olabilecek bir mal tasfiyesi söz konusu olmadığını belirterek, davanın usulden ve esastan reddini, müvekkilinin mal varlığı üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir....