Aile Mahkemesi'nin 2020/489 Esas sayılı dosyasına kayıtlı boşanma davası açıldığını, devamında ise yine taraflarınca Mal Tasfiyesi Davası açıldığını, açmış oldukları boşanma davasının, mal paylaşım davası için bekletici mesele sayıldığını, boşanma davasının devamında tarafların hür iradeleri ve rızaları ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak çekişmeli olan boşanma davasını anlaşmalı hale dönüştürdüklerini, neticeten tarafların isteği neticesinde Anlaşmalı Boşanma Protokolü hazırlanarak mahkemeye sunulduğunu ve protokol çerçevesinde boşanma gerçekleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararının 14/03/2021 tarihinde kesinleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararında "Üçtutlar Mahallesi Anadolu 5....
Şöyle ki, tasfiyeye konu taşınmaz yönünden davalı erkek tarafından 24.06.2017 tarihinde açılan inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasında 07.09.2017 tarihinde verilen kararla bir kısım hisselerin ... adına tesciline karar verildiği, kararın 25.09.2017 tarihinde kesinleştiği, 04.10.2017 tarihinde 643/120000 hissenin ... adına ‘mahkeme kararıyla satış’ nedeniyle tescil edildiği, davalı erkeğin taşınmazdaki hissesini 13.10.2017 tarihinde sattığı, mal rejimin sona erdiği boşanma dava tarihinin 03.10.2017 olduğu, tasfiyeye konu taşınmaz her ne kadar tapuda davalı adına boşanma dava tarihinden sonra tescil edilmiş ise de taşınmaz mülkiyeti mahkeme kararıyla tescilden önce kazanıldığından (TMK mad. 705/2) tasfiyeye konu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olduğu anlaşılmaktadır....
Taraflar 1984 yılında evlenmiş, 5.4.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 23.1.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu bağımsız bölümler 8.4.2003 ve 3.6.2002 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına kayıtlıdır. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Dava konusu taşınmazların edinildiği tarihler itibariyle eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....
MAL REJİMİMALLARIN İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 202 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 225 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 226 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 25.6.2003 tarihinde evlendiklerine ve mal rejimi sözleşmesi yapmadıklarına göre aralarında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunda tereddüt bulunmamaktadır (TMK. md. 202/1). Mahkemece evliliğin iptal ve boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK. md. 225/2). Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye halinde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır (TMK. md. 226/1)....
Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Boşanma davasında taraflar düzenledikleri boşanma anlaşmasında herkesin kendi eşyalarını aldıklarını, eşyaların taraflar arasında paylaşıldığını ve birbirlerinden boşanma ile ilgili maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerini açıklamışlardır. Görülmekte olan dava, evlilik birliği içinde edinilen 2753 ada 17 parsel üzerindeki binanın 3.kat 4 numaralı meskeni ile ilgili mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılmış alacak isteğine ilişkindir. Tarafların boşanma davasındaki anlaşmaları tümüyle değerlendirildiğinde boşanmanın feri niteliğindeki hususları içerdiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini kapsamadığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili, taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleşmediğini, dava konusu bağımsız bölümün davalının ilk eşinden intikal eden taşınmazın satımından elde edilen para ile edinildiğini bildirmiş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mal rejiminden kaynaklanan davalarda ayin istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 07.12.1984 tarihinde evlenmiştir. Eldeki dava ile birlikte 08.06.2011 tarihinde boşanma davası açılmış ise de dosya kapsamına göre boşanma davası henüz sonuçlanmamıştır. Dava konusu 7 ada 1 parsel 10 numaralı bağımsız bölüm 23.01.1987 tarihinde davalı adına tescil edilmiştir. Taraflar arasındaki mal rejimi TMK 225/2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar....
Dava mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Taraflar 23/11/2014 tarihinde evlenmiş, 24/09/2018 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 17/06/2019 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlenme tarihinden, boşanma dava tarihine kadar taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasa m.10, TMK m.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179)....
Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğu, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Türk Mahkemelerince verilen boşanma kararı ya da yabancı bir ülkede verilen boşanma hükmünün tanınmasına ilişkin karar kesinleşmeden, mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava açıldığı takdirde, Anayasasının m.141/son ve HMK m.30 (HUMK.nun 77) hükümlerinde öngörülen usul ekonomisi uyarınca dava ret edilmeyip, derdest boşanma ya da yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın sonucunun beklenmesi, dava dosyasının bekletici mesele yapılması öteden beri uygulanan bir usuldür (HGK. 27.06.2012 gün ve 2012/8-268, 2012/420 sayılı kararı). Nevar ki, dosya kapsamından davacı yanın yabancı boşanma kararının tanınması talebini içeren davanın derdest olduğu konusunda Mahkemeyi de, sonrasında Özel Daire’yi de bilgilendirmediği anlaşılmaktadır....
Mal rejimi sona ermedikçe talebin incelenmesi ve tasfiyeye gidilmesi mümkün değildir.Taraflar arasındaki boşanma davası sonucunda verilen boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre mal rejimi sona ermemiştir. Öyleyse değer artış payına ilişkin bu talebin boşanma kararı kesinleşmeden incelenme olanağı yoktur. Mahkemece yapılacak iş boşanma davasının neticesinin beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, talebin yanlış yorumlanarak yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-davalı kadının boşanma davasıyla birlikte talep ettiği Antalya Merkez, D. Mahallesi, ... ada ... parselde kayıtlı 3 nolu bağımsız bölüm ile ilgili talebi yukarıda 2. bentte belirtilen taleple aynı doğrultudadır. Davacı-davalı kadının talebi Türk Medeni Kanunu'nun 227. maddesinden kaynaklanan değer artış payına yöneliktir.Mal rejimi sona ermedikçe talebin incelenmesi ve tasfiyeye gidilmesi mümkün değildir....