"Pek kötü davranış"; eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğünü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü davranışlardır. Dövme ve fiziksel şiddet uygulama, evden kovma, aç bırakma, anormal cinsel ilişkiye zorlama gibi davranışlar pek kötü davranışa örnek olarak gösterilebilir. İşlenen fiilin devamlılık arz etmesi zorunlu olmamakla birlikte pek kötü davranış eyleminin zülüm ve işkence boyutunda olması gerekmektedir (Gençcan, s.184). Eski Medeni Kanunu'nda yer almayan ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen "onur kırıcı davranış" ise, eşlerden birinin diğerine hakaret etmek, onu küçük düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır (Dural/Öğüz/Gümüş: Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Şubat 2019, s.111). Ayrıca her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın boşanma sebebi sayıldığı da bilinmelidir....
Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadın, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma davası açtığı halde bu konuda olumlu veya olumsuz hüküm kurulmayıp, talep dışına çıkılarak TMK'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesinin, erkeğin boşanma davası ve fer'ilerine yönelik taleplerinin reddinin ve davacı-karşı davalı kadının boşanma davası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile vekalet ücreti istemlerinin kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dairemizin, 27.12.2018 tarih, 2018/320 esas ve 2018/1697 karar sayılı ilamı ile; "mahkemece, davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK md. 162) sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamasının hatalı olduğu" gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davalı kadın adli yardım talebinde bulunmuştur. Davalının temyiz harç ve giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığı, dosyada mevcut mali durumla ilgili araştırma tutanağından da anlaşılmakla adli yardım talebinin “temyiz harç ve giderlerinden geçici olarak muafiyete" münhasır olmak üzere kabulüne karar verilip, temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir. Temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davasıdır. Davacı tarafından “Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış” hukuki sebebine (TMK m. 162) dayalı açılmış bir dava bulunmamaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararında mahkemece verilen boşanma kararına bir diyeceklerinin olmadığını, ancak huzurdaki boşanma davasının öncelikle hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine, bu mümkün olmadığı takdirde zina nedenine bu da mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak terditli açıldığını, davacının davalı tarafından öldüresiye darp edildiğini, buna ilişkin ceza mahkemesi kararı bulunduğunu, mahkemece pek kötü ve onur davranış ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken sadece TMK'nun 166/1.maddesinden boşanma kararı verilmesinin hatalı olduğunu, yine davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı ile yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının büyükbaş ve kümes hayvancılığı çiftliği işlettiğini, aylık gelirinin en az 50.000,00TL yi bulduğunu, üzerine kayıtlı taşınmazları ve araçlarının olduğunu, ayrıca her...
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı ve birleşen davalı koca, kusur belirlemesi, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle TMK 162. Maddeye dayalı boşanma davasının reddi, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle TMK 163. maddeye dayalı dava ve zina nedeniyle boşanma ile ilgili karar verilmemesi, kadının karşı ve birleşen davası, tazminat isteklerinin reddi ve velayet yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı-karşı ve birleşen davacı kadın, kusur belirlemesi, kocanın kabul edilen davası, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminat isteklerinin reddi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Sayılı dosyası üzerinden TMK 162’ya göre özel boşanma sebebi olan hayata kast, pek fena muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, bunun mümkün olmaması halinde ise TMK m.166/1’e göre genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma iddialarına dayalı olarak terditli şekilde boşanma davası açmış, iş bu dosyada yapılan yargılama neticesinde İstanbul 10. Aile Mahkemesinin 20.04.2017 tarih 2016/1038 E. 2017/290 K. Sayılı ilamıyla mahkememizin 2016/509 E....
Maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma ve TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarına ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 17/10/1996 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 07/09/1997 d.lu Onur, 18/08/2005 d.lu Tunahan isimli iki müşterek çocuklarının olduğu, müşterek çocuklardan 18/08/2005 d.lu Tunahan'ın ergin olmadığı, erkek tarafından TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca, kadının kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma, kadın tarafından TMK'nın 161. Maddesi uyarınca zina, TMK 162. Maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma ve TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davaları açıldığı anlaşılmıştır....
Davacı vekili dava dilekçesinde davanın; dava konusu kısmında "aldatma, şiddet ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma olarak, netice ve talep kısmında ise evlilik birliğinin devamı imkansız hale geldiğinden boşanma olarak belirtmiştir. Davacı vekili talebinin açıklanması yönünde tarafına verilen kesin süre içinde sunduğu 08/02/2021 tarihli dilekçe ile davanın ve taleplerinin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m.166/1) davası olduğunu beyan etmiştir. Yerel mahkeme davayı hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası (TMK.nun 162. maddesi) olarak nitelendirmiş ve toplanan delilleri de bu kapsamda değerlendirmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere talep taraflara, nitelendirme hakime aittir. Hakim taleple bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26/1). Davacı TMK.nun 166. maddesi kapsamında boşanma talep etmektedir....
Ancak davalı-karşı davacı kadının hayata kast, pek kötü davranış ya da ağır derecede onur kırıcı davranış sebebine dayalı (TMK m. 162) ve terk hukuki sebebine dayalı boşanma davaları (TMK m. 164) varken; gerekçede evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davasından bahsedilmiş, hangi davanın hangi gerekçe ile reddedildiği belirtilmemiştir. Yerel mahkeme kararının Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm verilmemesi de usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2021 NUMARASI : 2020/110 ESAS 2021/296 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Hayata Kast, Pek Kötü Ve Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle)|Nafaka (Yoksulluk Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-birleşen davalı 27/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 18/10/2015 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden Doruk Efe isimli bir tane çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin evliliğinin ilk günlerinden süre gelen eşi tarafından sürekli tehdit, hakaret, onur kırıcı davranışları neticesinde uzun yıllardır psikolojik şiddet gördüğünü, müvekkilinin saygın bir aileden olduğu için toplumsal baskılar neticesinde bu güne kadar boşanma davası açmaktan kaçındığını, buna ilişkin delilleri...