WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

zamanlarda kadınlık onurunu ayaklar altına alan hakaretlerde bulunmaktan kaçınmadığını belirterek hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 500 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, (TMK m.162) bu kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m. 166/1) sebebide oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir....

    Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesinin birinci kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan kadının erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü davranış nedeniyle boşanma taleplerinin kabulü, kadının zina sebebiyle boşanma talebinin reddi ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı-davalı kadın vekilinin erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü davranış nedeniyle boşanma taleplerinin kabulü, kadının zina nedeniyle boşanma talebinin reddi ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkek, dava dilekçesinde münhasıran hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir....

        Davacı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m. 162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez....

          KARŞI OY YAZISI Dosya kapsamına göre; Davacı-davalı kocanın, eşi ve çocuklarının geçimini sağlamadığı, davalı-davacı kadının da kocasına ağır hakaretlerde bulunduğu kabul edilerek taraflar eşit kusurlu sayılmıştır. Türk Medeni Kanununun 162. maddesi özel boşanma nedenidir. Türk Medeni Kanununun 162. madde düzenlemesi hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için onur kırıcı davranışın ağır derecede gerçekleşmiş olması aranmaktadır. Yerel Mahkeme ve çoğunluk davalı-davacı kadının hakaretlerini ağır derecede onur kırıcı davranış kabul ettiğine göre, davacı-davalı kadının ağır derecede onur kırıcı davranışını, kocanın birlik görevlerini yerine getirmemekten ibaret eylemi ile eşit kusur kabul etmenin, hakkaniyet ilkesi ve özel sebeple boşanma düzenlemesinin amacına uygun düşmediği düşüncesindeyim....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma talep ettiği, taraflar arasında 12.09.2016 tarihinde yaşanan münferit olay sebebiyle hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma şartlarının bulunmadığı ancak evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin hastalığı sebebiyle tedavisine destek olmayan ve 12.09.2016 günü eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile; davacı kadının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı...

              HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarakinceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış"başlıklı 162 nci maddesine göre" Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. ". Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK m.162) hertürlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir(Yargıtay 2.HD.nin 2016/8383 E-2017/14438 K.sayılı ,13.12.2017 tarihli kararı). Toplanan deliller,dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde mahkemece"......

              HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarakinceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış"başlıklı 162 nci maddesine göre" Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. ". Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK m.162) hertürlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir(Yargıtay 2.HD.nin 2016/8383 E-2017/14438 K.sayılı ,13.12.2017 tarihli kararı). Toplanan deliller,dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde mahkemece"......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, hayata kast, pek kötü davranış ve onur kırıcı davranış sebebine (TMK m. 162) dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece davacı erkeğin davasının evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Toplanan tüm deliller davacı erkeğin davasının hayata kast, pek kötü davranış ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı olduğu dikkate alınarak değerlendirilip, hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu