Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının reddi gerektiğini, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, kadın yararına tedbir nafakası ile ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmolunmasının doğru olmadığını, kadının davasının münhasıran hayat kast sebebine dayalı olduğu halde pek kötü davranış sebebiyle boşanma hükmü kurulmasının doğru olmadığını belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle eşine fiziksel şiddet uygulayan, müşterek evden kovan, hakaret eden ve ev eşyalarına zarar veren kocanın, eşine hakaret eden ve onur kırıcı davranan kadına göre boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme...

      (GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

        Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

          Müşterek çocuklar yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumu, çocukların yaşları göz önünde bulundurularak her biri için 150' şer TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. " Gerekçesi ile; "Asıl dava yönünden, Davacı T1’ın davasının kısmen kabul ile kısmen reddine, Tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, TMK 174/2 maddesi uyarınca 8.000,00 TL manevi tazminatın davalı-birleşen dosya davacısı T4 alınarak davacı- birleşen dosya davalı T1’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Müşterek çocuklar 12/09/2010 doğumlu Hiranur Karabolat ve 07/11/2011 doğumlu Nisanur Karabolat velayetlerinin davalı karşı davacı anne üzerinde bırakılmasına, Davacı karşı davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, -Birleşen 2019/2 Esas sayılı dosya yönünden, Tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Birleşen dosya davacısının Hayata kast, pek kötü ya da onur kırıcı davranış(TMK 162), Suç işleme ve haysiyetsiz hayat...

          Davacım haysiyetsiz, şerefsiz, karaktersiz, onursuz, gurursuz olursa, (vasi atama dosyasındaki eşinden bahsediyor) beni yargılayan mahkemede laik T.C. yasalarını uygulamayıp F tipi bir yargılama yaparsa küçük bir ateşin üzerine benzin dökmeye benzer..." şeklindeki ifadeler içeren bir mektup yazdığı, sanığın mektupta yazdığı cümleler her ne kadar sert, kırıcı, rahatsız edici olsa da, tüm koşullar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın katılana yönelttiği sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış-ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle tebliğnamenin bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede; Eyleme ve yükletilen suça yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile öncelikle zina, bu talep kabul edilmediği taktirde cana kast pek kötü ve onur kırıcı davranış, bunun da ispatı mümkün olmadığı taktirde TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesine, kendisi ve müşterek çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000'er TL tedbir - iştirak - yoksulluk nafakası takdirine, 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın davacı davalı erkekten alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Kadının beyanlarının ve mesaj kayıtlarının sürekli olduğu gözetildiğinde kadın yararına TMK 166/2 koşulları gerçekleşmemiştir. Tüm bu nedenle yüklenen "onur kırıcı sözler söyleme ve onur kırıcı mesajlar yollama" kusurlarında bir isabetsizlik görülmemekle birlikte; davacı erkeğe yüklenen "küfür etme ve onur kırıcı mesajlar yollama" kusurlarına kadın tarafından dayanılmadığından çıkarılması gerekmiş, ancak davacı kocaya yüklenen diğer kusurlarda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı hafif, davacı ağır kusurlu olup, davalının itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, Türk Medeni Kanununun 166/2 maddesi koşulları gerçekleştiğinden davacı dava açmakta haklıdır....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme ilamının asıl davada kabul edilen boşanma, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin hükümler yönünden, karşı davada reddedilen maddi ve manevi tazminat taleplerine yönelik ret hükümleri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m.166/1) davası olup karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m.166/1) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

            DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve hayata kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranış nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesini, ortak çocuklardan Tuana yararına 1.250,00 TL, Muhammed ... yararına 1.000,00 TL tedbir nafakası hükmedilmesini, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini, davacı kadın yararına 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, davacı kadın yararına faizi ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. II....

              UYAP Entegrasyonu