DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.11.2016 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek, zina (TMK m. 161), davalı-karşı davacı kadın ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece "asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verildiği halde, hükmün gerekçesinde "tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verildiği belirtilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/1115 esasıyla zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış ve bu husus davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından beyan edildiğine ve davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, taraflarca açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı ( TMK m. 166/1) ve erkek tarafından zina hukuki sebebine dayalı ( TMK m. 161) açılmış olan davaların birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.11.2017 tarih 2017/1021 esas ve 2017/1510 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Antalya 6....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan TMK’nun 166/1. maddesine dayalı boşanma, yine kadın tarafından açılan TMK’nun 161. maddesine dayalı birleşen boşanma davası ile davalı-karşı davacı erkeğin açtığı TMK’nun 166/1. maddesine dayalı karşı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucu verilen hüküm; taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 29.06.2015 tarihli ilamı ile "kadının birleştirilen "zina" sebebine dayanan boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle” bozulmuş, bozma sebebine göre tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı asıl ve karşı boşanma davaları ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizin bu bozma kararı sonucu daha önce verilen bozmaya konu hüküm karşılıklı davaların tüm yönleri bakımından tamamen ortadan kalkmış boşanma hükmü dahil karar hiçbir yönüyle kesinleşmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 161. maddesine dayalı zina ve TMK'nun 166/1 maddesine dayalı şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası, kadının karşı davası ise TMK'nun 166/1 maddesine dayalı şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk Derece Mahkemesinin 2018/678 Esas sırasına kayden yapmış olduğu yargılamada erkeğin asıl davası şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemi yönünden karara bağlanmış, zina hukuki nedenine dayalı boşanma istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle mezkur karar Dairemizin 10/09/2020 tarih, 2020/143 Esas ve 2020/885 Karar sayılı ilamı ile HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:''Asıl dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesi uyarınca açılan fiili ayrılık nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Karşı dava ise; TMK'nın 166. maddesi ile düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebi ile TMK'nın 161. maddesinde düzenlenen, özel boşanma sebeplerinden olan zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir....
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; zina nedeniyle boşanma kararına ve maddi tazminata itirazlarının olmadığını, bu yönlerden kararın kesinleştirilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakası talebinin reddi, deliller toplanmadan manevi tazminat kararı verildiği için manevi tazminatın az olmasını ve tasfiye ile ilgili taleplerine karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı davalı erkek vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Birleşen dava TMK 161.madde gereğince zina olmadığı takdirde TMK 166/1.madde gereğince boşanma şeklinde terditli açılan davadır. İlk derece mahkemesince, erkeğin asıl davasını ispat edememesi nedeniyle asıl davanın reddine, kadının birleşen davasının zina nedeniyle kabulüne ve ferilerine hükmedilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosya istinaf incelemesi için dairemizde iken davalı/ karşı davacı kadın vekili tarafından sunulan dilekçe ile tarafların boşanma ve ferileri yönünden anlaşmaya vardıklarını, anlaşmalı boşanma protokolü hazırladıklarını beyan ederek protokol örneğini dosyaya sunmuştur. Davalı/ karşı davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulünü istinaf ettiğinden erkeğin davasının kabulüne ilişkin karar kesinleşmemiş ise de; davacı/ karşı davalı erkek kadın tarafından açılan davadaki boşanma hükmünü istinaf etmediğinden, kadının davasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. Kadının boşanma davası yönünden verilen hüküm kesinleşmiş ise de; tarafların boşanmanın fer'ileri konusunda anlaşmaya varmaları, sulh olmaları mümkündür. Bu durumda hakimin, boşanmanın fer'ileri yönünden sunulan protokolun değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuklar için hükmedilen iştirak nafakası ile kadın için hükmedilen tazminat miktarlarının çok düşük kaldığını belirterek, iştirak nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin zina ettiğine dair somut delil bulunmadığını, erkeğin suçüstü halinin gerçekleşmediğini, salt tanık delilinden hareketle karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zina ve evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayanan boşanma davalarının reddine karar verilmemesinin isabetsiz olduğunu belirterek, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, zina nedeni ile boşanma davasının kabulü, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma davasının reddine karar verilmemesi, kabul edilen iştirak nafakası ve tazminatlar ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
gerçekleştirdiğine dair dosyada başkaca bir somut delile de rastlanılmadığı, erkeğin zina nedenine dayalı açmış olduğu boşanma davasını ispatlayamadığı, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davasının, mevcut dosyada sübut bulmadığı, kadının küçük düşürücü bir suç işlediği ya da haysiyetsiz hayat sürdüğü yönündeki iddiaların mevcut delillerle ispatlanamadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kadın eş yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, manevî tazminat şartlarının oluşmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; erkek eşin zina ve suç işleme haysiyetsizce hayat sürme hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilesine, çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına...
Kat Bodrum 2 nolu bağımsız bölümün mülkiyetinin de müşterek çocukların kullanımı için müvekkili tarafından davalı T3 bırakıldığını, uzun süre ne olduğunu anlayamayan müvekkilinin boşandıktan sonra davalı Songül'ün davalı Selçuk ile zina yaptığını öğrendiğini, davalı T3 zinayı kendisinden saklayarak anlaşmalı boşanmaya zorlaması ve neticesinde yine müvekkiline baskı kurarak müşterek konutun mülkiyetinin çocukların da ihtiyacı olması nedeniyle zina ortaya çıkmış olsaydı müvekkilinin taşınmazın tamamını talep etme hakkı doğacağından 250.000,00TL maddi zarara uğradığını, bu nedenle davalı Songül'den 250.000,00 TL maddi tazminat talepli dava açıldığını, zina tarihi itibariyle haksız fiil gerçekleştirilmiş olup zina tarihindeki değer üzerinden müvekkilinin zararının hesaplanması gerektiğini, diğer davalı T4 zinanın vuku bulduğu dönemde hem evli olup hemde davalı Songül'ün evli olduğunu bildiğini, her iki davalının ahlaktan yoksun bu çirkin ilişkileri nedeniyle müvekkilinde derin üzüntü ve keder...