"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına, akıl hastalığı nedeniyle koruma ve tedavi altına almaya, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık ...'in hakaret suçundan 5237 sayılı TCK'nin 125/1, 125/3-a, 125/4 ve 53. maddeleri gereğince, sanık ...'...
İhtisas Kurulu' ndan Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi sureti ile alınan raporda; " akıl hastalığı yada akıl zayıflığı sebebi ile korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokacak durumda olup olmadığının tespiti ile vasi gerekip gerekmediği sorulan Ali oğlu 1980 doğumlu T2 Kurulumuzca 15/01/2018, 08/07/2019 ve 12/07/2019 tarihlerinde yapılan muayeneleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; halihazır durumu ile fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olan (Psikotik Bozukluk) denilen akıl hastalığı saptandığı, kişinin musab olduğu bu akıl hastalığı nedeniyle menfaatlerini müdrik olmayıp onları koruyamayacağı, telkinlere mukavemet edip şuurlu istek ve arzuları istikametinde bizzat ve tek başına eylem işlemlere girişmesinin tıbben...
Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı, 408. maddesinde; yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her erginin kısıtlanmasını isteyebileceği, 409. maddesinde ise; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamında; ... 1. ... Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 10.03.2016 tarihli sağlık kurulu raporunda; kısıtlı adayının akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olduğu, vasi tayinine gerek olmadığının bildirildiği, kısıtlı adayı vekilinin de duruşmada; kısıtlı adayının kısıtlanmasını gerektirecek neden bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunduğu anlaşılmıştır....
Çocuk Mahkemesi'nin 31.12.2008 gün, 2006/605 Esas ve 2008/444 Karar sayılı kararıyla akıl hastalığı nedeniyle sanık hakkında güvenlik tedbirine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 74. maddesindeki usule uygun olarak gözlem altına alınıp tam teşekküllü bir devlet hastanesine yada gereğinde, ... ATK Gözlem İhtisas ve 4....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suçlara ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçların kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 2-Kabule göre de; a)17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile CMK'nın 253/3. maddesine aynı mağdura karşı ibaresinin eklenmesi nedeniyle katılan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Tüm dosya kapsamına göre, sanığın bozma öncesi sanığın savunması alınması amacıyla kolluk tarafından tutulan 04/04/2010 tarihli tutanakta ''sanığın köy halkı tarafından akli dengesinin bozuk olduğunun'' belirtildiği ancak yargılama aşamasında akıl hastalığı ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmadığı, bozma sonrası Pasinler Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2014 günlü talimat duruşmasında "sanığın kendini savunamayacak durumda olduğu, akli melekelerinin yerinde olmadığı, bakım merkezinde kaldığı ve vesayet davasının devam ettiğinin belirtilmesi karşısında, sanığın suç tarihi itibariyle ve halen TCK'nın 32. maddesi kapsamında akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ve akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen sanığa, 5271 sayılı CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, sanıktan yargılama gideri alınmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bu konuda bozma yapılamayacağı belirlenerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/406 Esas, 2010/504 sayılı kararında da, TCK'nin 32/1 ve 57/1. maddeleri gereğince akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbiri uygulandığı gözetilerek, sanığın 09.09.2014 tarihinde bıçakla basit yaralama suçunu işlediği sırada cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden veya en yakın Akıl ve Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi veya Üniversite hastanelerinden Sağlık Kurulundan rapor alınarak akıl hastalığı tespit edilirse, istemi aranmaksızın CMK'nin 150/2. maddesi uyarınca kendisine bir müdafii görevlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Kabule göre de; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinde...
Ayırt etme gücü olmayan akıl hastaları dışında diğer bütün akıl hastalığı veya zayıflığı, cinsellik yaşamaya, evlenmeye, çocuk sahibi olmaya engel değildir. Akıl hastalarının da cinselliklerini yaşamaya hakları vardır, dolayısıyla rızaları da geçerlidir. İç hukukumuzun bir parçası haline gelen sözleşmeye uygun olarak TCK’nun 102/3-a bendinin yeniden yorumlanması zorunlu hale gelmiştir. 765 sayılı eski kanunda “akıl hastalığı suçun unsuru” iken 5237 sayılı kanunda hatalı olarak akıl hastalığını da içine alan ruh veya beden bakımından kendisini savunamamak nitelikli hal olarak kabul etmiştir. Bu hükümle kanunun cezalandırdığı konu anlaşılmayarak düzenleme düz mantık uygulanarak akıl hastası kimselerle gerçekleştirilen her türlü cinsel aktivite suç sayılmıştır. Akıl hastası kimselere cinselliklerini yaşayabilecekleri hiçbir alan bırakılmamıştır....
Ayırt etme gücü olmayan akıl hastaları dışında diğer bütün akıl hastalığı veya zayıflığı, cinsellik yaşamaya, evlenmeye, çocuk sahibi olmaya engel değildir. Akıl hastalarının da cinselliklerini yaşamaya hakları vardır, dolayısıyla rızaları da geçerlidir. İç hukukumuzun bir parçası haline gelen sözleşmeye uygun olarak TCK’nun 102/3-a bendinin yeniden yorumlanması zorunlu hale gelmiştir. 765 sayılı eski kanunda “akıl hastalığı suçun unsuru” iken 5237 sayılı kanunda hatalı olarak akıl hastalığını da içine alan ruh veya beden bakımından kendisini savunamamak nitelikli hal olarak kabul etmiştir. Bu hükümle kanunun cezalandırdığı konu anlaşılmayarak düzenleme düz mantık uygulanarak akıl hastası kimselerle gerçekleştirilen her türlü cinsel aktivite suç sayılmıştır. Akıl hastası kimselere cinselliklerini yaşayabilecekleri hiçbir alan bırakılmamıştır....