WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sanığın akıl hastalığı nedeniyle fiil ehliyeti bulunmayan ve vesayet altına alınması ile ilgili dava süreci devam eden, maddi durumu yerinde olan mağdur ile evlenmek istediğini söyleyerek, birlikte yaşamaya başladıkları ve mağdurun bu durumundan faydalanarak kendisine ve yakınlarına ziynet eşyası ve çeşitli hediyeler aldırmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın mağdur ile evlenmek için tanıştırıldığında, akıl hastalığından ve hakkındaki vesayet davasından haberinin olmadığını, mağdurun kendisine ziynet eşyası alma karşılığında ayrı ev tutmadan senin yanında kalırım demesi üzerine evlenmeye karar verdiğini, sonradan mağdurun akıl hastalığı ve fiziksel rahatsızlıkları ortaya çıkınca anlaşamadıklarını ve mağdurun taktığı altınları da alarak evden ayrıldığını savunması, mağdurun akıl hastalığından ve hakkındaki vesayet davasından sanığa bahsedilmediğinin bizzat mağdurun yeğenleri olan ve tarafları tanıştıran tanıklar İrfan ve Türkan Kahraman'ın...

    İhtisas Kuruluna sevkiyle mağdurede akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, şayet varsa bundan dolayı fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olup olmadığı, mevcut akıl hastalığı veya zayıflığının hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğine sahip olup olmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında rapor aldırıldıktan sonra toplanacak delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Şöyle ki; Mağdure hakkında bu ve başka olaylar nedeniyle alınan Adli Tıp Kurumu raporlarda psikiyatrik hastalığı nedeniyle beden ve ruh bakımdan kendini savunamayacağı, hastalığının hekim olmayanlarca anlaşılabileceği bildirilmiştir. Ayrıca bu raporların gerekçelerinde diğer bulgular yanında “duygulanımının kısıtlı olduğu, kısa cevaplar vererek konuştuğu, reaksiyon süresinin uzun, nicel yargılama ve soyutlamanın bozuk, düşünce akışının yavaşlamış olduğunun, kişilik testi uygulamasında dış dünya ile ilgilerinin sınırlı olduğu, entelektüel süreçlerde fakirli dikkat çektiği, sosyal çevre ile ilişkilerin ve ortak düşünceye katılımın zayıf, donuk ifadesinin olduğu ” belirtilmiştir. Raporlarda gösterilen bu akıl hastalığı bulgular herkesin rahatlıkla görüp anlayabileceği tür ve boyuttadır....

        için öncelikle yükletilen suçun akıl hastası sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin biçimde saptanması gerektiği, bu nedenle mahkemece, yargılama aşamasında suçun sübutunu ve niteliğini belirlemeye yönelik araştırmanın eksiksiz olarak yapılması ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, somut olayda, suçun sanık tarafından işlendiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanıp gerekçelendirilmeden akıl hastası olduğundan bahisle sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbirine hükmedilmesi, 4) Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5271 sayılı CMK'nin 223/3-a maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmemesi, 5) 5271 sayılı CMK'nin 325/1. maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle koruma ve tedavi altına alınmasına yönelik güvenlik tedbirine hükmedilen sanığın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla...

          Hukuksal değerlendirme: Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler arasında bulunan akıl hastalığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 32. maddesinde; "1)Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur. 2)Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir." şeklinde hüküm altına alınmıştır....

            Kocaeli gösterildiğini, ancak düzenlenme tarihinde kısıtlının Kocaeli'de bulunmadığını, akıl hastalığı durumu dikkate alındığında bulunmasının da mümkün olmadığını, davalının, kısıtlının akıl hastalığından yararlandığını ve bu durumu kullanarak kısıtlı aleyhine işlemlerde bulunduğunu, senetlerdeki düzenlenme tarihlerinde ve bu tarihlerden evvel de kısıtlının akıl hastalığı nedeniyle fiil ehliyeti ve hukuki işlem ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle de kısıtlının borçlardan ve borçlandırıcı işlemlerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/675 Esas, 2019/2220 Karar sayılı dosyasının, kısıtlının Çorlu Devlet Hastanesi'nde ve diğer hastanelerde gördüğü tedavileri gösterir kayıtların ve toplanmasını istedikleri diğer delillerin ileri sürdükleri iddiaları desteklediğini, kısıtlının akıl hastalığı nedeniyle fiil ehliyeti ve hukuki işlem ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle de kısıtlının kendisi aleyhine başlatılan icra takiplerindeki borçlardan ve borçlandırıcı...

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davacının oğlu ...’un akıl zayıflığı yanında Türk Medeni Kanunu'nun 406. maddesi gereğince savurganlığı ve mal varlığını kötü yönetme sebebiyle de vasi atanmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 1-Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.” Aynı Yasanın Türk Medeni Kanunu'nun 409/2. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceğini, hakimin karar vermeden önce kurul raporunu gözönünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebileceği hükme bağlanmıştır....

              Ancak; 1-TCK'nın 32/2. maddesi kapsamında akıl hastası olduğu belirlenen sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi gereği müdafi atanarak tayin edilen müdafisi huzurunda savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden, müdafi atanmaksızın savunma alınması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2- Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suçlara ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçların kanıtlanması halinde, TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 3- Hakaret suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olduğu ve mağdur ...'...

                Ancak; 1-Sanığın suç tarihi itibariyle, TCK'nın 32. maddesi kapsamında "akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış yada önemli derecede azalmış olup olmadığı" hususunun sağlık kurulu raporu ile saptanması ve sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması, 2-Sanığa yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 3-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla hükümlülük kararı verilmesi,...

                  ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında 5237 sayılı TCK’nun 32/2. maddesindeki “Ceza altıda birinden fazla olmamak üzere indirilebileceği gibi mahkum olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabileceği”, aynı Kanun'un 57/6. maddesindeki “İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkum olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararı ile akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan 5237 sayılı TCK’nın...

                    UYAP Entegrasyonu