"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından reddedilen boşanma davası yönünden; davalı kadın tarafından ise tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ara kararı ile davalı lehine takdir edilen tedbir nafakasının infazının mümkün bulunmasına ve takdir edilen tedbir nafakasının boşanmanın reddine dair kararın kesinleşme tarihine kadar devam edeceğinin tabi bulunmasına göre tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,...
Ne var ki, davalı temyiz dilekçesinde tedbir nafakasının 20.10.2010 tarihinden geçerli olacak şekilde takdir edilmesini talep ettiğine göre, taleple bağlılık gereği tedbir nafakasının bu tarihten geçerli olacak şekilde tayini gerekir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinde bu yönün düzeltilerek hükmün onanması gerekmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının başka kadınla yaşadığını bu nedenle ayrı yaşadıklarını, ayrıca davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini belirterek davacı kadın için 200 TL, çocuk için 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı cevabında, davacı kadının ayrı yaşadığını beyan etmiştir. Mahkemece; davacı kadının davalı ile birlikte yaşamasının imkansız olması halinde boşanma davası açması gerektiğinden ve boşanma davası açmayan kadının ayrı yaşamada haklı olmadığından bahisle tedbir nafakası talebinin reddine, çocuk için 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nun 197.maddesine göre, "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
Öyleyse kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca yargılama devam ederken 400 TL. tedbir nafakasına hükmedilmiş, 28.05.2013 tarihinde ise hükmedilen tedbir nafakası 200 TL'ye indirilmiştir. Nihai karar ile de kadın kusurlu olduğu gerekçesi ile ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) alınması gereklidir (TMK. md. 169). Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın muhakeme sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin alınmasına engel değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇAYKARA ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2014 NUMARASI : 2014/52-2014/263 Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; davalı ile 28 yıldır ayrı yaşadıklarını, gelirinin bulunmadığını, Çaykara Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/23 esas 2008/123 karar sayılı 09/07/2008 tarihli ilamı ile hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının ihtiyaçlarını karşılamadığını, paranın değer kaybettiğini, bu nedenle tedbir nafakasının aylık 700,00 TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir....
K.. aralarındaki asıl davada tedbir nafakasının kaldırılması, karşı davada tedbir nafakasının artırılması davasına dair Rize Aile Mahkemesinden verilen 13.02.2014 günlü ve 2013/352 E. - 2014/47 K. Sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 11.12.2014 günlü ve 2014/10584 E. - 2014/16395 K. sayılı ilama karşı davacı- k.davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 440.maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 11.530 TL'ye çıkarılmıştır....
Hukuk Dairesinin 18/02/2013 tarihli ve 2012/14143 esas, 2013/1624 sayılı kararında da değinildiği üzere, şikâyet tarihi itibariyle boşanma ilâmı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilâmın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilâmla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilâmının kesinleşmesi ile son bulacağının (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 197-169. maddeleri), bu ilâma dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının anlaşılması karşısında, müşteki tarafından boşanma davasının kesinleşmesiyle tedbir nafakasının iştirak nafakasına çevrilmesine yönelik 26/12/2019 tarihli talepte bulunduğu, iştirak nafakasına ilişkin verilen karara dair açılmış bir icra takibi bulunmadığı, yeni bir talep...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma davasında müvekkili lehine 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; müvekkilinin aldığı bu nafakanın ihtiyaçlarını karşılamadığını ve davalının emekli olduğunu, kiraladığı tarlaları ve dükkânı olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 800,00 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, asıl davada, davacı erkeğin boşanma davasının reddine, birleşen davada davacı kadının davasının kabulü ile, TMK.nun 161/1 maddesi gereğince tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, davacının terk nedeniyle açtığı boşanma davasının reddine, müşterek çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, 2017/36 E. 2017/443 K. sayılı dosyasından davacı ve çocukları için tedbir nafakasına hükmedilmiş olduğundan, davacının tedbir nafakası talebinin reddine, mahkemenin 2017/36 E. 2017/443 K. sayılı dosyasından hükmedilen Suden için 250 TL tedbir nafakasının aylık 500 TL’ye, Nisa Ela için 250 TL tedbir nafakasının aylık 500TL’ye Hüseyin Miraç için 150, TL tedbir nafakasının aylık 400 TL’ye yükseltilerek, belirlenen iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacı anneye verilmesine, yerel mahkemenin 2017/36 E. 2017/443 K. sayılı dosyasından hükmedilen 400 TL tedbir nafakasının 500, TL’yeyükseltilerek, belirlenen , 500 TL yoksulluk nafakasının davalıdan...
(TMK.md.169) O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3.maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere halen babası yanında kalan davalı kadın yararına ara kararı ile bağlanan tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devamına karar verilmesi gerekirken, "tedbir nafakasının bağlandığı tarihten itibaren kaldırılmasına" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir....