Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı eşinin uzun yıllardır bir başka kadın ile birlikte yaşadığını, kendisi için Aile Mahkemesi'nin 09.08.2006 tarih ve 2005/615 esas-2006/461karar sayılı ilamı ile 350 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini ancak günün ekonomik koşullarında bu nafakanın yetersiz olduğunu belirterek, tedbir nafakasının aylık 1.350 TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile yaklaşık otuz yıldır ayrı yaşadıklarını, talep edilen nafakanın fahiş olduğunun ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ... Aile (....1. Aile) Mahkemesi'nin 2005/615 Esas 2006/461 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen 350 TL tedbir nafakasının 350 TL daha artırılarak aylık 700 TL tedbir nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir....
Tedbir nafakasının kararın boşanma yönünden kesinleşinceye kadar devam edecek olması nedeniyle artış oranının belirlenmesine ilişkin talep yerinde değil ise de; yoksulluk nafakasının talep halinde gelecek yıllardaki artış oranının belirlenmesi gerekir. Gösterilen sebeplerle, davacının istinaf itirazının kabulü ile, yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE (TEFE) artış oranında artırılmasına, hüküm ve gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dosya kapsamından; tarafların ........2004 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık onbir yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup 400 TL yetim maaşı aldığı; davalının ise emekli olup ....292 TL aylık aldığı, aynı zamanda sanayide bir iş yerinin olduğu ve limited şirkette hissesinin bulunduğu, anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; davacı Ayşe hakkındaki istem bakımından; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacı kadının, nafakanın hükmedildiği ilk davanın kesinleşmesinden sonra aylık 250 TL kira geliri elde etmeye başladığı, böylece davacının ekonomik durumunun iyileştiği, davalının ekonomik durumunda ise nafaka artırımını gerektirir bir değişiklik meydana gelmediği gerekçesiyle talebin reddine; davacı Eşref hakkındaki istem bakımından; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında olağanüstü bir değişiklik olmadığı gerekçesi ile tedbir nafakasının TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranına göre aylık 21,70 TL artırılmasına; davacı Rıza hakkındaki istem bakımından ise; aylık 175,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir. Dava; davacı Ayşe ve Eşref için tedbir nafakasının artırılması, davacı Rıza için ise yardım nafakası istemine ilişkindir. 1-Davacı R.....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı erkeğin karar düzeltme talebinin bağımsız tedbir nafakasının kaldırılması veya azaltılması davasına yönelik olarak kabulüne ve hükmün münhasıran bağımsız tedbir nafakasının kaldırılması veya azaltılması davası yönünden BOZULMASINA, davacı erkeğin diğer karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 30.11.2017...
Aile Mahkemesi'nin 08/05/2019 tarih, 2016/1710 Esas, 2019/399 Karar sayılı kararının gerekçesinin 6 ve 7 no'lu bentlerinin KALDIRILMASINA, hükmün diğer kısımlarının aynen MUHAFAZASINA, B)6100 sayılı HMK'nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca; 1- Müşterek çocuklardan Elif lehine dava tarihinden itibaren takdir edilen 300 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 600 TL iştirak nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak, davacı-karşı davalı kadına VERİLMESİNE, nafakaların kararın kesinleşmesinden sonra her yıl ÜFE oranında ARTTIRILMASINA, tedbir nafakasının ilk derece mahkemesince hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde tahsiline, 2- Davacı-karşı davalı için dava tarihinden itibaren takdir edilen 400 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE...
Somut olayda; tarafların, 2002 yılında kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 50,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 26/04/2013 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, geçimini kızının sağladığı, 500.00 TL kira ödediği; davalının ise, Almanya'da yaşadığı, aylık 1.807.40 Euro net ücret ile çalıştığı, 87.000.00 Euro değerinde evi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına yüksek yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK'nun 175.maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 176/4.maddesinde ise; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." denilmektedir....
Somut olayda davacı-davalı kadın kendisi için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının ödenmesini talep etmiş, mahkemece davasının reddine karar verilmiş olup, yıllık ödenecek nafaka miktarı 18.000 TL’dir. Bu nedenle bölge adliye mahkemesince verilen karar kesin olduğundan davacı-davalı kadının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmiştir....
Dosya kapsamından; tarafların 01.09.2010 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı/karşı davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacı/karşı davalının çalışmadığı; davalı/karşı davacının ise polis memuru olup 2.869 TL aylık aldığı, yeniden evlendiği, bu evlilikten bir çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....