WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda aylık 300,00 TL tedbir nafakasının ödenmesine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davalı-davacı erkeğin tedbir nafakasına yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmşitir....

    Davacı vekili dava dilekçesinde, müşterek çocuk .... için iştirak nafakasının aylık 150 TL’den 400 TL’ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, miktarın fazla olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile iştirak nafakasının aylık 150 TL’den 400 TL’ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 150 TL iştirak nafakasının davalı babadan alınarak velayeten anneye verilmesine karar verildiği ve hükmün 09.05.2012 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 11.06.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davada, TMK.nun 330.maddesi gereğince iştirak nafakasının artırılması talep edilmektedir. TMK'nun 330.maddesinde "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir” hükmü getirilmiştir....

      Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının aylık 170.00.- TL ye,ortak çocuk ... için ödenen iştirak nafakasının aylık 130.00.- TL ye, ortak çocuk ... için ödenen iştirak nafakasının aylık 150.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK'nun 175.maddesinde; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.", TMK'nun 176/4. maddesinde de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir " düzenlemeleri bulunmaktadır....

        Somut olay incelendiğinde; davacı kadının eldeki davada dava tarihinden itibaren boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının arttırılmasına ve karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini istediği, ancak boşanma ilamında arttırılması talep edilen tedbir nafakasının boşanma hükmü kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş olup, bu kararın kadın tarafından tedbir nafakasının miktarını da içine alacak şekilde istinaf ve temyiz edildiği, eldeki davanın henüz boşanma kararı kesinleşmeden açılmakla, tedbir nafakası yönünden derdest davanın bulunduğu, dava devam ederken boşanma kararı kesinleştiğinden kesinleşme tarihinden sonra da tedbir nafakası kendiliğinden kalktığından, mahkemece tedbir nafakası hakkında derdestlik sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmesinde bir yanlışlık görülmemiştir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/07/2015 NUMARASI : 2014/1000-2015/515 Taraflar arasında görülen tedbir nafakasının kaldırılması - tedbir nafakası bağlanması - tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine- karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-k.davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Taraflar henüz boşanmayıp hükmedilen ve kaldırılması istenen nafakanın tedbir nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Hükmün gerekçe kısmında yoksulluk nafakası denmiş olması sonuca etkili olmayıp verilen hükümde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının cevap dilekçesi süresinde olmadığından yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine 05/03/2021 tarihinden itibaren 600,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/310 Esas, 2012/447 Karar sayılı ilamındaki önlem nafakasının kaldırılması talebinin reddine, kadının Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/310 Esas, 2012/447 Karar sayılı ilamındaki önlem nafakasının artırılması talebinin harcın yatırıldığı tarih olan 04/03/2021 tarihinden başlamak üzere 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....

          Somut olayda; tarafların 2009 yılında evlendiği, 2011 yılında açılan davada verilen boşanma kararının 2012 yılında kesinleştiği, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 350,00.- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği; eldeki davanın, 26/06/2013 tarihinde açıldığı; davacının ev hanımı olduğu, geçimini ailesinin sağladığı; davalının ise, Büyükşehir Belediyesinde mühendis olarak çalıştığı,3.317.04.- TL maaş aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına yüksek yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

            Borçlu İcra Mahkemesine yaptığı başvurusunda, ilamın kesinleşmediğini, kesinleşmemiş tedbir nafakasının ilamsız icra yoluyla istenebileceğini, dayanak belgelerin icra takibine eklenmediğini belirterek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ilamın kesinleşmediği, tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına dönüşeceği, yoksulluk nafakasının, manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin boşanmanın ferisi olup kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanması gereken HUMK 443/4 (HMK 367) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca boşanma kararının eklentisi olan yoksulluk nafakası, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler....

              (HUMK.m.438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine, 2 nolu bent olarak "a) Davacı için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği 07.05.2013 tarihine kadar 150 TL tedbir, bu tarihten itibaren ise 150 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b) Müşterek çocuk... için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden ergin olduğu 14.06.2012 tarihine kadar 350 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c) Müşterek çocuk ... için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği 07.05.2013 tarihine kadar 350 TL tedbir nafakasının, bu tarihten ergin olduğu 18.05.2013 tarihine kadar 350 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlelerinin eklenilerek hükmün bu bölümlerinin düzeltilmiş şekliyle, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple...

                in reşit oldukları dolayısıyla bu davacılar için tedbir nafakası değil yardım nafakası talep etme haklarının bulundukları bu nedenle tedbir nafakasının arttırılması yönündeki davanın reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.HUMK.nun 76.maddesi (HMK. m.33) ve 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK'na göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir.Somut olayda, davacılar dava tarihi itibariyle reşittir.Daha evvel ... Aile Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarih ve 2007/366E-2009/588K sayılı kararında davacılardan ... ve ... için 160'ar TL,... ve ... için 240'ar TL YARDIM NAFAKASI takdir edildiği sabittir. O halde davadaki istemin daha önce hükmedilen yardım nafakasının artırılması olarak değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, hukuki yanılgı sonucu davanın tedbir nafakasının artırılması olarak nitelendirilmesi isabetli bulunmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu