Davacı kadın tarafından 21.10.2020 tarihinde TMK'nın 197.maddesi uyarınca nafaka davası açılmış, daha sonra 17.12.2020 tarihinde boşanma davası açılmış ve nafaka davası ile boşanma davası birleştirilmiştir. Mahkemece kadın tarafından nafaka davası dışında boşanma davasının açılmasıyla birlikte, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiştir (TMK md. 169). Bağımsız olarak açılan nafaka davası hakkında ise "... yargılama aşamasında TMK m.169 hükmü gereği tedbir nafakasına hükmedildiğinden asıl davada talep edilen nafakanın da türünün nihai olarak tedbir nafakası hükmünde olması sebebiyle tekerrür ödemeye sebep olmamak için asıl davada karar verilmesine yer olmadığına..." şeklindeki gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2020 NUMARASI : 2019/612 ESAS 2020/563 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili 31/07/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 1989 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, davacı müvekkilinin ev hanımı olduğunu, davalının ise Samsun Gazi Devlet Hastanesi'nde hasta bakıcı olarak emekli olduğunu, tarafların şuanda ayrı yaşadığını, bu durumun sebebinin davalı eşin hal ve hareketlerinden kaynaklı olduğunu, davalının müvekkilinin ve kızlarını evden kovduğunu, müvekkilini ölümle tehdit ettiğini, bu kapsamda Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/897 esas 2015/46 esas tarihli davalı eşe karşı açılmış ve ceza alması ile sonuçlanan tehdit davası bulunduğunu, davalı eşin müvekkiline karşı Samsun 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/181 esas sayılı boşanma davası açtığını, fakat bu davanın Samsun 2....
Aile Mahkemesinin 2015/259 esas 2017/138 karar sayılı ve 02/03/2017 günlü ilamı ile belirlenen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür yaratmamak koşulu ile ) davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, nafakanın kararın kesinleşmesine kadar devamına" karar verilmiştir. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tanıklarının beyanına itibar edilmediğini, hatalı değerlendirilme yapıldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. Dosya kapsamına göre, tarafların 2002 yılında evlendikleri, müşterek çocukları olmadığı, taraflar arasında davalı kadın tarafından açılan önlem nafakası davasında Bakırköy 5....
Buna dayanılarak, ayrı yaşayan ve lehine nafaka hükmedilen eşin nafaka alacağı, çeşitli sebeplerin varlığı halinde kaldırılabilir, miktarı azaltılabilir veya arttırılabilir, daha önce hükmedilmediği durumda talep üzerine şartları oluştuğunda nafakaya da hükmedilebilir. Tedbir nafakasının artırımı davasının açılması belirli zamanın geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilir (Yargıtay 3. HD. 26.09.2016 tarih E.2016/10796- K.2016/11189 vb.). Bağımsız tedbir nafakası davasında (TMK m.197), boşanma davası sırasında verilen tedbir nafakasından (TMK m.169) farklı olarak, lehine nafakaya hükmedilebilecek eşin talebi gerekir. Re’sen nafakaya hükmedilemez. Boşanma davasında verilecek tedbir nafakası boşanma davasında verilen kararının kesinleşmesine kadar devam eder iken, bağımsız tedbir nafakası davasında verilen tedbir nafakası tarafların boşanmalarına kadar fiili ayrılık devam ettiği sürece devam eder....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin asıl davasının kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık olmadığı, bağımsız açılan tedbir nafakası davasında erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, ayrıca erkeğin boşanma davası açarak haksız yere boşanma nedeni oluşturma kusurunu da işlediği, kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarlarının düşük olduğu, kadının manevî tazminat talebinin reddedilmesinin isabetli olduğu, erkeğin birleşen tedbir nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan incelemede ise mahkemece önlem nafakası davasında kadın yararına bağlanan nafakanın indirilmesine karar verildiği, indirilen tutarın yıllık bazda hesaplanması neticesinde kararın miktar itibariyle kesin olduğu ancak bağımsız açılan tedbir nafakası dosyasında kadın yararına hükmedilen nafakaya ÜFE oranında artış tatbik edildiği, böylece mahkemece ÜFE oranında artışa yönelik hükmün kaldırılmasının isabetsiz...
TMK 169 maddesine göre boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır. Davacı erkek vekili istinafında, hükmedilen nafaka miktarlarının fazla olduğunu belirterek nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini istemiş olup, mahkemece TMK 169.maddesi uyarınca kadın ve çocuğa tedbir nafakası bağlanması usul ve yasaya uygun olduğu gibi hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının da tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına göre uygun olduğu değerlendirilmekle, bu yöndeki istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacı-davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesine, asıl davanın reddedilmiş olmasına, birleşen davanın kabul edilmiş olmasına yönelik istinaf taleplerinin (erkeğin tüm istinaf taleplerinin) HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-) Davalı-davacı kadın vekilinin, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, C-) Davalı-davacı kadın vekilinin, birleşen önlem nafakası davasında kadın ve çocuk için hükmedilen önlem nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının birleşen önlem nafakası davasına yönelik olan B ve ALT BENTLERİNİN (B-1,2,3,4,5,6) KALDIRILARAK, birleşen önlem nafakası davası yönünden YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE, 1- ) Davalı-davacı kadının davasının (Birleşen Önlem Nafakası Davasının) KABULÜ ile; Birleşen önlem nafakasının dava tarihi olan 09/01/2020 tarihinden itibaren...
Tamamen kusurlu eş lehine yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden mahkemece davalı kadının yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı kadının kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kadının reddedilen tedbir nafakası talebi yönünden; Davalı kadın aylık 500,00 TL tedbir nafakası talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince ara karar ile kadının tedbir nafakası talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış, nihai karar ile davacı erkeğe yüklenecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle davalı kadının türü açıklanmaksızın nafaka talebi de reddedildiğinden, tedbir nafakası isteminin de reddedildiğinin kabulü gerekmiştir....
(TMK 197/2) Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı kadının erkeğin evi terkine, sadakatsizliğine vakıa olarak dayandığı, ilk derece mahkemesince erkeğe verilen sadakatsizlik ve evi terk etme kusurlarının kararın erkek tarafından istinaf edilmemesi nedeni ile kesinleştiği, erkeğin kesinleşen kusurlarının yanında birlik görevlerini yerine getirmeme kusurunu da işlediği, kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispat ettiği, kadın lehine hükmedilen nafaka miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumuna nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre düşük olduğu aylık 4.000,00 TL önlem nafakasının hakkaniyete uygun ve makul olduğu anlaşıldığından anılan miktar önlem nafakası olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, TMK 197 maddesi uyarınca açılmış bağımsız önlem nafakası davasıdır. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir nedene dayanıyorsa hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyalarından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. (TMK 197/2) Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde erkeğin eldeki davaya karşılık olarak boşanma davası açtığı, konu davanın eldeki dosyadan tefrik edildiği, söz konusu dosyanın halen derdest olduğu, boşanma davası açılmakla kadının ayrı yaşama hakkını kazanacağı, kadının ayrı yaşamda haklılığı hususunda erkeğin kusurlu bir eylemini ispat edemese dahi bu durumun başlı başına kadın lehine önlem nafakası taktiri için yeterli olduğu, kaldı ki bu hususun Yargıtay 3....