ın 30.12.1991 tarihinde evlendiğini, .... 18.10.2009 tarihli kararı ile boşandıklarını, müvekkili ve davalı eşinin evlilik birliği içinde ortak kazanç ile alıp davalı eş adına kayıtlı beş adet taşınmazın boşanma davasından önce mal kaçırma amacıyla 4.12.2008 tarihinde davalı eş ... tarafından kardeşi davalı ...'e satıldığını, satışların mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olması nedeniyle iptali ile tapunun davacı ile davalı ... adına müştereken tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, boşanma davası kesinleşmediğinden mal rejimine ilişkin dava açılamayacağını, edinilmiş mallara ilişkin olarak ayni hak talep edilemeyeceğini, muvazaanın ise yazılı delille ispatlanması gerektiğini, dava konusu taşınmazların borç için satıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Taraflar 11.12.1997 tarihinde evlenmiş, 20.10.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 13.02.2012 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 29.06.2012 havale tarihli dilekçede, tasfiyeye konu malvarlığı değerleri 3093 ada 114 parselde kayıtlı davalı payına düşen 3 adet daire, bu dairelere ait 1 yıllık kira gelirleri, Selamiçeşme'deki Alioğlu Apartmanında bulunan 7 nolu daireden elde edilen kira gelirleri, Bağdat Caddesi No:145'te bulunan 2 ve 3 nolu dükkanlardan elde edilen kira gelirleri ve Feneryolu Hatboyu Caddesinde bulunan taşınmazdan elde edilen kira gelirleri olarak 5 kalem halinde sayılmıştır....
un 18.10.2006 tarihinde açtığı boşanma davasının kabul edilmesi üzerine, taraflar hükmün kesinleştiği 16.09.2008 tarihinde boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. (TMK.nun 225/2) 01.01.2002 tarihinden itibaren bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden bu tarihe kadar eski MK.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202). Dava konusu taşınmaz, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 04.10.2004 tarihinde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece; taşınmazın dava tarihindeki değeri esas alınmak suretiyle davacının katılma alacağı belirlenmiştir. Oysa, katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiyeye ilişkin karar tarihidir (TMK. 232, 235/1. m.)....
Büyükşehir Belediyesince alındığı 17.04.2015 tarihli karşılık yazıdan anlaşıldığına ve taraflar arasındaki mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erdiğine göre, davalıya tahsis edilen pazar yerlerinin mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi olan 29.06.2012 tarihi itibariyle mevcut durumuna göre değerleri bilirkişi tarafından belirlenmek suretiyle, bu değerler üzerinden katılma alacağına karar verilmesi gerekirken, tüm tahsis değerleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 28.06.2006 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Toplanan deliller ve dosya kapsamından; dava konusu olan ve ... adına kayıtlı 232 ada 8 parsel üzerindeki 2 katlı evin yapımına 2002 yılında başlandığı ve inşaatın mevcut haline 2003-2004 yılında geldiği saptanmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Taraflar 13.8.1994 tarihinde evlenmiş, 7.4.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 17.3.2008 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM. nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m). Dava konusu 109 ada 24 parsel üzerindeki 3 nolu tripleks villa 3.2.2003, 81 ada 17 parsel nolu arsa ise 9.9.2002 tarihinde satın alınarak davalı kadın adına tapuya tescil edilmişlerdir....
Bu bakımdan açılan mal rejimi davalarının genel muvazaa (B.K. m. 18, 6098 s B.K. m. 19) hukuksal sebebine dayanılarak açılan derdest davalarının sonucunun beklenmesine ve mal rejimi davalarının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemektedir. (Hukuk Genel Kurulu 26.09.2012 tarih, 2012/8 -192 Esas ve 2012/629 Karar sayılı kararı ile bu husus ön sorun olarak çözüme kavuşturulmuştur.). Muvazaa nedeniyle açılan bu tür davalar ister olumlu veya isterse olumsuz sonuçlanmış bulunsun mal rejimi davasının sonucunu kesinlikle etkilemez. Kısaca istek sahibinin alacak hakkı varsa, davası kabul edilecek, aksi halde ise muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasına bağlı kalmaksızın isteği reddedilecektir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri, HUMK.nun 1 vd. maddeleri uyarınca, Aile Mahkemesi görevsiz olup, dava değerine göre genel mahkemeler görevlidir....
Taraflar 09.09.1981 tarihinde evlenmişler, 11.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 13.07.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı.. . tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 11.02.2010 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
tedbirin kaldırılmasına, haksız ve yersiz açılan katılma, katkı, değer artış alacağı için tedbir talebi ile belirsiz alacak olarak açılan mal rejiminin tasfiyesi konulu iş bu davanın reddine, fakat davanın reddine ilişkin talepleri kabul edilmez ise boşanma sebebiyle yasal mal rejimi sona erdirildiğinden, boşanma davasının açıldığı tarih dikkate alınarak 31.12.2001 tarihine kadar “Mal Ayrılığı Rejimi” sonrası içinse ''Yasal Mal Rejimi'' geçerli olacak şekilde, 28/10/2016 tarihi itibariyle mal rejimi sona erdiğinden tasfiyenin buna göre yapılmasını, davaya konu taşınmazlar ile plakaların müvekkilin kişisel malından karşılandığının dikkate alınmasını, ziynet eşyasını bozdurduğu iddiası da asılsız olduğundan, katkı alacağı doğmayacağı dikkate alınarak, değer artış alacağı yönünden de davanın reddine karar verilmesini, davacının evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara katılma rejimine tabi mal varlığı ve para faiz geliri bulunması halinde yarı değeri müvekkile ait olacağından, kabul...