Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-davalı erkek, 15/07/2016 tarihinde davalı-davacı kadın aleyhine TMK’nın 166/1.maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış, ancak 01/08/2016 tarihinde açtığı davadan feragat etmiştir. Taraflar barışmış, aralarındaki evlilik birliği feragatten sonra bir müddet daha devam etmiştir. 24/08/2017 tarihinde davacı-davalı erkek, 10/10/2017 tarihinde ise davalı-davacı kadın TMK’nın 166/1.maddesine dayalı eldeki bu davayı açmışlar, erkek boşanma davasının yanında kişisel eşyanın iadesini de istemiştir. Yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesince 22/10/2019 tarihli karar verilmiş, verilen bu karar taraflarca yukarıda gösterilen sebeplerle istinaf edilmiştir. TMK'nın 170/3. maddesine göre ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir. Bu durumda, ayrılık talep eden davacı mutlak bir boşanma nedenine dayanmış ve bunun varlığını kanıtlamış olsa bile, hakim barışma olasılığını gördüğü takdirde boşanma yerine ayrılığa hükmedebilecektir....

Davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalının çeyiz eşyalarından kaynaklı talebine dair hüküm ile lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarına dair istinaf başvurusu yönünden; Davacı-karşı davalı kişisel eşya talebinde çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan 150 gram altının davalı tarafından alınarak, şahsi borçlarına ödendiğini, yine müvekkiline ait bir kısım eşyanın müvekkilinin müşterek haneden davalı tarafından dövülerek atılması sebebi ile müşterek hanede kaldığını belirterek, 150 gram altının bedelinin faizi ile birlikte eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelini faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, dava değerinin dava dilekçesinde şimdilik 4.000,00 TL olarak bildirmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " Davacı karşı davalı kocanın asıl boşanma davasının KABULÜ TARAFLARIN TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca BOŞANMALARINA, Davalı karşı davacı kadının boşanma davasının KABULÜ ile; tarafların TMK' nun 166/1 maddesi uyarınca BOŞANMALARINA, Davacı karşı davalı kocanın zina sebebine dayalı birleşen boşanma davasının REDDİNE, Tarafların müşterek çocukları 29/06/2018 doğumlu Burak ÖZDEMİR'in velayet hakkının davalı karşı davacı anne Baver ÖZDEMİR'e verilmesine, Velayet hakkı davalı karşı davacı anneye verilen müşterek çocuk ile davacı karşı davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasının sağlanmasına, Davalı karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin REDDİNE, Davalı karşı davacı kadının maddi tazminat talebinin REDDİNE, Davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına yönelik isteminin KISMEN KABULÜ ile, boşanma hükmünün kesinleşmesinin ardından bir sefere mahsus olmak üzere TMK. 175, 176 gereği takdiren 15.000,00- TL toptan yoksulluk nafakasının davacı...

Çünkü boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davalı tarafından bu yer işgal edilmekte ise, davalının haksız işgalci durumunda olduğunun, kira geliri ile sorumlu tutulması gerektiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece kiraya verilmediği gerekçesiyle bu yöndeki isteğin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bu yönüyle olayın değerlendirilmesi gerekmektedir. Bundan ayrı kural olarak, gerek düğünde geline takılan takı ve ziynet eşyaları ve gerekse aynı biçimde davalıya takılan ve sonradan geline verilen takı ve ziynet eşyaları geline bağışlanmış kabul edilir. Bu nedenle de bu tür takı ve ziynet eşyaları gelinin kişisel malı sayılır. Davacı vekili, açıklanan biçimde davalıya takılan takı ve ziynet eşyalarının bağışlama amacının ortadan kalktığı gerekçesiyle BK.nun 244 ve devamı maddeleri gereğince iadesi isteğinde bulunmuştur. Bu madde gereğince açılan bu tür davalar Aile Mahkemesinin görevi dahilinde olmayıp genel hükümlere göre Genel Mahkemelerde bakılması gerekmektedir....

    Sonuç olarak; davacının ziynet eşyalarının iadesi davasının reddine yönelik istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince 9 bilezik yönünden kabulüne, çeyiz eşyalarının iadesi davasına ilişkin verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının çeyiz eşyalarının iadesi ve ziynetin sair kısmına yönelik istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacının çocuk mallarının korunması ve kişisel eşyaların iadesi davalarının reddine yönelik istinaf dilekçesinin ise miktar yönünden ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Vekalet ücreti yönünden; Kadının asıl boşanma davasının reddine, erkeğin karşı boşanma davasının kabulüne karar verildiği halde, erkek lehine karşı dava kapsamında boşanma ve asıl boşanma davası için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmediği gibi davalı kd erkek lehine bir maktu vekalet ücretine hükmedildiği ancak bu vekalet ücretinin hangi dava(Kadının ziynet davası mı , boşanma davaları için mi ?) için hükmedildiğinin anlaşılamaması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

    Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

    Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, kişisel ilişkinin süresi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 17.06.2015 tarihli, 2015/11765 esas, 2015/12832 karar sayılı bozma ilamında, "velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresinin az olması ve aynı şehir ayrı şehir ayrımı yapılmadan kişisel ilişki kurulması" yönünden bozulmuştur. Mahkemece kurulan 26.10.2015 tarihli hükümde aynı şehir, ayrı şehir ayrımı yapılmadan kişisel ilişki kurulmuş ise de kurulan kişisel ilişki yeterli değildir....

      nun 169 maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası ve miktarının, kadının boşanma ile yoksul duruma düşecek olması nedeni ile kadın için TMK.'nun 175 maddesi uyarınca takdir edilen yoksulluk nafakası ve miktarının, kadının, boşanma ile en azından erkeğin maddi desteğinden yoksun kalacak olması, boşanmaya neden olan olaylar nedeni ile kişilik haklarının zarar görmesi nedeni ile kadın lehine boşanma nedeni ile TMK.'...

      UYAP Entegrasyonu