Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi ve katılma alacağı ... ile ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi ve katılma alacağı davasının reddine dair ......

    gerektiğini, tüm bu ödemeler kişisel eşyalarıyla yapıldığından ödenen miktarın yasal faizi ile iadesi gerektiğini, beyaz eşya, yatak odası, oturma grubu, mutfak dolabı yapımı masrafları, borçlarının kişisel eşyalarıyla ödendiği masrafların da yasal faizi ile iadesi gerektiğini, avukatı olmadığından maddi ve manevi tazminata avukatlık ücreti kadar miktarın eklenerek karar verilmesi gerektiğini, çeyiz ve ziynetlerin miktarını kabul etmediğini, çeyiz senedinin sahte olduğunu, evden ayrılırken davacının tüm ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, takıları yanında götürdüğü halde hem boşanma davasına konu edilip hem de dava açıldığını, haksız davanın reddine karar verilmesini, 300.000 TL maddi, 300.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tarafına ödenmesi (fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması), yerel adetlere göre takıların ve bileziklerin tarafına iadesi (aynen) aynen olmadığı taktirde maddi miktarının tarafına iadesi, kişisel eşyalarla ödediği borçlarının yasal...

    Kişisel ilişkiye dair düzenlemeler kamu düzeni ile ilgili olup, asıl olan çocuğun yüksek yararına bedensel ve zihinsel gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamaktadır. Kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir (2. Hukuk Dairesinin 20.06.2016 tarih, 2016/11108 Esas ve 2016/12572 Karar). Somut olayda, velayet babaya verildiği halde anne ile ortak çocuklar arasında anneler günü yerine babalar gününde kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılarak, esas hakkında hüküm tesis edilmiştir....

    DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacılar (baba, babaanne ve dede) tarafından davalı anne aleyhine 2008 doğumlu ..... ile kişisel ilişki kurulması talebi ile dava açılmıştır. Davacılardan baba ile davalı anne hakkında.... sayılı dosyası ile 16/05/2016 tarihinde boşanma yönünden karar verildiği ve velayetlerinin anneye bırakıldığı; ancak kararın halen kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Ortak çocuklar hakkında boşanma davasında verilen karar, kişisel ilişki tesisi için açılan eldeki davayı etkileyeceği açıktır....

      Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. (TMK md. 323) Kişisel ilişki tesis edilmesine yönelik kararlar kesin hüküm oluşturmaz.Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK md. 183). Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Velayet hakkı anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun bedensel ve kişisel gelişimini olumsuz etkileyeceğine ilişkin dosyada somut bir delilin bulunmadığı gibi kurulan kişisel ilişki sürelerinin dosya kapsamına ve çocuğun üstün yararına da uygun olduğu anlaşılmakla davalı-k.davacı kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

      Türk Medeni Kanunu 226/1.maddesi gereğince eşler her zaman birbirlerinde kalan kişisel eşyalarının iadesini isteyebilirler. Buna göre; evlilik boşanma ile sona erdiğinde mülkiyet hakkına dayalı olarak bir eş diğer eşte bulunan eşyalarını geri alma hakkına sahiptir. Kural olarak; bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik tasarruf özgürlüğüne yönelik saldırılara el atmanın önlenmesi davası ile karşı koyabileceği gibi istihkak davası ile de karşı koyabilir. Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların; aynen iadesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle eşyaların aynen mevcut olmaması halinde ise, istenen eşya bedeli “tazminat” niteliğinde bulunmaktadır....

        Değerli çoğunluk tarafından temyiz, "kişisel ilişki ile sınırlandırıldığı için hükmün boşanma bölümü kesinleşmiş sayılacağından taraflar "dul" statüsüne geçmiş durumdadır. Aşağıdaki sebeplerle değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılamıyorum; a-Anlaşmalı boşanma davalarında fer'i hükümlerde oluşan çekişme hükmün bütününü sakatlar. Bir yandan çekişmeyi kabul edip bir yandan sanki "anlaşma varmış gibi" hükmün boşanma bölümünün kesinleştiğini kabul etmek çelişki oluşturur. b- Kişisel ilişki konusunda taraflara öneri sunmadan, bu öneri kabul edilmez ise davaya Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hükümlerine göre devam edilmesi gerekirken yerel mahkeme hakiminin "kendine göre" re'sen kişisel ilişki düzenlemesi yapmasına pozitif hukuk normları icazet vermemektedir....

          Davacı kadın tarafına hediye edilen ve kişisel malı olan ziynetlere yönelik hakkından Kayseri 2. Aile Mahkemesinde görülen 2019/139 Esas, 2019/156 Karar sayılı boşanma davası sırasında feragat etmiştir. Ayrıca boşanma dosyası içerisindeki taraflar arasında düzenlenen protokolde de tarafların karşılıklı olarak birbirinden kişisel eşya taleplerinin olmadığı belirtilmektedir. Davacı iradesinin fesada uğradığını ileri sürmüş ise de bu iddiasını ispat edememiştir. Boşanma davasında verilen hükme karşı Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 2021/287 Esas, 2021/429 Karar sayılı başvurmuş olduğu yargılamanın iadesi talebi retle sonuçlanmış ve bu karar kesinleşmiştir. Davacı ziynet eşyalarına ilişkin hakkında feragat etmiş olması nedeniyle ziynetlerini talep etme hakkı bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince talebin reddinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kocanın reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, velayet, kişisel ilişki ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası içinde istenen ve hüküm altına alınan boşanmanın eki niteliğinde olan (TMK.md.174/1-2) tazminatların kabulü veya reddi halinde taraflar lehine ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin tabii bulunmasına göre, davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki tesisinde aslolan çocuğun yüksek yararı olmakla birlikte analık ve babalık duygularını tatmin de önemlidir....

            nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma davasının ve kişisel ziynet ziynet eşyası davasının kısmen kabulüne, davalı-karşı davacı erkeğin TMK.'...

            UYAP Entegrasyonu