Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin reddine alacak talebinin kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 179. maddesi hükmüne göre, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 31.07.1993 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 12.02.2007 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır....
Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada Urla Asliye Hukuk ve Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma davası devam ederken davalı ...'in taşınmazını muvazaalı olarak diğer davalıya sattığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili davasıdır. Urla Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın niteliği itibariyle aile hukukundan kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası olduğu, tarafların boşandıkları, anılan kararın kesinleştiği ve bu nedenle açılan davada mal rejimi hükümlerinin tartışılacağı, boşanma davasının yeri itibariyle de Turgutlu Aile Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu gerekçesiyle hem yetkisizlik hem görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
HMK. m. 367/2) göre aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe infaz edilemez. Somut olayda icra takibine konu edilen ... 1. Aile Mahkemesi'nin 31.05.2012 tarih 2011/1110 Esas, 2012/801 Karar sayılı ilamında, tarafların boşanmaları yanında “30 adet çeyrek altının aynen iadesine ya da bedelleri olan 4.500,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ilişkin hüküm de kurulmuştur. Bu kalem alacak ise boşanma ilamının feri niteliğinde değildir. Bu durumda kesinleşmeden takibe konu yapılabilir ise de, anılan şikayetin yasal 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. İcra emri borçlu vekiline 27.08.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise 28.11.2012 tarihinde açılmakla 7 günlük yasal süre geçmiştir. İcra emrinde yer alan vekalet ücreti, yargılama gideri ve bunların işlemiş faizi boşanma ilamının fer'isi niteliğinde bulunduğundan, boşanma ilamı kesinleşmeden takibe konu edilemez....
Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasında davacının maddi ve manevi tazminat, nafaka, eşya talebinin olmadığına ilişkin beyanının mal rejiminin tasfiyesinide kapsadığı ve mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu ve bu beyana rağmen açılan iş bu davanın TMK'nun 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; davacının mal rejiminin tasfiyesi davasında elde etmesi muhtemel alacak hakkının tahsil kabiliyetini güçlendirmek amacıyla eldeki davada tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu, ancak davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava açmadığı, öte yandan davanın açılabileceği böyle bir davada aynî değil şahsî sonuç doğuran bir alacak hakkı elde edilebileceği ve üçüncü kişi konumundaki davalı ...’e karşı ayni hak değil, alacak hakkı isteminde bulunabileceği gerekçesiyle, davacının eldeki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Dava, 6098 sayılı Kanun’un 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
hukuki nitelendirmede de usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı, Mahkemece boşanma sırasında yapılan protokole ve tarafların duruşmadaki beyanlarına değer verilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
a borç para verdiğini ve ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. 22.4.1997 tarihli tercüme belgede, ...'ın annesi davacı ...'dan 44.000 DM borç para aldığı, aylık 500 DM ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı ise, eşi ... ile boşanma davası derdest iken bu belgenin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiğini, murisin kredi borcunu bile kendisinin ödediğini savunarak belgenin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Davalı tarafından muris ... aleyhine 22.10.1996 tarihinde açılan boşanma davasının, murisin 16.6.1997 tarihinde ölümü nedeni ile konusu kalmadığından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu belgenin düzenlenme tarihi ise boşanma davasından sonraki bir tarihtir. O halde, anne oğul arasındaki borç belgesinin boşanma davası derdest iken düzenlendiği gözetildiğinde, davalı eşten mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak düzenlendiğinin kabulü gerekir....
Söz konusu protokol boşanma davasını gören mahkemece onaylanmış ve boşanma protokolünün tasdikine ilişkin karar 19.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanan eşlerin kişisel eşya ve ziynetlere ilişkin talepleri boşanmanın ferisi niteliğinde değildir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünün söz konusu maddeleri içermesi gerekmez. Protokolde tarafların birbirlerinden tazminat ve sair istekleri olmadığı belirtilmiş ise de, kişisel eşya taleplerinin olmadığı veya bu konuda anlaşmaya vardıklarından söz edilmiş değildir. Kişisel eşya talepleri niteliği itibariyle bir istirdat davasıdır. Protokolde sözü edilen tazminat ve benzeri taleplerin kişisel eşya taleplerini de kapsamına aldığına ilişkin yorum ve düşünce dosya kapsamına ve somut olaya uygun değildir. Davacı, müşterek çocuğun doğumunda kendisine hediye edildiği iddiası ile ziynet eşyalarına yönelik olarak bu davayı açmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2022 NUMARASI : 2022/1119 ESAS 2022/1046 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde; Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T5 Kayseri 4.Aile Mahkemesinin 25/10/2019 tarih ve 2019/636 E - 2019/782 K sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, söz konusu gerekçeli karar ve eki netiliğindeki anlaşmalı boşanma protokolünün 25/10/2019 tarihinde kesinleştiğini, tarafların hür iradeleri ile imzalamış oldukları anlaşmalı boşanma protokolü gereği 34 XX 201 plakalı belediye otobüsü üzerindeki T5 ait %50 hissenin tüm hakları ile birlikte davacıya bırakıldığını, davaya konu araç üzerindeki diğer %50 hissenin kime ait olduğunun taraflarınca bilinmediğini, bahsi geçen hissenin anlaşmalı boşanma protokolünün imzalanmasından ve boşanmanın gerçekleşmesinden sonra davalı T5 tarafından söz konusu otobüs...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Protokole Dayalı Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 18.05.2015 tarihli dava dilekçesindeki açıklamalarına ve talep sonucuna göre dava, boşanma protokolünden kaynaklı alacak talebine ilişkin olup, davacının İcra İflas Kanununun 67.maddesi kapsamında genel haciz yoluyla takibe vaki itirazın iptali talebi bulunmadığı gibi yargılama aşamasında bu konuda yapılan bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Hakim taleple bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26/1). Davacının itirazın iptali yönünden bir talebi bulunmadığına göre, boşanma protokolünden kaynaklı alacak istemine ilişkin bu davada İcra İflas Kanununun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün değildir....