Bafra Aile Mahkemesince, taraflar arasında gerçekleşen boşanma davasının Samsun Aile Mahkemesi'nde devam etmesi nedeniyle ve mevcut davanın boşanma davasının görüldüğü yerde tahkikatının devam edeceği gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. Dava; mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. TMK'nun 214/2. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla, bu nitelikteki davalarda HUMK'nun 13. maddesindeki yetki değil; konuyla ilgili özel düzenlemelerin yer aldığı 4721 sayılı TMK'nun 214. maddesindeki yetki kuralı geçerlidir. Ancak TMK'nun 214. maddesindeki yetki kesin nitelikte bulunmayıp, kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde, ilk itirazlardan olan yetki itirazının HMK'nun 19/2 ve 116....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında, tarafların alınan beyanlarının katkı payı alacağından feragat niteliğinde olduğu, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteminin boşanmanın fer'îsi niteliğine olmadığı ve anlaşmalı boşanma davasında taraflarca düzenlenen protokolde mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkından feragat edildiğinin açıkça, kayıtsız, şartsız düzenlenmesi gerektiği, davacı kadının katılma alacağı hakkından feragat etmediği, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Dava boşanma ve eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Bilindiği üzere, ihtiyati tedbirin HMK’nda "Geçici Hukuki Korumalar" üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesi olduğunda kuşku yoktur. Talebin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir....
Mahkemece, 6.600 Tl alacak bakımından davacının borçlu olduğunun bakiyesinden borçlu olmadığının tesbitine karar karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre , davacının tüm, davalının aşağıdaki bendi kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının davalı avukata verdiği 14.1.2008 tarihli vekaletle , davacı adına boşanma, el konulan eşya ve ziynet eşyalarının teslimi, evlilik birliği içersinde kazanılan malvarlığının eşler arasında paylaştırılmasına , maddi ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin davayı açtığı, 2013/8930-16106 tarafların boşanmasına ve katkı payı davasının dava şartı yokluğundan reddine ilişkin olarak verilen 7.10.2011 tarihli mahkeme kararının, Yargıtay 2....
Taraflarca sunulan, İlk Derece Mahkemesince toplanan tüm delillere ve davalı tarafından gösterilen istinaf nedenlerine göre yapılan incelemede; taraflarca gösterilen, İlk Derece Mahkemesince toplanan tüm deliller ve İlk Derece Mahkemesince verilen karar, taraflarca ileri sürülen vakıalar, dosyaya toplanan tüm bilgi ve belgeler, davalının istinaf nedenleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadın tarafından davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenlerine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ve ferilerine ilişkin talepte bulunarak boşanma davası açıldığı, ayrıca kadın tarafından düğün nedeni ile takılan takıların aynen iadesi, olmadığı takdirde dava dilekçesi ile 8.000,00.TL bedelinin, ıslah ile birlikte 41.691,37.TL değerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınması yönü ile boşanma ve ziynet eşyası alacak davası açıldığı, davalı erkek tarafından süresinde, usulüne uygun olarak sunulan cevap dilekçesi ile boşanma davası yönü...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, davacı-davalı erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminat istekleri ve ... plakalı araçtan kaynaklanan mal rejimine dayalı alacak isteği yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gereklidir (HMK m. 119/1). İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir (HMK m.187/1)....
Açıklanan maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde; davacının boşanma davasında ibraz ettiği imzalı dava dilekçesi, "Protokol" başlıklı belge ve duruşmadaki beyanının HUMK nun 236/1. maddesinde öngörülen mahkeme içi ikrar niteliğinde olup; görülmekte olan davada davacı aleyhine kesin delil teşkil ettiği ve 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında öngörülen yazılı belge mahiyetinde bulunduğu, her türlü kuşku ve duraksamadan uzaktır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.5.1992 gün ve E:1992/14-249 K:1992/323 ve 23.05.2007 gün ve 2007/14-289 E. 2007/291 K. sayılı kararlarında da aynı görüş benimsenmiştir. Öte yandan, taraflar arasında düzenlenmiş boşanma protokolünün, sadece mal rejiminin tasfiyesine ilişkin 7. maddesi boşanma hükmünde ayrıca ve açıkça gösterilmemiştir....
Boşanma davası sırasında ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakası kararına dayalı olarak daha önce icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından ödemeler yapıldığı, takip talebinde nafaka alacağı sebebi ile yapılan ödemeler mahsup edilerek talepte bulunulduğu, ilamsız icra takibinde nafaka alacağı dışında yapılan harç ve masrafların ilamlı icra takibinde mahsubu talebinin yerinde olmadığı ve icra müdürlüğü kotasına ilişkin icra dosyasının farklı icra müdürlüklerinin esas numarasını aldığı, ilama dayalı olarak takipte bulunulduğu ve ödemelerin mahsup edildiği hususu takip talebinde yer aldığından, aynı alacak tekrar talep edilmediğinden, mükerrer takip şikayeti yerinde değildir. Bilirkişi hesaplamasına göre mahsup edilen alacak tutarında eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Şirket'inin davacı tarafa hisse devir sözleşmesiyle birlikte davalı tarafça devredilmiş olduğu, devir hususunun boşanma protokolünün 2 numaralı bendinde yer aldığı ve dava dışı şirketle ilgili olarak ceza ihbarname bildirimlerinin tahakkuk ettirilmiş olduğu, davacı tarafça şirketin vergilendirme dönemlerine dair alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, boşanma protokolüne konu olan şirket devrinde devir alanın, protokol tarihi ve hisse devir tarihinden önceki döneme ait olan vergi cezalarının tamamından sorumlu olup olmayacağı, davacı devir alan tarafından boşanma protokolüne rağmen davalı devir edenden ceza bedelini tahsil talebinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı ile davalı yararına kötü niyet tazminatına karar verilmiş olması ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir....
Şirket'inin davacı tarafa hisse devir sözleşmesiyle birlikte davalı tarafça devredilmiş olduğu, devir hususunun boşanma protokolünün 2 numaralı bendinde yer aldığı ve dava dışı şirketle ilgili olarak ceza ihbarname bildirimlerinin tahakkuk ettirilmiş olduğu, davacı tarafça şirketin vergilendirme dönemlerine dair alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, boşanma protokolüne konu olan şirket devrinde devir alanın, protokol tarihi ve hisse devir tarihinden önceki döneme ait olan vergi cezalarının tamamından sorumlu olup olmayacağı, davacı devir alan tarafından boşanma protokolüne rağmen davalı devir edenden ceza bedelini tahsil talebinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı ile davalı yararına kötü niyet tazminatına karar verilmiş olması ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir....