Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.04.2013(Pzt.)...

    Söz konusu protokol boşanma davasını gören mahkemece onaylanmış ve boşanma protokolünün tasdikine ilişkin karar 19.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanan eşlerin kişisel eşya ve ziynetlere ilişkin talepleri boşanmanın ferisi niteliğinde değildir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünün söz konusu maddeleri içermesi gerekmez. Protokolde tarafların birbirlerinden tazminat ve sair istekleri olmadığı belirtilmiş ise de, kişisel eşya taleplerinin olmadığı veya bu konuda anlaşmaya vardıklarından söz edilmiş değildir. Kişisel eşya talepleri niteliği itibariyle bir istirdat davasıdır. Protokolde sözü edilen tazminat ve benzeri taleplerin kişisel eşya taleplerini de kapsamına aldığına ilişkin yorum ve düşünce dosya kapsamına ve somut olaya uygun değildir. Davacı, müşterek çocuğun doğumunda kendisine hediye edildiği iddiası ile ziynet eşyalarına yönelik olarak bu davayı açmıştır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2022 NUMARASI : 2022/1119 ESAS 2022/1046 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde; Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T5 Kayseri 4.Aile Mahkemesinin 25/10/2019 tarih ve 2019/636 E - 2019/782 K sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, söz konusu gerekçeli karar ve eki netiliğindeki anlaşmalı boşanma protokolünün 25/10/2019 tarihinde kesinleştiğini, tarafların hür iradeleri ile imzalamış oldukları anlaşmalı boşanma protokolü gereği 34 XX 201 plakalı belediye otobüsü üzerindeki T5 ait %50 hissenin tüm hakları ile birlikte davacıya bırakıldığını, davaya konu araç üzerindeki diğer %50 hissenin kime ait olduğunun taraflarınca bilinmediğini, bahsi geçen hissenin anlaşmalı boşanma protokolünün imzalanmasından ve boşanmanın gerçekleşmesinden sonra davalı T5 tarafından söz konusu otobüs...

      Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davasından önce davalı ile boşanma protokolü düzenlediklerini, bu protokolde ortak çocuk ...’nın tüm giderlerini karşılamak üzere kendisinin 300.000,00 TL’yi yatıracağının kararlaştırıldığını, boşanma protokolüne istinaden 300.000,00 TL’yi boşanma davasından önce 28.10.2014 tarihinde davalının hesabına yatırdığını, boşanma davasında da çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası ödeneceğinin hüküm altına alındığını ve bu şekilde anlaşmalı olarak boşandıklarını, kendisinin aylık yerine toplu bir şekilde ödeme yapmak niyetiyle bu parayı verdiğini, ancak ödediği...

        Davacı duruşmadaki beyanında; "Dava dilekçemi tekrar ederim, eşim ile anlaşmalı olarak boşanmak istiyorum, boşanmaya karar verilmesini istiyorum, davalıdan nafaka, maddi ve manevi tazminat, edinilmiş mallara ilişkin alacak talebim yoktur, müşterek çocukların velayeti bende kalacaktır ayrıca ortak mal varlığımız yoktur, müşterek çocuklar için nafaka talebimiz yoktur, yargılama giderleri üzerimde bırakılsın." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı duruşmadaki beyanında; ''Bende davacının davasını ve anlaşmalı boşanma talebini kabul ediyorum, boşanmaya karar verilmesini istiyorum, davacıdan nafaka, maddi ve manevi tazminat, edinilmiş mallara ilişkin alacak talebim yoktur, müşterek çocukların velayeti eşimde kalacaktır ayrıca ortak mal varlığımız yoktur '' şeklinde beyanda bulunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, tarafların TMK'nın 166/3....

        Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadın tarafından Kocaeli 2. Aile Mahkemesinin 2022/418 Esas sayılı dosyasında 02/06/2022 tarihinde açılan davada; boşanma ve fer'ileri ile ziynet eşyası alacak talebinde bulunduğu, dava açılırken başvuru harcı ile boşanma davasına ilişkin peşin harcın yatırıldığı, ziynet alacağı talebi yönünden dava değeri gösterilmediği ve harç yatırılmadığı, ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin "ziynet eşyaları talebimizden feragat ediyoruz" beyanı üzerine mahkemece ziynet eşyası alacak davası hakkında tefrik kararı verildiği, tefrik edilen dosyanın 2022/959 esesa alındığı ve dosya üzerinden feragat nedeniyle davanın reddine, adli yardımlı dava açıldığı gerekçesiyle harçların davacıdan alınmasına karar verildiği, ayrıca davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır....

        Boşanma davası içerisinde TMK.nun 169.maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Kaldı ki, bu davadan sonra açılan terk nedeniyle boşanma davası da retle sonuçlanmıştır. O halde; TMK.nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile anlaşmalı boşanmak amacıyla aralarında protokol düzenlediklerini, davalının anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğini, boşanma davasının çekişmeli görülmeye başlandığını, protokolde tespit edilmiş ve tanık huzurunda imzalanıp kabul edilmiş hediye ve borç ödemelerinin tamamını talep ettiğini, protokolün özellikle 1. maddesindeki 78 gram 6 adet bilezik ve 10 adet çeyrek altının iadesini, olmadığı takdirde bedelini, protokolün 2. maddesinde kabul edilmiş olan 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

            Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından feragatin davalı tarafın tehdit ve korkutması ile yapıldığı ve bu nedenle geçersizliği ileri sürülerek temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, Mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

              Mahkemece, davanın BK'nun 18.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa sebebi ile icra takibinin iptali istemine ilişkin olduğu, davalılar arasındaki borç ilişkisinin ve takibin 2003 yılında başladığı, boşanma davasının ise 2005 yılında açılmış ve 2009 yılında kesinleştiği, davalılar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin bundan önce doğduğundan ve muvazaa olgusunun somut delillerle ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut olan ve muvazaalı olduğu ileri sürülen .......

                UYAP Entegrasyonu