Şti'nin 1/8 hissesini devir alıp ortağı olduğunu, davalı boşanma davalarının ikamesinden hemen sonra yasal mal rejimi ile müvekkilinin sahip olduğu hakları engellemek maksadıyla üçüncü bir kişiye muvazaalı olarak devrettiğini, devirden yedi ay sonra bu kez aynı hisseler davalının babası tarafından geri alındığı, davalıların müştereken hareketleri ile muvazaalı olarak hisse devirleri ile müvekkilinin boşanma davası ile hükmedilen ve kesinleşme beklenen boşanma davasında hak etmiş olduğu tazminatları ile yine mal rejimi gereği alacak davasında muhtemel hak ve alacaklarının tahsili imkansız hale getirildiğini, davalılarca muvazaalı olarak devredilen Teknik Alüminyum İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti.'ndeki 18/03/2010 ve 17/08/2010 tarihli hisse devirlerinin iptali ile hisselerin davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, sonucu beklenecek boşanma davasının Mahkemenin karar tarihinde açılmış ve derdest olması gerektiği, Mahkemece bekletici mesele yapılan boşanma dava dosyasının ret ile sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği, bekletici mesele yapılması talep edilen dava dosyasının karar tarihinden sonra 10.12.2019 tarihinde davacı erkek tarafından açıldığı, bu davanın da 17.12.2021 tarihinde reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, Mahkemece tarifeye uygun vekâlet ücretinin hükmedildiği belirtilerek taraf vekillerinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı erkek vekili, Aliağa 1....
Mal rejiminin tasfiyesi ve alacak talebine konu taşınmaz ve diğer malvarlığı unsurlarının tamamı 1993 yılından daha sonraki yıllarda davalı koca tarafından iktisap edilmiştir. O halde davaya konu malvarlığının tamamı taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra 2001, 2005 ve 2007 yıllarında iktisap edildiğinden davalının kişisel malvarlığı olarak kabul edilmesi ve herhangi bir tasfiye işlemine konu edilmemesi gereklidir. Bu malvarlığı değerleri Aile Mahkemesi tarafından bakılan mal rejiminin tasfiyesi davasının konusu olamazlar. Genel hükümler çerçevesinde genel mahkemelerde dava konusu edilebilirler. Tarafların yabancı ülkede boşanmalarına rağmen, Türkiye'de bu boşanma kararının tanınması tarihine kadar kayden evli gözükmesi, hatta bu dönemde fiilen evli gibi karı-koca olarak birlikte yaşamaları; mal rejiminin tanınmasına karar verilen yabancı boşanma ilamına konu yabancı boşanma davasının dava tarihinden geçerli olarak sona ermiş olduğu gerçeğini değiştirmez....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Hukuk Dairesi (kapatılan) 2015/14503- 2018/2726 sayılı kararında; "....davacı .... lehine nafaka ile maddi-manevi tazminata hükmedilen ve taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşen boşanma davasına ilişkin Akşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/168 Esas sayılı dosyasında yer alan boşanma ve maddi-manevi tazminata hükmetme sebepleri, davalı Osman’ın davacıya şiddet uygulaması, başka bir bayanla ilişkisinin bulunup evlilik birliğinin üzerine yüklediği sadakat yükümlülüğünü yerine getirmemesi, boşanma davasının açılma tarihi 28/02/2011 ile tasarruf tarihi olan 18/02/2011 tarihleri arasında çok kısa bir süre bulunduğu hususları gözetildiğinde, boşanma davası tasarruf tarihinden sonra açılmış ise de, boşanmaya neden olan sebeplerin her biri haksız fiil olup tasarruf tarihi öncesinde gerçekleşmiş olduğu, boşanma davası dosya içerikleri ile sabit bulunduğundan, işin esasına girilerek toplanacak delilere göre bir karar verilmesi" gerektiğine hükmetmiştir....
Mahkemece, bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile toplam 9.829.33.TL' nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2.bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Kural olarak boşanma davasında, boşanma ile birlikte talep edilen maddi ve manevi tazminat ve nafaka istemleri, boşanma talebine bağlı fer' i niteliktedir. Bu talepler herhangi bir harca tabi olmadan serbestçe istenebilir. Mahkeme de dosya kapsamına göre bu talepleri değerlendirir ve vekalet ücreti yönünden de boşanma davasında fer'i talepler dikkate alınmadan sadece boşanma yönünden avukatlık asgari ücret tarifesine göre maktu ücreti vekalete hükmedilir. Somut olayda da, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmamaktadır....
HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK'nun 443/4 (HMK'nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler. Ancak, boşanma ilamı kesinleştiği takdirde tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmelerine gerek yoktur. (HGK'nun 28.02.2011 tarih E. K. ve 22.10.2008 tarih Esas. Karar.) Somut olayda, alacaklı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği Ankara 3. Aile Mahkemesi’nin Esas ve karar tarihli kararından; icra takibine dayanak hükmün boşanma kararı yönünden 14.03.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 23.12.2014 takip tarihinden önce ilamın boşanmaya ilişkin hükmünün kesinleştiği nazara alınarak tüm alacak kalemlerinin icra takibine konu yapılması mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin * 6.3.2006 gün ve 17825-2753 sayılı ilamiyle * onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17.4.2004 gün ve 5219 sayılı yasa ile değişik 440/III-1. maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında karar düzeltme sınırı 1.1.1998 tarihinden itibaren 300.000.000 liraya 1.1.2000 tarihinden itibaren 600.000.000 Liraya 21.7.2004 tarihinden itibaren 6.000.000.000 Liraya çıkarılmıştır. Hukuk Genel Kurulu 30.3.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında açıklanan gerekçelerle temyiz ve karar düzeltmelerde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır....
Söz konusu protokol boşanma davasını gören mahkemece onaylanmış ve boşanma protokolünün tasdikine ilişkin karar 19.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanan eşlerin kişisel eşya ve ziynetlere ilişkin talepleri boşanmanın ferisi niteliğinde değildir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünün söz konusu maddeleri içermesi gerekmez. Protokolde tarafların birbirlerinden tazminat ve sair istekleri olmadığı belirtilmiş ise de, kişisel eşya taleplerinin olmadığı veya bu konuda anlaşmaya vardıklarından söz edilmiş değildir. Kişisel eşya talepleri niteliği itibariyle bir istirdat davasıdır. Protokolde sözü edilen tazminat ve benzeri taleplerin kişisel eşya taleplerini de kapsamına aldığına ilişkin yorum ve düşünce dosya kapsamına ve somut olaya uygun değildir. Davacı, müşterek çocuğun doğumunda kendisine hediye edildiği iddiası ile ziynet eşyalarına yönelik olarak bu davayı açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının avukatı olarak Aile mahkemesinde 600.000,00 YTL maddi-manevi tazminat, nafaka ve boşanma davası açtığını, 9.10.2006 tarihli ihtarla sebepsiz yere azledildiğini, ücretinin ödenmediğini ileri sürerek fazlasını saklı tutarak 10.000,00 YTL nin dava tarihinden faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı, boşanma davalarında vekalet ücretinin maktu olduğunu, tazminat ve nafakanın boşanmanın ferisi niteliğinde olduğunu, davacıya makul bir ücret önerdiklerini ancak davacının kabul etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....