İncelenen dosya kapsamına göre; İş Bankası 6000-1767292 numaralı vadesiz döviz tevdiat hesabının davacı ve davalı adına 11.07.2005 tarihinde açılmış müşterek hesap olup, davalı tarafından 09.07.2008 tarihinde 32.160,00 USD çekilmiş olduğu, ... 2.Aile Mahkemesinin 16.09.2009 tarih, 2008/886 E. 2009/847 K. sayılı boşanma davasının ise 21.08.2008 tarihinde açıldığı ve 30.03.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava konusu bedelin taraflara ait müşterek hesapta bulunup, söz konusu bedelin boşanma davası açılmadan önce evlilik birliği sürmekte iken davalı tarafından çekilmiş olduğu nazara alındığında, davacının anılan bedelden ½ oranında talepte bulunma hakkı olduğu gözetilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir. 2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan tedbir nafakası ilamına dayalı ilamlı icra takibinde, borçlunun, birikmiş tedbir nafakasının dava tarihi ile boşanma ilamının kesinleşme tarihine kadar talep edilebileceğini ve tüm alacak kalemlerine karar tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, bilirkişi raporuna göre takibin 2.398,70 TL’lik kısmının iptaline, takibe 10.429,36 TL üzerinden devamına karar verildiği anlaşılmaktadır....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının elinde bulunan senedin davacı sebebini boşanma sırasında ziynet ve katılma alacağında dayandığını, oysa boşanma sırasında düzenlenen protokolde ziynet ve katılma alacağından feragat ettiğini kabul ederek boşanmanın gerçekleştiğini, bu durumda davacının iddiasının asılsız olduğunu, senedin incelenmesi halinde şartın düzenlendiğini, bu durumda bononun geçersiz kabul edilmesinin zorunlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu senedin 15.07.2018 düzenlenme tarihli olup "... mah. ... Sk. ......
lehine 30.000,00.TL maddi ve 30.000,00.TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği, davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde de özet ile; tarafların Hatay 2.Aile Mahkemesinin 2014/204 E. 2014/241 K sayılı kararı ile boşandıklarını, bu boşanma sebebinin daha önce açılan boşanma davasının Hatay Aile mahkemesinin 2010/402- 1360 E.K sayılı kararının ret ile sonuçlanması olduğunu, bu ret karının 3 yıl geçmekle yeniden boşanma davası açıldığını, anık beyanları ile üç yıldır bir araya gelinmediğinden boşanma kararı verildiğini, kararın 15/07/2015 tarihinde kesinleştiğini, davacının süresi içerisinde alacak talebinde bulunduğunu, müvekkilinin gerek ilk boşanmada ve sonradan açılan boşanma davasında kusurlu olduğuna dair en ufak bir delil ortaya konmadığını, müvekkiline düğün sırasında takılan takı ve altınların davalı tarafından elinden alındığını ve işleri için kullanıldığını, müvekkiline bir tane altın dahi bırakmadığını belirterek müvekkiline düğünde takılan altınlardan...
Taraflardan ... ilk olarak 19.1.2004 tarihinde açtığı dava ile boşanma talep etmiş; Kadir de 29.1.2004 tarihinde boşanma ile niza konusu taşınmazlara yönelik katılma alacağı ve değer artış payı alacağı istemli dava açmış; ... tarafından açılan boşanma davasının Ankara 3.Aile Mahkemesinin 2004/ 34 Esas,835 Karar sayılı ilamıyla açılmamış sayılmasına karar verilmiş; ...’ün açtığı boşanma davasının ise Ankara 6.Aile Mahkemesinin 2004/121 Esas ve 1802 Karar sayılı ilamıyla reddine, katkı payı ve alacak davasının ise tefrikine karar verilmiş; tefrik edilen talep Ankara 6.Aile Mahkemesinin 2005/208 Esas numarasına kaydedilmiş, ne var ki boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesi üzerine talep mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi olarak ıslah edilmiş, davalı ... vekili tarafından 12.9.2005 tarihli ibraname dosyaya sunulmuş ise de, ıslah edilen talep gereği ibraname üzerinde durulmadan 2006/488 Karar ve 11.5.2006 tarihli hükümle davanın kabulüne ve mal rejiminin dava...
Davacı tarafça 27.05.2009 tarihli karşı dava dilekçesiyle harcını yatırmak suretiyle değer artış payı alacağı istenildiğine, mahkemece, verilen süre içerisinde eksik harç ikmal edildiğine, 31.08.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle alacak miktarı artırıldığına ve boşanma dosyasından ayrılarak bağımsız bir dava olarak yeni esas kaydedildiğine göre, mahkemece taraflarca ileri sürülen tüm deliller toplandıktan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı (karşı davalı) vekili ......
Boşanmaya yabancı mahkemece karar verilmesi ve kesinleşmesi neticesinde taraflar arasındaki mal rejimi boşanma dava tarihi itibarıyla sona erecektir. Ancak yabancı mahkemenin vereceği boşanma kararı, kesinleşmesi halinde verildiği ülkede kesin delil ve kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğurabilecekse de, kararın Türkiye’de uygulanabilmesi ancak bir tanıma tenfiz kararının verilmesi halinde mümkün olabilecektir (MÖHUK m.50). Somut olayda, taraflar arasında görülen boşanma davası Almanya'da açılmış olup, henüz derdesttir. Boşanma kararı verilmediği için Türkiye'de davanın görülebilmesi için gerekli olan boşanma kararının tanıma yada tenfizine ilişkin davada henüz açılmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın öngörülebilirlik koşulunun gerçekleşmediği nedeni ile usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı kesinleştikten sonra davacının katılma alacağı talepli iş bu davayı açtığını, açılmış olan dava ve ileri sürülen iddiaların tamamının haksız ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, boşanma davası açıldığında, boşanma davasının davalısı T1'nun emekliliğe hak kazanmakla birlikte devlet memuru olarak çalıştığını, davacı müvekkilinin herhangi bir mesleği ve geliri bulunmadığını, boşanma davası devam ederken tarafların anlaşması sonucu müvekkil dava dilekçesindeki 40.00,00.-TL tazminat, 700,00.-TL tedbir ve sonrasında yoksulluk nafakası, müşterek çocuğun velayeti ve müşterek çocuk yönünden 500,00....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, velayet, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kabul edilen boşanma davası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, ziynete dayalı alacak davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ..., 1.12.2016 tarihli dilekçesiyle davalarından feragat ettiğini bildirdiğinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
Bilindiği üzere ve kural olarak, yanlar arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak, bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi zorunludur. Somut olayda, taraflar arasındaki ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2010/770 Esasında kayıtlı boşanma davası karara bağlanmamıştır....