WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; davacı-karşı davalı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında, kadının gündelik işlerde çalıştığı belirtilmiş ise de; kadının sosyal inceleme raporunda alınan beyanında, polis okulunda asgari ücretli olarak çalıştığını belirttiği anlaşılmaktadır. O halde davacı-karşı davalı kadının çalışıp çalışmadığının, çalışıyorsa kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığının, işten ayrılmışsa kendi isteği ile mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususlarının araştırılarak, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi suretiyle gerçekleşecek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Dosya içerisinde bulunan 27.12.2019 tarihli soyal inceleme raporunda kadının otelde personel olarak çalıştığı, 16.11.2021 tarihli kolluk tutanağında ise kadının 1158,00 TL işsizlik maaşı aldığı belirtilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili 06.07.2021 tarihli duruşmada müvekkilinin işten ayrıldığını beyan etmiştir....

      Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; mahkemece yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırma tutanağına göre kadının ev hanımı olup gelirinin de bulunmadığı bildirilmiş ise de; dosyada dinlenen tanık beyanları, bilgi ve belgelere göre ise kadının daha önce Turkcell firmasında çalıştığı ancak işten ayrıldığı anlaşılmaktadır. Davalı-davacı erkek kadının sigortasız işte çalışmaya devam ettiğini iddia etmektedir....

        Mahkemece, davacı karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında kadının payına düşen 2 katlı evi 6 dönüm tarlası olduğu belirlenmiştir. Dosyaya gelen tapu kayıtlarında ... 'de arsaları ve şeftali bahçesi olduğu görülmektedir. Tanık olarak dinlenen ...; davacı karşı davalı kadının meyve bahçesi olduğunu, bunun 1.100.000 TL'ye satıldığını, kadının payına 500.000- 550.000 TL pay düştüğünü, kadının 3 katlı evi olduğunu, iki dairesini kiraya verdiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davacı karşı davalı kadının payına düşen taşınmazlarından elde ettiği gelirleri ve taşınmaz satışından payına düşen miktar araştırılıp, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre, davacı karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken; bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

          Davacı-davalı kadının asıl davada talebi Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi kapsamında tedbir nafakası olmasına karşın talep aşılarak, bu dava üzerinden Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....

            Yargılama sırasında bilgisine başvurulan davacı tanığı davacının başka bir kadınla resmen evli olan ... ile evlilik dışı birlikte yaşadıkları ve müşterek iki de çocuklarının olduğunu bu nedenle de davacının çevresinde soyadının ... olarak bilindiği ve nüfus kütüğündeki... soyadını kullanmadığı belirlenmiş davacı vekili de tanık beyanını yadsımayıp doğruluğunu kabul etmiştir. Bir kadının evli bir erkekle evlilik dışı birlikte yaşaması ve o kişiden evlilik dışı çocuğunun olması ona birlikte yaşadığı bu kişinin soyadını taşıması hakkı kazandırmaz ve Türk Medeni Kanununun yukarıda değinilen 27. maddesinde öngörülen soyadını değiştirmek için haklı neden olarak kabul edilemez. Mahkemece yukarıda değinilen hususlar gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davacının soyadının değiştirilmesine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

              KARAR Davacı dava dilekçesinde Orak ... olan soyadının öncelikle ... olarak düzeltilmesine bu mümkün olmadığı takdirde ... olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulü ile davacının soyadının ... olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacının önceki evliliğinden Orak soyadını aldığı, şimdiki evliliğinden sonra ... soyadının Orak soyadına eklendiği, davacının Orak soyadını kullanmak yerine babasının soyadı olan ... kullanmak için bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Dava, TMK'nın 27. maddesine göre açılmış kayıt düzeltilmesi istemine ilişkin olmayıp, TMK'nın 187. maddesine dayanan evliliğin genel hükümleri arasında yer alan evlenen kadının soyadının düzenlenmesine yöneliktir....

                Mahkemece, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; yaptırılan sosyal inceleme raporunda davacı kadının ev hanımı olduğu, iş bulduğunda merdiven temizliğine gittiği, ayda 300-500-TL civarı kazandığı belirtilmiştir. Fakat 26.11.2015 tarihli velayete ilişkin uzman raporunda kadının bir evde yardımcı olarak çalıştığı ve 2000 TL geliri olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumunun yeniden araştırılarak, çalışıp çalışmadığının, çalışıyorsa aldığı ücretinin düzenli, sürekli ve yeterli olup olmadığının, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken; bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                  Mahkemece, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin "düzenli ve yeterli geliri bulunduğu" gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, kadının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı tespit edilmiş, ancak tanıklar, kadının çocuk bakıcılığı yaptığını beyan etmiştir. Mahkemece, davacı-karşı davalı kadının sigortalı bir işte çalışıp çalışmadığı, sürekli ve düzenli bir gelirinin bulunup bulunmadığı yönünde yeterli araştırma yapılmadan, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                    Somut olayda; ilk derece mahkemesince davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle talep ettiği yoksulluk nafakasının kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerine bölge adliye mahkemesince, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin doğru olduğu gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarının uygun olduğuna karar verilmiştir. Ancak bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde davacı kadının emekli olup, yalnız yaşadığı, aylık 2.661 TL. maaş aldığı da belirtilmekle birlikte dosyada yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağından kadının memur emeklisi olup emekli maaşı aldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadının sürekli ve kendisini yoksulluktan kurtaracak bir gelirinin olup olmadığı hususunda çelişki söz konusudur....

                      UYAP Entegrasyonu