Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalı kadının ev hanımı olduğu, geliri olmadığı belirtilerek boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; kolluk araştırma tutanağında ev hanımı olduğu düzenli bir geliri ve mal varlığı bulunmadığı bildirilen davalı kadının yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre emekli olduğu ve emekli maaşı aldığı beyan edilmiş olup, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmamıştır.Yine mahkemece erkeğin sosyal ekonomik durumunun araştırması için kolluğa yazılan müzekkereye bila ikmal cevap verilmiş ancak mahkemece yeniden araştırma yapılmamıştır. Bu sebeple, her iki tarafın usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; davalı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    Mahkemece davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de ;davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespiti için yazılan müzekkere, kadının bulunduğu adresten ayrılması nedeniyle iade edildiği, müzekkereye verilen cevapta davacının yeni adresi bildirilmesine rağmen mahkemece kadının ekonomik ve sosyal durumu hakkında bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır Bu sebeple davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi ile gerçekleşecek sonucuna göre yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

      Davalı-karşı davacı kadının ekonomik ve sosyal durum araştırmasında çalışmadığı yönünde yanıt verilmiş olmasına rağmen davalı-karşı davacı kadın duruşmada çalıştığını beyan etmiştir. Açıklanan sebeplerle kadının düzenli bir işte çalışıp çalışmadığı hususunda dosya kapsamına göre çelişki mevcut olduğundan, mahkemece kadının düzenli bir işi ve gelirinin olup olmadığı, var ise gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususlarında araştırma yapılması (TMK m.175) gerekirken, eksik inceleme ile yoksulluk nafakası yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

        Mahkemece davacı- karşı davalı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; dosya kapsamında davacı-karşı davalı kadının kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece, davacı-karşı davalı kadın adına kayıtlı taşınmaz ya da taşınmazlar ile kira geliri konusunda bir araştırma yapılmamıştır. Ayrıca davalı-davacının gelir durumunun da tam olarak belirlenmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı-karşı davalı kadının, adına kayıtlı varsa taşınmazının ve kira gelirinin belirlenerek, tarafların usulünce ekonomik ve sosyal durumunun araştırılarak, elde edilen ve dosya içerisinde bulunan tüm deliler birlikte değerlendirilerek, davacı-davalı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi ile gerçekleşecek sonucuna göre yoksulluk nafakası istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

          Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı kadının tapuda adına kayıtlı iki bağımsız konut niteliğinde taşınmazı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı-davacı erkek tanıklarının beyanlarında kadının bu taşınmazlardan kira geliri olduğu beyan edilmiştir. Mahkemece, kadına ait taşınmazların değeri ve herhangi bir gelir getirip getirmediği konusunda bir araştırma yapılmadan, kadının gelirinin bulunmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Bu nedenle davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; sahip olduğu taşınmazların değeri ve varsa getirisi, başka gelir getiren taşınmazı olup olmadığı araştırılıp boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken; bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. .../......

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı kadın ve davalı Yaşar'ın gayriresmi birlikteliklerinden Sudenaz Sultan isimli çocuklarının olduğu, çocuk 1,5 yaşlarında iken tarafların ayrıldıkları, davacı kadının 13.10.2015 tarihinde Sinan Karabatak isimli kişi ile evlendiği, bu evliliğinden Fatma isimli çocuklarının olduğu, davacı kadının bekarlık soyadının "Şen" olduğu, annenin sadece kızlık soyadının çocuğa verilebileceği, yeni evlendiği kişinin soyadının verilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şeklide hüküm tesis edilmiştir....

            iddia edilse de kadının eşinden korktuğu ve can güvenliği için haklı olarak ortak konuta dönmediği, bu durumda eşine haber vermesinin kadından beklenemeyeceği ve kadına kusur olarak bu durumun atfedilemeyeceği, erkeğin kayıp başvurusu üzerine kadının hemen gidip ifade verdiği ve savcılık dosyasından KYOK kararı verildiği, akabinde tarafların birbirlerine karşı boşanma davaları açtıkları, kocasının baskısından korkan bir kadının kocasının yeğenine durup dururken eski eşinin kendisine mesaj attığını ve birbirlerini severken ayrıldıklarını söylemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, bu husus da dosya kapsamında iddiaları ispat eder tutarlı hiç bir beyanın da olmadığı , kadının boşandığı eşinin evli olduğu, kimin dediği belli olmayan çocuğu alıp kocaya kaçtı beyanlarındaki tanık anlatımlarına itibar edilemeyeceğinden kadının geçici olarak İnegöl de ki halasının evinde kaldıktan sonra köye annesigilin evine geldiği ve dava aşamasında köyde ailesiyle yaşamaya devam...

            Bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince davacı kadının yargılama sırasında çalışmaya başladığı, düzenli ve sürekli gelir getiren bir işi olduğu, bu nedenle yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmişse de; davacı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında, davacı kadının çalışmadığı, gelirinin ve mal varlığının bulunmadığı belirtilmişse de Kadının 2019 yılında işe giriş kaydının olduğu ve tanık beyanlarında, davacı kadının tekstilde işçi olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır....

              Kusur durumu böyleyken, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davacı kadının maddi tazminat isteğinin reddedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Mahkemece, davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; davacı kadının, 13.11.2012 tarihli ekonomik ve sosyal durum araştırmasında çalışmadığı belirtilmiş, davacı tanığı ... ise, 28.05.2013 tarihli celsedeki beyanında; ''davacının hastanede çalışmaya başladığını'' belirtmiştir. Mahkemece, davacı kadının yeniden çalışmaya başlayıp başlamadığı konusunda araştırma yapılmadan yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

                Yargılama sırasında bilgilerine başvurulan bir kısım davacı tanıklarının anlatımlarından davacının ... ailesinin yanında kaldığı ve onların soyadını kullandığı bu nedenle de davacının çevresinde soyadının ... olarak bilindiği belirlenmiş davacı vekili de tanık anlatımlarını yadsımayıp doğruluğunu kabul ederek davacının ... ile birlikte yaşadıklarını ve ... adlı bir çocuklarının olduğunu bildirmiştir. Bir kadının evli bir erkekle evlilik dışı birlikte yaşaması ve o kişiden evlilik dışı bir çocuğunun olması ona birlikte yaşadığı bu kişinin soyadını taşıması hakkı kazandırmaz ve Türk Medeni Kanununun yukarıda değinilen 27. maddesinde öngörülen soyadını değiştirmek için haklı neden olarak kabul edilemez. Mahkemece yukarıda değinilen hususlar gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davacının soyadının değiştirilmesine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu