İDM KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucu verilen kararda özetle; davacının evlilik yoluyla edindiği Pehlivanoğlu soyadının davalı tarafça haksız yere kullanıldığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinde bulunduğunu, Pehlivanoğlu soyadı çok sayıda kişi tarafından kullanılan soyadı olduğunu, davalının bu soyadını kullanması kişilik haklarına saldırı nedeni olmadığını, davalı tarafça talep edilmesi halinde ve yasal koşulları taşıması durumunda mahkeme kararıyla Pehlivanoğlu soyadını kullanması mümkün olduğunu, bu nedenle mahkemece davalının anılan soyadını kullanıp kullanmadığı üzerinde durulmamış, davacının davasının reddine karar verilmiştir. D E Lİ L L E R : Tanık beyanları, yayınlar,tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gösterir araştırma tutanakları, tüm dosya kapsamıdır....
Mahkemece yaptırılan sosyal inceleme raporunda davacı-davalı kadının ev hanımı olduğunun tespit edilmesi üzerine kadın yararına geliri olmadığı ve çalışmadığı belirtilerek yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de, davalı erkeğin sunmuş olduğu sosyal güvenlik kurumu belgesine göre kadının 2014 yılı Nisan ayında çalışma kaydının bulunduğu görülmektedir. Tanık beyanları ile yine davalı erkek tarafından mahkemeye sunulan fotoğrafta davacı kadının çalışmakta olduğunu doğrulamaktadır. Bu nedenle, davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumunun yeniden araştırılarak, çalışıp çalışmadığı ile varsa elde ettiği gelirin onu boşanma yüzünden yoksulluğa düşmekten kurtaracak miktarda olup olmadığının belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Davalı kadının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasında, çalışmadığı tespit edilmiş ise de davacı erkek, 27.11.2018 tarihli beyan dilekçesinde kadının sigortalı olarak çalıştığını, düzenli gelirinin olduğunu beyan etmiş olup bu iddiasına ilişkin olarak dilekçesinin ekinde fotoğraf ve bir kısım belgeler ibraz etmiştir. Bu nedenle, davalı kadının yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durumunun araştırılarak, sigortalı olarak çalışıp çalışmadığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, geliri var ise kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olup olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, işten ayrılmış ise kendi isteğiyle mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulması gerekmiştir....
Mahkemece davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden kolluk araştırma tutanağında davacı kadının kuaförde çalıştığı ve asgari ücret aldığı belirlenmiş, sosyal inceleme raporunda ise; davacı kadının makyöz olarak çalıştığını, aylık 1000-1500 TL geliri olduğunu beyan ettiği belirtilmiştir. Mahkemece, davacı kadının çalışmasının düzenli ve sürekli olup olmadığı, iş güvencesinin bulunup bulunmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususunda araştırma yapılarak yoksulluk nafakası (TMK m.175) istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; kolluk araştırma tutanağında kadının bisküvi fabrikasında çalıştığı 500.-TL.geliri olduğu belirtilmiştir.Bu sebeple, davacı-davalı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; çalışmasının sürekli ve düzenli şekilde olup olmadığı, sürekli ve düzenli çalışıyor ise elde ettiği gelirin miktarı itibarıyla bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılarak kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Taraflar hakkında yapılan kolluk araştırmasına göre davacı kadının ev hanımı olduğu belirtilmiş ise de; davalı kadın dosya içerisindeki sosyal inceleme raporunda, bir fabrikada asgari ücretle çalıştığını belirtmiştir. Bu sebeple davalı kadının sosyal ve ekonomik durumunun yeniden usulünce araştırılması ve gerçekleşecek sonuca göre davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde davalı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte gösterilen sebeple kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.09.2018 (Çrş.)...
Mahkemece, davalı kadının sigortalı bir işte çalışmasının yoksulluk nafakası verilmesine engel olmayacağı gerekçesiyle, davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunmuş ise de; toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı kadının özel bir şirkette muhasebeci olarak çalıştığı ve asgari ücret seviyesinde düzenli gelirinin bulunduğu, buna karşılık davalı erkeğin de özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve asgari ücret aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının davacı kadın yararına gerçekleşmediği, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu, düzenli ve sürekli geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği sabittir. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece davalı-karşı davacı kadının birkaç kez intihara teşebbüs ettiği, kayınvalidesi ve görümcesine "o...pular" diyerek hakaret ettiği ve kocasının ailesi ile görüşmesini istemediği ve tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, evli kadının, kocasının soyadı bulunmaksızın sadece evlenmeden önceki soyadını taşımasına izin verilmiştir. Verilen karar, davacının eşinin hak ve hukukuna etkilidir. Temyizde onun da hukuki yararı vardır. Bu bakımdan kararın, davacının eşi ...'a "ilgili" sıfatıyla tebliği, onun bakımından da temyiz müddetinin beklenmesi, bu hususun da iade sebebi yapılması gerekir. Bu bakımdan "açıklanan hususu iade sebebi" olarak kabul etmeyen sayın çoğunluğa katılamıyorum. 23.06.2015...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanan Kadının Kocanın Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17.06.2013 (Pzt.)...