(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda; kocasını sürekli olarak başka kadınlarla olmakla suçlayan, sık sık kocasının çalıştığı yere gidip kocasını kontrol eden, diğer memurların odalarına girip ".. kadını nereye sakladınız" diyerek çalışanları da huzursuz bırakan, kocasının üzerine bıçakla yürüyen kadının daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.Daha ağır kusurlu olan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmolunamaz. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.eeeei Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Davacının soyadının "..." olarak değiştirilmesi isteği yönünden: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-Davacı, "..." soyadı ile birlikte boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesini istemiştir. Bu istek TMK'nın 173. maddesinin 2. fıkrasına dayanmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanunu' nun 4. maddesi gereğince aile hukukuna dayalı dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir. O halde davanın bu istek yönünden tefrik edilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dosya incelendiğinde; tanık beyanlarına göre, davalı kadının, kıskançlık göstererek kocasının ailesiyle görüşmesini istemediği, baskıcı davrandığı, kocasının ablasına hakaret ettiği bu suretle kocasına duygusal şiddet uyguladığı, buna karşılık kadının tanıklarının geçimsizliğe dair bilgilerinin olmadığı, bu suretle kocaya atfı kabil kusurlu bir davranışın ispatlanmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadın tam kusurlu olup, davacı koca dava açmakta haklıdır. Bu sebeple davalı kadının boşanma davasının kabulüne ve kusura yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu durumda somut olayda olduğu gibi davacı annenin velisi bulunduğu Fasel, Fahid, Azab, ..., Gurbet ve Semanur'un soyadlarının değiştirilmesi konusuda açtığı davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı ..., ... ... ile evli iken ... 18.02.2009 tarihinde öldüğüne, Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönergesinin 141. maddesinde "Kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır ve kocasının soyadını taşımaya devam eder. Yazılı talebi halinde bekarlık hanesine dönerek bekarlık soyadını alıp kapanmış olan nüfus kaydı açılabilir" hükmü karşısında kocası ölen davacı, eşi hanesinde kaldığına göre ölen eşinin soyadını taşıyacağı hususu da dikkate alınmadan davacı ...'nin soyadının değiştirilmesine karar verilmesi de yerinde değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile güncel yüksek yargı kararları gereği, evli iken bekarlık soyadını kullanma konusunda kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, kadının bu hakkının anayasal eşitlik ilkesinin doğal sonucu olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda düzenlenen eşitlik ilkesi kapsamında kabulü gerektiği gerekçesiyle davacı kadının kendi soyadının değiştirilmesine yönelik davasının kabulüne, davacının evlilik soyadının iptaline, kızlık soyadı ile değiştirilmesine, değişikliğin nüfusa tesciline; ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 321 inci maddesi uyarınca evlilik devam ederken çocuğun ailenin soyadını taşıyacağı yönünden yasal düzenlemenin mevcut olduğu, aile soyadının ise babanın soyadı olduğunu, bu maddede yer alan düzenlemenin emredici nitelikte olduğunu, taraflarca aksi kararlaştırılamayacağını ve uyulmasının zorunlu olduğunu; aynı hükmün Soyadı Nizamnamesi'nde de yer aldığını...
soyadının "....." olarak değiştirilmesi talebi, nüfusa yanlış kaydedilen soyadının düzeltilmesi değil ,annesinden boşanan babasının kendisiyle ilgilenmemesi,aralarında baba-kız ilişkisi kalmadığından annesinin soyadı olan “Kalkavan” soyadını kullanmak gerekçesiyle soyadının değiştirilmesine ilişkindir. Bu nedenle, 6100 sayılı HMK'nun 382/II-a-2. maddesi kapsamında olan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı H.M.K.’ nun 21.,22. ve 23. maddeleri gereğince Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
NÜFUS KANUNU (MÜLGA) [ Madde 46 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve hükmün tazminatlar, nafakalar ve izin talebiyle ilgili kurulan hüküm yönünün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının, boşandıktan sonra kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin bir davası veya karşı davası bulunmamaktadır. Davalı, 24.03.2005 tarihli dilekçesi ile boşanmadan sonra kocasının soyadını taşımasına izin verilmesini istemiştir. Bununla ilgili başvuru harcını 16.06.2005 tarihinde yatırmış olması, dava açıldığı anlamına gelmez....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların kısa bir süre karşı davacının ailesi ile beraber yaşayıp sonrasında ayrıldıkların, karşı davacının iş dışında eve geldiğinde de bilgisayar tamir ve bakım işi ile uğraştığını ve bu durumun dava dilekçesine çarpıtılarak yansıtıldığını, davalı/k davacının eve ve çocuğuna karşı ilgisizlik iddialarının kesinlikle doğru olmadığını, hakaret, tehdit ve şiddettin soyut iddia olduğunu, davacı kadının ailesi ile görüştürülmemesinin kesinlikle doğru olmadığını aksine davacı kadının kocasının ailesini sürekli küçümsediğini, 2010 yılında ayrı eve çıkılmasından sonra davacı kadının, kocasının ailesinin o eve gelmesini kesinlikle istemediğini ve karşı davacının ailesinin o tarihten sonra müşterek konuta dahi gelmediklerini, davacı kadının, kocasının ailesi ile telefonda görüşmesine dahi müdahale ettiğini buna karşın davacı kadının ailesi ile sürekli görüşüldüğünü, davacı/k davalı kadının kocasından habersiz çek yat alarak borçlandığını,...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki evlenmeden önceki soyadının iptaline ilişkin davada Ümraniye 1. Asliye Hukuk ve Ümraniye 4. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, evli kadının koca soyadı yanında kullandığı evlenmeden önceki soyadının iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davacının evlilik sırasında koca soyadı ile birlikte kullandığı önceki soyadının iptalini istediği davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının soyadının boşandığı eşinin soyadı olan "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....