ve yasaya aykırıdır. 3-Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerekliğini öngörmektedir....
şekilde TCK'nin 81/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak 5271 sayılı CMK’nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/02/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....
Somut olayda; davacının 15/05/2012 tarihinden itibaren kendi çalışmalarından dolayı 4/c kapsamında yaşlılık aylığı aldığı, 06/06/2018 tarihinde kuruma müracaat ederek babasından dolayı ölüm aylığı talebinde bulunduğu kurumun talebi reddettiği tüm dosya kapsamından sabittir. Uyuşmazlık, davacının kendi çalışması nedeniyle 5510 sayılı Yasa 4- C emekli sandığı uyarınca aldığı yaşlılık aylığı yanında, 1479 sayılı Yasaya tabi babasının ölümü nedeniyle ayrıca ölüm aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır....
68. maddesinin C-a maddesinde yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiştir....
Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
G E R E K Ç E : 506 sayılı Yasa'nın 68. maddesinde, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına, ölen sigortalının aylığının oransal olarak bağlanacağı; bağlanan aylıkların Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi işlerde çalışmaya, buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesileceği düzenlenmiş iken, 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde, ölen sigortalının aylığının oransal olarak, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlara bağlanacağı düzenlenmiş; aynı Yasa'nın 56. maddesinde 506 sayılı Yasa'da olmayan bir düzenleme getirilerek eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu...
İSTİNAF NEDENLERİ : Karar davalı vekili tarafından özetle, tarafların bir yıl evli kaldığı, davacının evlilik öncesi de doktorluk yaptığı, bu dönemdeki tüm belgelerde önceki soyadının yer aldığı, çocuğun yurt dışı seyahatlerinde diğer velinin muvafakati gerektiğinden bu gerekçenin de yerinde olmadığı, amacın ortak çocuk ile aynı soyadına sahip olmak olduğu, davalının soyadı ile girdiği sosyal ortamlardan kendisinden alınmayan ücretin davalı tarafından ödenmek zorunda kalındığının tanıklarca ifade edilmekle davalının maddi ve manevi zarara uğradığının ispatlandığı, davacının kötü niyetli olduğu belirtilerek, kararın kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi, talepli olarak istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf itirazlarının reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava; boşanan kadının kocasının soyadını kullanmaya izin verilmesi istemine ilişkindir....
GEREKÇE : 506 sayılı Yasa'nın 68. maddesinde, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına, ölen sigortalının aylığının oransal olarak bağlanacağı; bağlanan aylıkların Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi işlerde çalışmaya, buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesileceği düzenlenmiş iken, 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde, ölen sigortalının aylığının oransal olarak, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlara bağlanacağı düzenlenmiş; aynı Yasa'nın 56. maddesinde 506 sayılı Yasa'da olmayan bir düzenleme getirilerek eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu...
Kanun 34. maddesinde bahsedilen gelir davacının kendi geliri iken davacının eşinin geliri bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Yapılacak iş; davacının üzerine kayıtlı taşınır- taşınmaz malı olup olmadığını araştırmak, taşınmaz kaydı var ise tapu kayıtlarını getirtmek, davacının kendi geliri olup olmadığını tespit etmek, kendi geliri bulunmamakta ise davanın kabulüne karar vermek, aksi halde 5510 s. Kanun 34. maddesi kapsamında gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olup olmadığını tespit edip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....