Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise işinin sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususunun araştırılarak yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2017(Salı)...

    "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır" (TMK m. 181). Bu halde davaya devam etmek istediklerini temyiz dilekçesi ile açıklayan davacı mirasçılarının talebi nedeniyle davalının kusurunun belirlenmesi yönünden karar verilmesi gerekirken, ölümle vekaleti sona eren davacı vekilinin beyanı ile yetinilerek, mirasçıların davaya devam etmeyeceğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      ın 02.11.2012 doğumlu olduğu, dosya kapsamı itibariyle davacı tarafından çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesine dair haklı sebepler ve çocuğun üstün yararı olduğunu ispatlayacak yeterli delil sunulmadığı, bu nedenle annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine talebi ile açtığı davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; davacının ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi davasının reddine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan suça sürüklenen çocuk ... ...’nun yargılama sırasında 18 yaşından büyük olup savunmasını yaparken müdafii istemediğini belirttiği, kararın suça sürüklenen çocuğun yokluğunda, müdafiinin yüzüne karşı verildiği, suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını doldurması nedeni ile müdafii istemediğini belirtmesi karşısında hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin suça sürüklenen çocuğa ait olduğu, yokluğunda verilen kararın suça sürüklenen çocuğa tebliğ edilmediği buna göre kendi hakkındaki mahkumiyet hükmünü öğrenmesi üzerine süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla yapılan incelemede; 1) Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde: 14/04/2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26....

          e, tebliğ yapılırken gerekçeli karar okunup anlatılmayarak 5271 sayılı CMK'nın 35/3. maddesine aykırı davranıldığı gibi suça sürüklenen çocuğa müdafiin temyizini kabul edip etmediğinin sorulmadığı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğa müdafiin temyizini kabul edip etmediği sorularak ve gerekçeli kararın suça sürüklenen çocuğa yöntemine uygun olarak tebliği ile, tebliğ belgesi ile birlikte verilmesi halinde temyiz dilekçesi de eklenerek incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 20/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            eşlerin hizmet akdine bağlı olarak çalışıp çalışmadığı çalışıyorsa kendilerine ödeme yapılması amacıyla banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacı ve boşandığı eşinin talep konusu dönemde verdikleri medula sisteminde kayıtlarda görülen adresleri de ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge yönünden kapsamlı kolluk araştırması yapılmalı, anılan yer muhtar ve azalarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir."... şeklinde belirtilmiş olmasına rağmen yazılı şekilde eksik araştırma inceleme sonucu karar verilmesi hatalıdır....

              Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

                Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “... kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

                  Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı CMK.nun 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından...

                    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucun davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu