Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple davalı kadının sosyal ve ekonomik durumunun kendisinden sorulması, gerektiğinde yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması, çalışmadığının belirlenmesi halinde kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı, çalıştığının belirlenmesi halinde ise geliri araştırılmak suretiyle boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi ve gerçekleşecek sonuca göre davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 21.10.2021 (Prş.)...

    Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3- Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespitinde, aşçı olduğu, asgari ücret aldığı belirtilmiş olup davacı kadın ön inceleme duruşmasında alınan beyanında, iş yerinin kapandığını, işsizlik parası aldığını beyan etmiştir. Mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmamıştır. O halde, mahkemece araştırma yapılarak kadının çalışıp çalışmadığı, işten ayrılmış ise kendi isteği ile ayrılıp ayrılmadığı, çalışıyor ise gelirinin sürekli, düzenli ve boşanma halinde kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olup olmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre yoksulluk nafakası (TMK m. 175) hakkında hüküm tesisi gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 34. maddesinde, “Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan; … Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine % 25'i,”oranında aylık bağlanacağı belirtilmiş, 54. maddede, bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda uygulanması gereken hükümler sıralanarak maddenin 1. fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinde, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığın tahsis edileceği bildirilmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ İSTEMİ KARAR : Bodrum 2....

        Sonuç olarak; davacının 08/03/2013 tarihinde eski eşiyle tekrar evlenmesi, İlçe Emniyet Müdürlüğünün 18.03.2010 tarihli tutanağında davacının, eşinin mernis adresinde iki kızı ile birlikte ikamet ettiklerinin tespit edilmesi, davacının kendi mernis adresinde yaşamadığının dairenin kiraya verildiğinin tespit edilmiş olması, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen rapor içeriğindeki komşuların yazılı ve imzalı beyanları, özellikle ihbarcı kız kardeşin yazılı ifadesinin somut verilerle örtüşmesi, hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

          Anılan 56. maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

            Her bir Yasa kendi sigortalıları açısından hüküm ifade eder. Açıkça atıf yapılmadıkça diğer yasa hükümleri dikkate alınamaz. Zira 45/3. maddedeki "1479 sayılı Kanun ve diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamında çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan" kız çocuklarına aylık bağlanacağı ifadesi bu niteliktedir. Bu ifade dahi kız çocuklarının, diğer sosyal güvenlik kurumlarından kendi çalışmaları dışında (kocalarından- çocuklarından) aylık almalarını 1479 sayılı Yasaya tabi ana veya babadan ölüm aylığı bağlanmasına engel olarak kabul etmemektir. Özetle, 1479 sayılı Yasanın 46/2. maddesi hükmü sadece 1479 sayılı Yasaya göre hem kocadan hem ana veya babadan ölüm aylığına hak kazanılması halinde uygulanabilir....

              Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “... ... kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

                karşı işlenmekte olan ani bir suç ya da katılanın suça sürüklenen çocuğa yönelik herhangi bir haksız saldırısı bulunmadığı halde, suça sürüklenen çocuğun, cep telefonunun çekim yönünü, katılanın evinin içine doğru odaklayıp, katılanın annesine sarılıp şakalaştığı ve annesinin yanağından öptüğü ana ilişkin görüntüsünü, rızasına aykırı şekilde kaydetmek ve sürekli olarak muhafaza etmek suretiyle katılanın konutu içerisindeki ailevi yaşantısına müdahale etmesi nedeniyle üzerine atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu ve mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçelerle suça sürüklenen çocuk hakkında beraat hükmü kurulması, 2- Kabul ve uygulamaya göre de: Suça sürüklenen çocuk tarafından yapılan çekimde katılanın özel hayatına yönelik bir müdahale olmadığı kabul edilmesine rağmen suça sürüklenen çocuk hakkında CMK'nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraat kararı verilmesi yerine suça sürüklenen...

                  Türk Medeni Kanununun 4, maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3- Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu