"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.08.2012 gününde verilen dilekçe ile borçlu olmadığının tespiti, ipoteğin kaldırılması ve kötü niyet tazminatı istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne, borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin kaldırılmasına dair verilen 06.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 24.11.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hükmen kesinleşen alacak hakkında İcra Müdürlüğünde yapılan icra takibine karşı itirazla birlikte davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit), haczin kaldırılması ve icra takibinin iptaliyle % 40 tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (3.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas- 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.11.2014 Tarihli ve 2014/862 Esas, 2014/958 Karar Sayılı Kararı Dava; davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin fekkine karar verilmesi talebine ilişkin olduğu, ipoteğin kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni hak olduğu, davada, çekişme konusu taşınmaz kaydı üzerindeki ipoteğin terkini talebi de bulunduğu ve sınırlı ayni hakka ilişkin bu davanın taşınmazların bulunduğu mahal mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılması (fekki) istemine ilişkindir. B....
İcra Müdürlüğünün 2019/5514 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edildiğini, davalı borçlu şirket adına itiraz edenin avukat olmadığını, geçerli bir itiraz olmadığından bahisle davalı borçlu şirket yönünden takibin devamı istenmiş ise de müdürlükçe borçlu şirket yönünden de takibin durdurulduğu, verilen kararı kaldırma yetkisi olmadığı gerekçesi ile taleplerinin reddedildiğini, diğer davalı tarafından yapılan itirazların da haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla, davanın kabulü ile davalıların itirazlarının kaldırılması ile tahliyelerine karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı şirkete ve diğer davalının vekiline usulen duruşma davetiyesi tebliğ edilmiş, davalı yan duruşmaya katılmamış, cevap dilekçesi de sunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlu vekilinin, borçluya çıkarılan tebligatların usul ve yasaya uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin hacizden haricen haberdar olduğunu ileri sürerek, İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle icra müdürlüğüne yaptığı başvurusu üzerine talebin reddine ilişkin müdürlük kararının iptali ile hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tebligat usulsüzlüğü iddiası değerlendirilmeksizin, kıymet taktir raporlarının tebliğ edildiği...
Mahkemece, 4077 sayılı Kanun’un 22.maddesine göre dava tarihi itibariyle Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvuru sınırının 936.00 TL olduğu, davacının talebini 350.00 TL borçlu olmadığının tespiti ile sınırladığı, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurunun zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği karar 2010/17691-2011/12864 taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, dava dilekçesinde, kredi sözleşmesinden kaynaklanan tüm borcun ödenmiş olması nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, sözleşmenin haksız şart niteliğindeki 3.maddesinin iptaline, ipoteğin varlığını ve devamını gerektirecek koşullar ortadan kalktığından ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir....
O halde mahkemece, öncelikle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvuran şirketin, takip talebinde borçlu olarak gösterilen şirket olup olmadığının tespit edilmesi, şikayetçi şirketin takipte borçlu olarak gösterilen şirket olmadığının, dolayısıyla takipte 3. kişi olduğunun tespit edilmesi halinde ... Teknesi" isimli yata ilişkin haczin kaldırılması isteminin değerlendirilmesi, şikayetçi şirketin, takip talebinde ve dolayısıyla takipte borçlu olarak gösterilen şirket olduğuna karar verilmesi halinde, örnek (7) ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin ticaret sicil adresinin tespit edilerek, ödeme emrinin, borçlu şirkete, ticaret sicil adresinde usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK.nun 68/son maddesinin ilk cümlesine göre; "İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine tazminata mahkum edilir."Somut olayda, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin reddi, akdi ilişkiye itiraz edildiğinden B.K.'nun 89. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin olup, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi halinde takibe konu edilen belgenin İİK.nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olup olmadığının tartışılması fuzulidir.Bu halde, borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için, maddede öngörülen "talebin esasa ilişkin nedenlerle kabulü" şeklindeki koşul oluşmadığından alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 3....
- K A R A R - Davacı vekili, davalıdan alınacak mal karşılığı olarak çekler verildiğini ancak davalının malları teslim edemediğini ileri sürerek her biri 30.000 TL bedelli 4 çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine çeklerin iptaline kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında dava konusu çeklerin bir kısmına iyi niyetli hamil olduklarını belirten ... ve ... vekilleri tarafından müdahale talebinde bulunulmuş ve tedbir kararının kaldırılması talepleri yerinde görülmüş ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne toplam tutar 120.000 TL olan 4 adet çekten dolayı davacının 578,71 TL haricinde davalıya borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm müdahil ... vekilince temyiz edilmiştir....