Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. 18. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. 19. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. 20. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir....
Açılan davanın, itirazın kaldırılması talebini içeren dava olduğu, alacaklı tarafından icra dosyasına alacağa ilişkin olmak üzere takip dayanağı olarak herhangi bir belge sunulmadığı, işbu dava dosyasına da İİK 68 md. kapsamında belge sunulmadığı, dava dilekçesinde her ne kadar "icra dosyasında borçlunun borcu kabul ettiği, bu sebeple borcun ödendiğinin ispat edilmesi gerektiği" iddia edilmiş ise de, icra dosyasında borçlu/davalı tarafından borcun kabulüne dair bir beyanının bulunmadığı, icra dosyasında borçlu tarafından yapılan itirazda bilakis "borcun kendisine ait olmadığının" itirazen ifade edildiği, bu durumda başkasına ait olduğunu ifade ettiği borcun ödenip ödenmediğinin ispat yükünün borçlu/davalıda bulunmadığı, açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Şanlıurfa 1. İcra hukuk mahkemesi'nin 2018 / 775 sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açmıştık....
inkar tazminatı ödemesine ilişkin kararına rağmen, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerden dolayı yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı borçlu itiraz dilekçesinde, söz konusu dükkanı kiraladığını, ancak şu anda dükkanı işleten kişinin Gülsen Gürsoy olduğunu, bunun vergi levhasından ve alacaklının hesabına 3 senedir yatan kiralardan anlaşılabileceğini bildirerek borcun tamamına itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece verilen ilk kararında, davalı borçlunun borçlu olmadığını İİK'nin 269/c maddesindeki belgelerle ispat edemediği gerekçesiyle davalının itirazının kaldırılmasına, temerrüt nedeniyle davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ve tahliyeye dair verilen ilk kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6....
in davalı bankaya ipotekli olan taşınmazı satın alırken, bankaya bakiye kredi borcunu ödeyerek ipoteğin kaldırılması için müracaat ettiğini, ancak davalının ipoteğin kaldırılması için eski malikin kredi kartı borcunun ödenmesi gerektiğini bildirdiğini, oysa eski malikin kredi kartı borcu ipotek sözleşmesine dahil edilmediği gibi müvekkil şirketin de kredi kartı sözleşmesine kefil olmadığını belirterek; müvekkili ...Avize Day. Tük. Mamülleri Kuru Tem. ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkil ... adına kayıtlı olan gayrımenkul üzerindeki ipoteğin terkinine ve müvekkili ...'in iki yıldan uzun bir süre sözkonusu gayrımenkulden yararlanmasının haksız olarak engellenmesi sebebiyle 20.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı ...Avize Ltd. Şti.'nin taraf sıfatı olmadığını, davacı ...'...
mantolamadaki eksikliklerin 21.451,25 TL bedelle giderilebileceği belirtilmiş olup, davacı-borçlunun işbu bedel kadar daha borçlu olduğu kanaatine varılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının davalıya Nevşehir İcra Müdürlüğünün 2020/7526 Esas sayılı dosyasından 8.548,75 TL borçlu olmadığının (borçlu olunan tutar: 21.451,25 TL) tespitine, bakiye borç bulunduğundan ipoteğin kaldırılması talebinin reddine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine, davacı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur....
Mahkemece davacının davasının kabulüne, davacının 92000,00 TL bedelli üç adet çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 65. maddesinde “ (1) Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. (2) Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” hükmü düzenlenmiştir. Yargıtay 19....
İş Mahkemesi) DAVA : Davacı, borçlu olmadığının tespiti ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ve icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, kesinleşmiş Beyoğlu 2....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 20/05/2005 tarihinde bağlantı anlaşması 08/06/2005 tarihinde ise sistem kullanımı anlaşması düzenlendiğini, sistem kullanım anlaşmasının davalının 15/03/2010 tarihli yazısına istinaden 23/06/2010 tarihinde revize edildiğini, davalı tarafından anlaşmanın 2008 yılında ihlal edildiği gerekçesi ile müvekkiline 16/02/2011 tarihli 6.488,83 TL bedelli ceza faturası gönderildiğini, söz konusu ceza bedeli alacağının zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında imzalanan anlaşmalar uyarınca herhangi bir ihlal sebebiyle kullanıcıya cezai şart uygulanabilmesi için öncelikle uyarıda bulunulması ve bu uyarıda ihlalin ortadan kaldırılması için makul bir süre tanınması gerektiğini, davalının müvekkili tarafından yapılan fatura ödemelerini herhangi bir kayıt dermayan etmeksizin kabul ettiğini ve Borçlar Kanununun 158/2. maddesi gereğince cezai şart talep edemeyeceğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin borçlu...