Kararı, kanuni süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde, borçlunun icra takibinden önce veya sonra borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin 6. fıkrasında, menfi tespit davası sırasında borç ödenmiş ise davaya istirdat davası olarak devam edileceği öngörülmüştür. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi anılan yasa gereği olup, davacılar vekilinin borcun icra dosyasına ödendiği yönündeki beyanına ve özellikle davacı vekilinin davaya istirdat davası olarak devam edilmesi talebine rağmen, mahkemenin davayı menfi tespit davası olarak sonuçlandırıp hüküm kurması hatalıdır. Davaya İcra İflas Kanunu'nun 72/6....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/07/2014 NUMARASI : 2012/309-2014/408 Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat,senet iptali ile senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tespiti ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu, İİK'nın 72. maddesinin 6. fıkrasına göre menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasının kabulü kararının faiz, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin bölümü için ilâmlı icra yoluna başvurabilir; fakat, bunun için de, istirdat davasının kabulü kararının kesinleşmesi gerekir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 391). 21. Borçlu, menfî tespit davası açmamış ve borcu cebrî icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK'nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilâmı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilâmın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilâmın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443,I; İİK m. 36)....
Davacı vekili, menfi tespitin yanı sıra paranın ödenmesi halinde istirdat isteminde bulunmuş, bu talebini yargılama sırasında tekrar etmiştir. Yargılama sırasında takip dosyasına 115.170,38 TL ödenmiştir. Menfi tespit davasında ödeme olgusunun tespiti ve talep halinde yargılamaya istirdat davası olarak devam edilmelidir. Mahkemece, talep ve ödeme olgusu gözetilerek, davacının borçlu olmadığı miktarın belirlenmesi, belirlenen bu durumda davacı tarafından fazladan yapılan tüm ödemelerin belirlenerek istirdadına karar verilmesi gerekirken, davacının istirdat talebi hakkında hiç bir değerlendirme yapılmayarak, talebin önemli bir kısmı hakkında hüküm verilmediği anlaşılmıştır....
Halkbankası A.Ş.’den kullandığı krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu; davacının, dosyada mevcut 07.09.2008 tarihli Taahhüt ve Beyan başlıklı kooperatife verdiği belge ile dava dışı borçlu Sevdiye ...’ın borcunun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu kabul edip bu yönde taahhütte bulunduğu, mahkemece, davacının borcun tamamından sorumlu olmayı taahhüt etmesi sebebiyle ödediği bedeli kooperatiften isteyemeyeceğinden istirdat davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının borcun tamamından sorumlu olmayı taahhüt etmesi sebebiyle ödediği bedeli kooperatiften isteyemeyeceğinden istirdat davasının şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur....
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Dava, kooperatif tarafından aidat alacağı için davacı aleyhine yapılmış olan icra takibi kapsamında borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. İstirdat davasının, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir (İİK.m.72/VII)....
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Yargıtay 3.HD'nin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....
Davacı, aleyhine yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmış; 3.1.2006 havale tarihli dilekçesi ile de takip nedeniyle ödemek zorunda kaldığı meblağın istirdatını talep etmiştir.Mahkemece davacının borçsuzluğunun sabit olduğuna ve ilamın ibrazı ile eski hale getirme istenebileceğine dayanılarak davacının istirdat talebine yönelik hüküm kurulmadığı görülmüştür.Davacının davasını menfi tespit davası olarak açtığı, yargılama sırasındaki ödemeler nedeniyle talebini istirdat olarak yinelediği ve mahkemece takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.Mahkemece dava konusu takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konuda karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
-TL. borçlu olmadığının tespitine, ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatına, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının borçlu olduğu miktar kadar bononun takibe konu edildiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının ödediği tutarın borçlusu olmadığı hususunu ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ispat yükünün davalı tarafta olduğu, ödenmeyen alacaklar için senedin takibe konu edildiği hususunun ispatlanamadığı, davacı yanca yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde davalıdan tahsili gerektiği, dava istirdat davası olduğu için tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 13.829.-YTL. borçlu olmadığının tespiti ile 13.829....