Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK m.72 uyarınca borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacı vekili yargılama sırasında davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. Menfi tespit davalarında borçlu tarafından İİK m.72/3 uyarınca ihtiyati tedbir kararı alınmadığı durumlarda İİK m.72/6 gereğince borç da ödenmişse davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda mahkemece fazla ödemenin tespiti halinde bu ödemenin istirdadına karar verilmesi gerekir. Mahkemece alınan 23.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının davadan sonra yaptığı ödemeler de dikkate alındığında 10.183,94 TL fazla ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Davalı vekilinin fazla ödeme miktarı yönünden bilirkişi raporuna karşı açık bir itirazı da bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacı tarafından davalıya yapılan fazla ödemenin istirdadına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

    Kararı, kanuni süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde, borçlunun icra takibinden önce veya sonra borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin 6. fıkrasında, menfi tespit davası sırasında borç ödenmiş ise davaya istirdat davası olarak devam edileceği öngörülmüştür. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi anılan yasa gereği olup, davacılar vekilinin borcun icra dosyasına ödendiği yönündeki beyanına ve özellikle davacı vekilinin davaya istirdat davası olarak devam edilmesi talebine rağmen, mahkemenin davayı menfi tespit davası olarak sonuçlandırıp hüküm kurması hatalıdır. Davaya İcra İflas Kanunu'nun 72/6....

      Borçlu, İİK'nın 72. maddesinin 6. fıkrasına göre menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasının kabulü kararının faiz, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin bölümü için ilâmlı icra yoluna başvurabilir; fakat, bunun için de, istirdat davasının kabulü kararının kesinleşmesi gerekir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 391). 21. Borçlu, menfî tespit davası açmamış ve borcu cebrî icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK'nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilâmı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilâmın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilâmın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443,I; İİK m. 36)....

        Halkbankası A.Ş.’den kullandığı krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu; davacının, dosyada mevcut 07.09.2008 tarihli Taahhüt ve Beyan başlıklı kooperatife verdiği belge ile dava dışı borçlu Sevdiye ...’ın borcunun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu kabul edip bu yönde taahhütte bulunduğu, mahkemece, davacının borcun tamamından sorumlu olmayı taahhüt etmesi sebebiyle ödediği bedeli kooperatiften isteyemeyeceğinden istirdat davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının borcun tamamından sorumlu olmayı taahhüt etmesi sebebiyle ödediği bedeli kooperatiften isteyemeyeceğinden istirdat davasının şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur....

          Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Dava, kooperatif tarafından aidat alacağı için davacı aleyhine yapılmış olan icra takibi kapsamında borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. İstirdat davasının, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir (İİK.m.72/VII)....

            Davacı vekili, menfi tespitin yanı sıra paranın ödenmesi halinde istirdat isteminde bulunmuş, bu talebini yargılama sırasında tekrar etmiştir. Yargılama sırasında takip dosyasına 115.170,38 TL ödenmiştir. Menfi tespit davasında ödeme olgusunun tespiti ve talep halinde yargılamaya istirdat davası olarak devam edilmelidir. Mahkemece, talep ve ödeme olgusu gözetilerek, davacının borçlu olmadığı miktarın belirlenmesi, belirlenen bu durumda davacı tarafından fazladan yapılan tüm ödemelerin belirlenerek istirdadına karar verilmesi gerekirken, davacının istirdat talebi hakkında hiç bir değerlendirme yapılmayarak, talebin önemli bir kısmı hakkında hüküm verilmediği anlaşılmıştır....

            Davacı, aleyhine yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmış; 3.1.2006 havale tarihli dilekçesi ile de takip nedeniyle ödemek zorunda kaldığı meblağın istirdatını talep etmiştir.Mahkemece davacının borçsuzluğunun sabit olduğuna ve ilamın ibrazı ile eski hale getirme istenebileceğine dayanılarak davacının istirdat talebine yönelik hüküm kurulmadığı görülmüştür.Davacının davasını menfi tespit davası olarak açtığı, yargılama sırasındaki ödemeler nedeniyle talebini istirdat olarak yinelediği ve mahkemece takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.Mahkemece dava konusu takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konuda karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

              -TL. borçlu olmadığının tespitine, ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatına, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının borçlu olduğu miktar kadar bononun takibe konu edildiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının ödediği tutarın borçlusu olmadığı hususunu ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ispat yükünün davalı tarafta olduğu, ödenmeyen alacaklar için senedin takibe konu edildiği hususunun ispatlanamadığı, davacı yanca yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde davalıdan tahsili gerektiği, dava istirdat davası olduğu için tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 13.829.-YTL. borçlu olmadığının tespiti ile 13.829....

                Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Yargıtay 3.HD'nin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                  UYAP Entegrasyonu