Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalıya Banka havalesiyle 8000 dolar borç para gönderdiğini, borç ödenmeyince davalı hakkında icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya 8000 dolar borç para verdiğini belirterek, bu paranın gönderildiğine dair Banka dekontunu ibraz etmiştir. Davacı, borç ödenmeyince yaptığı icra takibine davalının itirazı nedeniyle, itirazın iptali talepli bu davayı açmıştır. Davalı davaya cevap vermemiş, dolayısıyla davayı inkâr etmiştir. Bu paranın davalıya borç olarak verildiğini ispat yükü, davacıdadır. Davacının ibraz ettiği dekont üzerinde, paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama yoktur. Bu dekont, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir....

    Her ne kadar, davacının 1995 ve 1998 yıllarında da iki ayrı kişiye borç para verdiği yolunda ifadeler bulunmakta ise de, teminat olarak verilen senetlerde davacının değil, kardeşi ...'ın isminin yazılı olması,davacının bu borç para verme işlemlerinde faiz aldığını kanıtlar nitelikte görülmemektedir. Kaldı ki, ikrazatçılık yönünde oluşan içtihatlar gereği, bir yılda iki kez borç para verildiği yolunda herhangi bir tespitin bulunmaması, borç para alan iki kişinin de yukarıda adı geçen limited şirketin ortakları ve söz konusu borç senedinin iki kişinin adına düzenlenmiş olması, borç verme işleminin iki ayrı kişiye yapıldığı anlamına gelmemektedir....

      Mahkemece, taraflar arasında işçi- işveren ilişkisi bulunduğu bir dönemde, davacının davalıya 50.000TL ve 5.000 Euro borç verdiğinin sübuta erdiği, davacının davalıya verdiği bu paranın otele ... yapan taşeronlara ödemesi için verildiği ve ödememesi nedeniyle iade edildiği iddiasını davalının ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya karz ilişkisine dayalı olarak borç para verdiğini, süresinde geri ödenmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, davacıya taşeronlara ödenmek üzere verdikleri paranın davacının ödememesi nedeniyle uhdesinde kaldığını, davacının bu parayı kendisinden borç olarak aldığını, hesabına yatırılan paranın davacıya borç olarak verdiği paranın geri ödemesi olduğunu savunmuştur. Davalının savunması gerekçeli inkar niteliğindedir. Kural olarak havale borç ödeme vasıtasıdır....

        Karşı Taraf : Kartal Vergi Dairesi Müdürlüğü İstemin Özeti : Konfeksiyonculuk yapan yükümlünün borç para verme ile de uğraştığı ve bu işten elde ettiği faiz kazancını beyan etmediği görüşüyle, inceleme raporuyla saptanan matrah üzerinden salınan kaçakçılık cezalı banka ve sigorta muameleleri vergisine karşı açılan davanın; davacı çocuklarının öğretmeni olan kişinin ısrarı sonucu ... Yapı Kooperatifine borç para verdiğinden, faiz almadığını ileri sürmekte ise de, ticaretle uğraşan bir kişinin ticari teamüller ve günümüzün ekonomik koşullarında kazanç gözetmeden borç para verdiğinin kabul edilemeyeceği, tanık ifadelerinin de faiz alındığını teyit ettiği, gerekçesiyle reddi yolundaki .......

          halinde, o dönemde daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderler, bu işlemin yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabileceği, borç veren kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesinin mümkün olduğu, düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabileceği belirtilmiştir....

            KARAR Davacı, davalı Spor Kulübünün önceki asbaşkanı olduğunu, kulübün çeşitli giderlerini yakın akrabalarından aldığı borç paralarla karşıladığını, dönemin kulüp yönetiminin alınan borç paraları karar defterine işlediğini, daha sonraki genel kurulda da yönetim kurulunun ibra edildiğini, düzenlenen senetlerin icraya konduğunu ancak takiplerin iptal edildiğini belirterek 160.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, kulübün tüzüğüne ve Dernekler Kanunu'na göre borçlanmanın usulsüz olduğunu, tüzükte borç alma ilişkisinin düzenlenmediğini, davacının başkanlığı döneminde tüzüğe aykırı olarak harcamalar yaptığını ve gelirleri kendisinin topladığını, sevk ve idareyi kendisinin yaptığını, oysa gelir ve giderlerin kayıt altına alınması gerektiğini, dernek kayıtlarında davacının kulübe vermiş olduğu borç paraya ilişkin herhangi bir kayıt olmadığını, kulübe verilmiş herhangi bir borç para olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

              Davalı vekili, davacıdan borç para almadıklarını, aksine şirketten kendilerinin borç para aldığını, banka havalesinin ödeme vasıtası olduğunu, var olan bir borcun ödendiğini gösterdiğini, bu karinenin aksini havaleyi gönderenin ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yönünde yasal karine mevcut olduğu, aksini iddia edenin ispat yükü altında bulunduğu, davacının borç para verdiğini yasal delillerle ispatlamayadığı, yemin teklif etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı şirkete borç olarak verilen paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....

                Dairemiz bozma ilamındada değinildiği üzere, belgede paranın borç olarak verildiğine dair kayıt bulunmadığı için bu paranın davalıya borç olarak verildiğini davacının kanıtlanması gerekir. Bu belge davalı aleyhine HUMK'nun 292 maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu için mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak tarafların gösterildiği tanıklar dinlenmiş ve davacının verdiği paranın borç niteliği taşıdığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davada dinlenen davacı tanıklarından sadece ... görgü tanığı olup, gerek tanık ... ve gerekse diğer davacı tanıklarının hiçbirisi davacının parayı borç olarak verdiğine dair beyanda bulunmamışlardır. Diğer bir anlatımla davacı tanıklarının paranın borç olarak verildiğine dair herhangi bir anlatımları bulunmamaktadır. Dosya içindede davacının 30.000 doları davalıya borç olarak verdiğine dair delil bulunmadığı için davacının iddiasını yasal delillerle kanıtlandığının kabulü olanaksızdır....

                  Faizi(8.184.86x18günx%46,80/360) 191.52 " BSMV %5 9.57 02.01.2020 TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE BORÇ TOPLAMI 8.385.95 TOPLAM BORÇ TABLOSU Kredi Taksit ve İcra Tak No....

                    Davalı borç ilişkisini inkar ettiğine göre davacı, davalıya borç para gönderdiğini ispat etmelidir. Dosyada bulunan banka dekontlarının incelenmesinde, gönderilen havalelerde herhangi bir açıklama da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı davalıya borç para gönderdiğini ispat edememiştir. Hal böyle olunca mahkemece ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne yönelik hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 14/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu