İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, borcun ödendiğini, dosya kapatılması gerekirken taraflarına muhtıra tebliğ edildiğini, yeni muhtıranın taraflarına tebliğ edilmediğini, borçlarının sona erdiğini, karşı taraf dava açmalarına sebebiyet vermiş olup lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, lehlerine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesi yönünden düzeltilmesine, borç muhtırasının iptali ile borcun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, borç muhtırasının iptali istemine ilişkindir. Davacı icra hukuk mahkemesine başvurusunda; taraflarına gönderilen borç muhtırasının hatalı olduğunu ileri sürerek iptalini talep etmiştir....
olmak üzere toplam 39929,45 TL borç kısmı için ödeme emrinin iptali gerektiği, takibi gerekmediği, 2013 / 108340 takip numaralı ödeme emrinde yazılı 2008 / 2 , 3 , 4 , 5 aylarından doğan 5400,17 TL prim , 03.07.2017 tarihine kadar hesaplanan 8767,97 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 14168,14 TL’den şirket ortaklığından çıktığı tarih olan 06.03.2008 tarihine kadarki borç 1555,97 TL prim , 2603,26 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 4159,23 TL olduğu , bu borcun % 0,625 oranına isabet eden 9,72 TL prim , 03.07.2017 tarihine kadar isabet eden 16,27 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 25,99 TL borç olduğu , bu borç kısmı için ödeme emrinin iptali gerekmediği, takibi gerektiği, 5390,45 TL prim , 8751,70 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 14142,15 TL borç kısmı için ödeme emrinin iptali gerektiği, takibi gerekmediği, 2013 / 108341 takip numaralı ödeme emrinde yazılı 2008 / 2 , 3 ,...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; " Dava icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık davacı tarafından davalıya gönderilen banka havalelerinden dolayı alacaklı olup olmadığından kaynaklanmaktadır. Havale, hukukumuzda bir borç ödeme aracıdır. Aksi ispat edilinceye kadar havale olarak gönderilen paranın borç ödeme için gönderildiği karine olarak kabul edilir. Gönderdiği havale miktarının borç ödeme amacıyla gönderilmediğini ispat yükü üzerindedir. Davacının davalıya gönderdiği 24.11.2017 tarihli 2.999,00 TL bedelli havalede "borç verilmiştir, paramı verirsen artık" açıklaması, 4.5.2017 tarihli 300,00 TL bedelli havalede "borç verilmiştir", 16.03.2017 tarihli 2.000,00TL meblağlı havalede "borç verilmiştir" açıklamaları mevcuttur....
KARAR Davacı, davalıya borç verdiğini, alacak karşılığında çek aldığını, yurtdışında olması nedeniyle çeki süresinde bankaya ibraz edemediğini, çekin kambiyo senedi niteliğini kaybetmesi nedeniyle davalı aleyhine ... 5.İcra Müdürlüğünün 2007/6446 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacının temel borç ilişkisinden söz etmediğini, bu nedenle çekin yazılı delil başlangıcı dahi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen yazılı delil bulunmadığı, kayıt malikinin kötüniyetinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ... ada ... sayılı parselde davacılar ... ve ... 217/2312'şer, davacı ... 1337/2312 ve davacı ... 541/2312 oranda paydaş iken taşınmazın 13.02.2008 tarihinde davalı ...'...
Mahkemece, ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz edilmeyen çekin kambiyo vasfını yitirse de yazılı delil başlangıcı olacağı, hamilin temel ilişkiye dayanarak çeki kendisine veren kişiye başvurabileceği, davacının borç verdiği para karşılığında çekin kendisine davalı tarafından verildiğini ileri sürdüğü, dinlenilen davacı tanıklarının davacının davalıya borç para verdiğini ve çekin bu kapsamda davacıya verildiğini beyan ettiği, ödünç sözleşmesine dayalı alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeniyle zamanaşımı süresinin geçmediği, davacının davalıya borç vermesi sebebiyle alacaklı olduğu, alacak miktarının bilirkişice hesaplandığı, bilirkişi raporunun dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 12.100,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 15.354,90 TL üzerinden taraflar arasındaki ilişkinin ticari olmaması sebebiyle yasal faiz uygulanarak devamına, çekin süresinde ibraz edilmemesi...
- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine müvekkilinin itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasının yapılan yargılama sonucu itirazın iptaline karar verildiğini, kararın temyiz edildiğini ve fakat icra müdürlüğünce 07.03.2006 tarihinde 1.721.00 YTL bakiye borç hesaplandığını, cebri icra işlemlerine maruz kalmamak için borcun ödendiğini, daha sonra alacaklı tarafın talebi ile 763.87 YTL bakiye borç hesaplandığını, bu işlemin iptali için icra mahkemesine şikayet yoluna gidildiğini ve mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı şirketin 1.635.06 YTL fazla ödeme yaptığının tespit edildiğini iddia ederek cebri icra tehdidi altında fazla ödenen 1.635.06 YTL’nın yasal faiziyle birlikte istirdadına ve davalı tarafın tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL. borç kaldığını, davacının iadesini kabul ettiğini, hatalı boyaların bedeli de düşüldüğünde borçlu olmayıp alacaklı duruma geçtiklerini, davacının 31.12.2004 tarihli belgesi ile cari hesap borç ve alacağın -0- sıfır olduğunu belirterek davanın reddini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi, ayıpla ilgili belge de sunulmadığını, 35.000.000.000.-TL. ve 84.000.000.000.-TL.lık çeklerin ödeme amaçlı olarak davacıya verildiği ve ödenerek geri alındığı, bu çeklerin borçtan düşülmesi gerektiği, davacının anılan çeklerin ödenmeden iade edildiği yolundaki iddiasını kanıtlayamadığı, çek bedellerinin düşülmesi sonucu davalı defterlerinde 17.325.112.863.-TL. borç gözüktüğü, bu nedenle itirazın kısmen iptali ile takibin 17.325.112.863....
Kefil, asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dışı asıl borçlunun takip tarihi itibariyle borç miktarı 245.385,46 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda davalı kefilin sorumlu olacağı borç miktarı belirlenmeden, kefalet limiti kadar borç olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının 23.07.2007 tarihli belgeye göre kendisinden 30.000,00TL borç aldığını, borcun geri ödememesi nedeniyle başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacının boşandığı eşinin kardeşi olduğunu, Ağustos 2009 tarihinde hastanede yattığı esnada eşinin evdeki telefonu kapatmak (kayınbiraderi) için kendisine boş belge imzalattığını, daha sonra üst kısmın doldurulduğunu, borçlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....