O halde, borçlunun hem hukuki ilişkiyi hem de borcu kabul ettiği ancak takibe konu edilen borcun miktarı hususunda itirazının olduğunu bildirdiği görüldüğünden, artık takip dayanağı belgenin İİK’nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup olmadığının araştırılamayacağı dikkate alınarak, tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle borç miktarı yönünden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/16203 E 2020/6601 K ve 2016/9784 E 2017/1338 K sayılı kararları) Mahkemece de takip dayanağı olan faturalar temin edilerek, davalının muhasebe ve sair kayıtları üzerinde yerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
yetkilisinin borç ikrarında bulunarak borcun ödenmesi için kendilerinden süre istediğini, haciz tutanaklarının resmi belge olduğunu ve aksinin ispatının ancak yazılı delille mümkün olduğunu, bu nedenlerle borcun olmadığının veya ödendiği iddiasının İİK'nun 68. maddesinde sayılan belge ile ispatının gerektiğini ancak davalı borçlu tarafından bu yönde belge de sunulmadığını belirtip, davanın kabulü ile itirazın kesin olarak kaldırılmasına ve davalı borçlunun tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava ve ıslah dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderinden kaynaklanan 152.917,127 YTL borcun 88.430,9 YTL.sinden sorumlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava dilekçesinde davacı ... adına tahakkuk ettirilen 152.917,127 YTL.lik borcun 85.000 YTL’lik kısmından, ıslah dilekçesiyle de 88.430,9 YTL’lik kısmından borçlu olmadığının tespiti istenilmiş, mahkemece de davanın kabulü ile davacının istenen borcun 88.430,9 YTL’sinden. borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili asıl ve ıslah dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 88.890,20 TL borcun 48.000,00 TL'sinden sorumlu olmadığının, birleşen davada aynı borcun 11.014,61 TL'sinden borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderinden kaynaklanan 81.834,4TL borcun fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 1.000 TL'sinden sorumlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı İdarece istenen 81.834,4 TL borcun 1.000 TL’sini ödediklerini, fazlaya dair hakkı saklı kalmak üzere şimdilik istenen borcun 1.000 TL’sinden sorumlu olmadıklarının tespitini istemiş, mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yükümlü ...’ın Deniz Lisesine girerken düzenlenen 05.08.2003 günlü yüklenme senedinin düzenlenme tarihinde reşit olmaması nedeniyle velisi olarak ......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, menfi tespit, yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılması ve kesintilerin iadesi hakkındadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; 2003/11. ayına kadar isabet 6.436,70 TL prim aslı ve gecikme zammı alacağının zamanaşımına uğraması nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, 2003/12 ile 2004/6. aylarına ait 2.404,59 TL prim aslı ve 4.455,64 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 6.860,23 TL’den davacının sorumlu olduğuna, bu miktarın mahsubu ile davacının yaşlılık aylığından fazla yapılan tahsilatın davacıya iadesinin tespitine karar verilmiştir. Hüküm, taraflarca yasal süresinde temyiz edilmiştir. Davacı temyizinde, öncelikle asıl borçlu kooperatifin sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini, sonuç alınamadığı takdirde yönetici sorumluluğunun düşünülmesi gerektiğini, sorumluluk koşullarının oluşmadığını, ayrıca borcun asıl borçlu kooperatif tarafından yapılandırıldığını ileri sürmüştür....
, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu taşınmaz üzerindeki davalı lehine konulan ipoteğin fekkine, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Yenileme, borcu sona erdiren nedenlerden biri olup, bir borcun yerine yenisinin geçmesi suretiyle eski borcun sona erdirilmesidir. Borcun yenilenmesi, alacaklı ve borçlu arasında yapılan bir yenileme sözleşmesi ile gerçekleşir. Bu sözleşme, tarafların eski bir borç yerine yeni bir borcu geçirme iradelerinden oluşmakta olup, yenileme sözleşmesi ile mevcut borcun yerine geçen borç, bağımsız bir borç niteliğindedir. Borcu sona erdiren yenileme sözleşmesi, bazen bir borcun konusunun ya da tabi olduğu hükümlerin değiştirilmesinde söz konusu olurken bazen de borcun sebebinin ya da tarafların değiştirilmesi şeklinde olabilir. Örneğin; bir borcun konusunun tarafların iradesi ile bir şey yapma borcu yerine yapmama borcu şeklinde değiştirilmesi hâlinde, borcun konusundan dolayı yenileme söz konusudur. Borcun yenilenmesinden söz edilebilmesi için, eski borç ile yeni borcun hukuki sebepleri birbirinden farklı olması gerekmektedir....
İlk Derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 31.03.2014 tarihli protokolün 4/B maddesinde belirtilen başka bir davadan feragat şartının yerine getirildiği, anılan kararın kesinleştiği, protokolde ticari işletme rehninin kaldırılması için borcun tamamının ödenmesi gerektiği yönünde herhangi bir hükme rastlanmadığı, rehnin kaldırılması için gereken şartların yerine getirildiği, davanın kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ticari işletme rehninin kaldırılmasına, davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir....
Davalı borçlu 14.11.2012 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklı mal sahibine herhangi bir kira borcunun bulunmadığını, günü gelen tüm kiraların hesabına yatırıldığını, ayrıca TBK’daki yeni düzenleme gereği muacceliyet şartının uygulanamayacağını bildirerek borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....