Borçluların kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi ve davacıların usulsüz tebliğe ilişkin yaptığı şikayetin de 5 günlük süreden sonra başvurduğu anlaşılmıştır. Yine Buna göre; borçluların imzaya ve borca itirazının da, İİK'nun 168. maddesi gereğince yasal 5 günlük sürede yapılmadığı da görülmektedir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle davacı/borçluların usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya ve borca itirazlarının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin ve davacıların itirazlarının süre yönünden reddine" karar verildiği görülmüştür....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca yetki itirazına ilişkindir. İzmir 5. İcra Dairesinin 2019/13545 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 39.406,72 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız takip yapıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin "Mavişehir Mah., Aziz Nesin Blv., 53- 56 Karşıyaka/İZMİR" adresinde 24/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, öğrenme tarihine göre şikayetin süresinde olduğu anlaşılmıştır....
Ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 150 ve 150/a maddeleri gereğince ödeme emrine itiraz hakkında uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde; "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerekirken, mahkemeye yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup mahkemenin bu sebeple başvuruyu reddetmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibari ile doğru olan kararın onanması yoluna gidilmiştir....
Somut olayda, davacının murisi olan borçlunun 02/11/2017 tarihinde vefat ettiği ve vefat eden muris hakkında 13/12/2017 günü takibe başlandığı, borçlunun takip öncesinde vefat ettiğinin anlaşılması ile borçlunun ölümünden itibaren 3 aylık süre dolmadan 09/01/2018 tarihinde davacı borçluya ödeme emri gönderildiği ve bu hali ile davacıya ödeme emri tebliğ işleminin İİK'nun 53. maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 53. maddesine aykırılık kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi olup mahkemece, davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesinde yasaya uymayan yön yoktur. (Yargıtay 12....
Borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazları ile birlikte usulsüz tebliğ şikayeti mevcut ise, usulsüz tebliğ şikayeti Mahkemece ön mesele olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, şikayetin İİK'nın 16 ve TK'nın 32. maddeleri kapsamına göre süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten ve bu hususa gerekçede yer verildikten sonra borçlunun yetki, imza ve borca itirazlarının öğrenme tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dava dilekçesi özetinde, gerekçede ve hükümde yer verilmediği, usulsüz tebliğ şikayeti herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğrudan davacıların tüm itirazlarının süre yönünden reddi yönünde eksik inceleme ile isabetsiz şekilde yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda borçlu Ülkü'ye ödeme emri 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine göre tebliğ edildiği halde, muhatabın adreste bulunmama nedenleri Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi uyarınca ilgililerin imzalarını taşıyan tutanakla tespit edilmediğinden sözü edilen tebligat usulsüzdür(Hukuk Genel Kurulu'nun 18.04.2001 tarih 2001/6-386 esas 2001/389 karar sayılı kararı). Bu durumda uyuşmazlığın llK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir(HGK.nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E. 1991/344 K.) 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesinde, "Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur", hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarih olarak bildirdiği 01.09.2005 tarihine göre 05.09.2005 tarihinde Mahkemeye yaptığı başvurusu yasal 7 günlük sürededir....
Davacı vekilinin dava dilekçesinde, sair itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra ödeme emrinde takip dayanağı belgelerin tebliğ edilmediği iddiasını ileri sürmüş, ödeme emrinin bu nedenle iptalini istemiş, mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmamış, davacıların İİK'nın 168 ila 170/a maddeleri kapsamındaki şikayetleri 5 günlük yasal süresinde olmadığı halde, bu itiraz ve şikayetlerin esası incelenmek suretiyle hüküm kurulmuş, İİK'nın 45. maddesine dayalı mükerrer takip şikayeti bakımından kararda bir gerekçeye yer verilmemiştir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince öncelikle ödeme emrine yönelik şikayetin incelenmesi, 5 günlük süreye tabi itiraz ve şikayet bakımından önem arzetmektedir. Zira iddianın sabit olması ve ödeme emrinin iptal edilmesi halinde, borçlulara yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlular yeniden tebliğ edilecek ödeme emri üzerine bu kez itiraz ve şikayetlerini yasal süresi içerisinde ileri sürebileceklerdir....
İcra Dairesi'nin yetkisizliğine, talep halinde dosyanın yetkili Ağrı İcra Müdürlüğü’ne, davanın da Ağrı İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bu kararın 11.06.2015 tarihinde kesinleştiği, alacaklının süresinde dosyaların gönderilmesini talep etmesi üzerine, icra müdürlüğünce icra takip dosyasının yetkili Ağrı İcra Müdürlüğüne, borca itiraza ilişkin dosyanın da Ağrı İcra Hukuk Mahkemesine gönderildiği, Ağrı İcra Hukuk Mahkemesince borca itirazın incelenmesi neticesinde; takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. İcra mahkemesince yetki itirazının kabulü halinde, yetkili icra müdürlüğünce borçluya ödeme emri tebliği üzerine yasal beş günlük sürede borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğünün bulunduğu yerdeki icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Mahkemece, Ağrı İcra Müdürlüğünce borçluya henüz örnek (10) nolu ödeme emri tebliğ edilmeden, Kars 1....
İcra Müdürlüğünün 2020/5178 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin davacıya tebliği işleminin usulsüz olduğunu, komşu, kapıcı ya da yöneticiye haber verilmediğini, davacının takipten 10/03/2021 tarihinde haberdar olduğunu, yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini bildirerek usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davacıya Tebligat Kanununu 21/2. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Esra Ör tarafından borca itiraz ile icra takibini öğrenmiş olmasının, o tarihte mevcut olmayan ve usulsüzlüğü iddia edilen ödeme emri tebliğ işlemini öğrendiği sonucunu doğurmayacağı, kıymet takdir raporunun borçlu vekili Av. Esra Ör'e tebliğ edilmiş olması takipten haberdar olma olarak kabul edilmiş ise de; Av....