Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, ödeme emri tebliği işleminin usulüne uygun olduğunu, borca itirazın süresinde yapılmadığını, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı belgeyle kanıtlanması gerektiğini senet metninde teminat ibresi bulunmadığı gibi sözleşmede de bu yönde hüküm olmadığını, taşıt kredi bedeli ibaresinin senedin veriliş amacını belirtmek için yazıldığını ve şart taşımadığını bildirerek davanın reddine, davalı lehine %20 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin kabulü ile; İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2018/7516 Esas sayılı dosyasında borçlu davacı adına çıkartılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespitine, TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 18/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, davacının borca itiraz davasının kabulü ile, İzmir 17....

İİK'nun 62/1 maddesi gereğince, genel haciz yoluyla takiplerde, itiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda, şikayetçinin usulsüz tebligat şikayeti üzerine, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin 15/11/2019 olarak düzeltilmesine karar verildiği ve şikayetçinin 15/11/2019 tarihinden itibaren işlemeye başlayan yasal 7 günlük süre içinde icra dairesine itirazını bildirmediği anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen kanun hükmü gereğince, icra mahkemesine bildirilen itirazın geçersiz olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2019/8904 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yol ile yapılan takip olduğu, ödeme emrinin 27/06/2019 tarihinde, 103 davetiyesinin ise 04/02/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükümleri uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeni araştırılarak komşu, kapıcı, yönetici beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadı ile sıfatının (komşu, kapıcı, yönetici) tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda, ödeme emri davacı borçluya 27/06/2019 tarihinde "adreste muhatap veya yakınlarından kimse bulunmadı....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2021 NUMARASI : 2021/214 ESAS 2021/566 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat şikayeti, Borca İtiraz, Hacizlerin Kaldırılması Talebi, KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2020/231118 sayılı dosyasından yapılan ilamsız takipte gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 18.09.2020 tarihi olarak düzeltilmesine ayrıca borca bulunmadığını belirterek müvekkilinin murisi olan annesinin hisselerine konulan haczin kaldırılmasını, icra dosyasından taraf olarak silinmesini talep etmiştir....

    İcra takibi sırasında borçlu ...’nun ölmesi ve mirasçılarının belirlenmesinden sonra alacaklı vekilinin 22.01.2007 tarihinde mirasçılara ödeme emri tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edilerek ödeme emri tebliği üzerine davalının itirazı üzerine takip 07.02.2007 tarihinde durdurulmuştur. Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkartılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan mirasçılar adına ödeme emri çıkartılmasına gerek bulunmamaktadır. Adı geçene muhtıra gönderilerek takibin kendilerine karşı da sürdürüleceği dileğinin bildirilmesi ile yetinilmelidir. Ancak fazladan ödeme emri çıkartılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle de mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı benzer itirazlar olabilir. Bu itirazlar da İİK’ nun 71.maddesi kapsamında incelenir....

      Her ne kadar davacı vekili tarafından yargılamanın duruşmalı yapılması talep edilmiş ise de, HMK 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan dosya üzerinde karar verilebileceğinden davacı vekilinin istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması talebi yerinde olmadığından bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiş olup; Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu T3 hakkında genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, icra müdürlüğünce ödeme emri düzenlenip borçluya ödeme emri tebliğ için çıkartıldığı, icra müdürlüğünce ödeme emri düzenlemesinden sonra ödeme emri tebliğ edilmeden icra müdürlüğüne vermiş olduğu 29/07/2022 tarihli dilekçe ile takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce itiraz süresi içerisinde olduğundan takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekili tarafından icra müdürlüğüne verilen 17/08/2022 tarihli dilekçe ile ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itiraz geçerli olmadığından takibin durdurulması işleminin kaldırılmasının talep edildiği...

      Borçlunun vefatından sonra mirasçılarına ödeme emri çıkartılmıştır. Davacıya ödeme emri 11/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı 13/11/2020 tarihinde şikayet ve takibin iptali davası açmış, yapılan yargılama sonucunda davacının şikayetinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı borçlu istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Her ne kadar takip dosyasından borçlu mirasçısı davacı T1 yeniden ödeme emri gönderilmiş ise de, bu ödeme emri gönderilmesi kesinleşmiş takipte hukuki sonuç doğurmayacak olup, vefat eden borçlu mirasçılarına muhtıra gönderilmesi gerekmektedir. Davacının talebi, takibin kesinleşmesinden sonra ki dönemde gerçekleşen mirasın reddi kararı nedeniyle takibin iptali şikayeti niteliğinde olup, davacı mirasçı tarafından borçlu murisin mirasının reddi davası açıldığı belirtildiğinden (Afyonkarahisar 1....

      Bu durumda davacı tarafın takipten, beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu UYAP sistemi kayıtları ile sabit olduğundan davacının haberdar olma tarihi olarak en azından 19/07/2022 tarihinin kabulü gerekmekte olup bu tarihe göre 04/08/2022 tarihinde yapılan usulsüz tebligat şikayeti süresinden sonradır. Bu hal karşısında mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin süresinde olup olmadığı değerlendirilmeksizin şikayetin esası hakkında değerlendirme yapılarak reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Öte yandan İİK'nın 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret olduğu için, borçluya ödeme emri tebliğ edildiği halde, borçlu süresinde itiraz etmeyerek takip kesinleşmiş ve daha sonra borçlu ölmüş ise, takibi mirasçılara yöneltmek isteyen alacaklının, mirasçılara ödeme emri çıkarmasına gerek yoktur....

      Somut olayda; ödeme emri TK 21/1. Maddesine göre 12/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup tebliğ mazbatasına borçlunun çarşıya gittiği yazılmıştır. Borçlunun 19/01/2022 ile 06/03/2022 tarihleri arasında yurtdışında bulunduğu sabit olduğundan ödeme emri tebliği usulsüzdür. Tebligatın usulsüz olması nedeniyle mahkemece davanın gecikmiş itiraz olarak nitelendirmesi hatalıdır....

      Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle beş günlük süre geçirildikten sonra itiraz ve şikayette bulunulduğu görülmekte ise de, dava dilekçesinin 6. maddesinde açıkça davacıya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmekte ve ödeme emri tebliğinin iptali talep edilmektedir. Bu durumda mahkemece ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet üzerinde durulmalı, öğrenme tarihine de dikkat edilerek süresinde bir şikayet olduğu belirlenir ise ödeme emri tebliğinin usule uygun olup olmadığı tespit edilmeli, ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı anlaşılır ise uyuşmazlık konusu itiraz ve şikayetlerin süresinde olduğu kabul edilerek bu itiraz ve şikayetlerin esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli iken, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği gerekçesiyle itiraz ve şikayetlerin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

      UYAP Entegrasyonu