sürerek takibin iptalini istediği, mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminde bir usulsüzlük olmadığı tespit edildikten sonra, takipte istenen tutar ile kredi sözleşmesinde yazılı ve ihtarname ile bildirilen tutarın uyumlu olmadığı ve takipte istenen alacağın neden kaynaklandığının belirtilmediği gerekçesiyle istemin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....
İTİRAZ VE ŞİKAYET Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; komşuya haber verilmeden, kapıya bildirim asılmadan doğrudan muhtara yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, tebliğden 14.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklıya borcu olmadığını, senetteki imzaya, borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini belirterek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek süresinde açılmayan davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini ve borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. III....
Somut olayda; davacı aleyhine, davalı/alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, takibe konu bonolarda davacının düzenleyen sıfatıyla yer aldığı ve adresinin Bahçeşehir/İstanbul olduğu, davacının bilinen Bahçeşehir adresine ödeme emri gönderilmeksizin, mernis adresi olan Şabanözü/Çankırı adresine gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, aynı adrese TK'nın 21/2.maddesi gereğince ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacının bilinen adresine ödeme emri gönderilmeden, doğrudan mernis adresine ödeme emri gönderildiği, iadesi üzerine TK'nın 21/2.maddesine göre tebliğ işlemi yapıldığı anlaşıldığından, davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işlemi usulsüzdür. Açıklanan nedenlerle, mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsizdir. Dolayısıyla Mahkemenin, yetkiye, borca ve fer'ilerine itirazın süreden reddine ilişkin kararı da isabetsizdir....
Davacı Şenay Yılmaz'a ödeme emri 28/12/2019 tarihinde, davacı Oğuz Yılmaz'a ödeme emri 27/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacılar mahkememizde usulsüz tebliğ şikayeti ile borca itiraz davalarını 09/08/2020 tarihinde açmıştır. İİK 168/4. Maddesi gereğince borca ve imzaya itiraz etmek isteyen borçlu yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak borca itirazını bildirmek durumundadır. Davacı takip borçlusu Şenay Yılmaz'a ödeme emri 28/12/2019 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş olup, mahkememizde borca itiraz davasını 09/08/2020 tarihinde açtığından süresinde olmayan borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz tebliğ şikayeti olup, AKS sisteminde kayıtlı olan "Merkez Mah. Güldemet Sok. No:2 İç kapı no:1 Gaziosmanpaşa İstanbul" adresine gönderilen tebligatın iade olması nedeniyle aynı adrese TK 21/2 maddesi şerhli olarak tebligat çıkarıldığı anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2020/2170 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 04/08/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 21/08/2020 tarihinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, borçlunun takipten 20/08/2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 24/08/2020 tarihli karar ile icra müdürlüğünün usulsüz tebligat iddiasını inceleme görevi bulunmadığı gerekçesiyle itirazı reddettiği görülmüştür. Dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına da dayanılmış olup, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın reddine ilişkin icra memur işlemini şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir....
ya ait olmadığını, senedin sahte olarak düzenlendiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davacıya çıkarılan ödeme emri tebligatında komşusunun adı belirtilmediğinden ödeme emri tebliğ tarihinin, davacının öğrendiğini bildirdiği tarih olarak düzeltilmesine, talep şikayet davası olduğundan, dava tarihi itibari ile ödeme emrine itiraz süresi düzeltilmiş tebliğ tarihine göre geçmediğinden hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, esas ile imzaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda gecikmiş itirazının yanısıra takibe konu senetteki keşideci imzasının murisi ...'ya ait olmadığını da ileri sürmüş, bir başka anlatımla imzaya itirazda da bulunmuştur....
İcra Dairesi'nin 2021/4183 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi ile alacaklısı Sompo Sigorta olarak görünen dosyadan müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatının usulüne uygun olmadığını, müvekkilinin eline ulaşan 06/06/2021 tarihli tebligat sayesinde ilgili icra dosyasından haberdar olduğunu ve 07/06/2021 tarihinde borca itirazını yaptığını ifade ve özetle; usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06/06/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, icra dairesine sunulan itirazın süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin hak düşürücü süreden sonra yapıldığını, yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapıldığını bu nedenle davanın öncelikle usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Davacının şikayetinin hak düşürücü süre yönünden reddine dair karar verilmiştir....
Dosyada bulunan tüm bilgi, belge ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda takibin kambiyo takibi olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayeti yanında borca itiraz ettiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emri tebligatının usulsüz olması halinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren 5 gün içinde (sadece usulsüz tebliğ düzeltilmesi talebi varsa 7 gün) şikayet yoluna başvurarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemesi ve borca itiraz etmesi gerektiği, davacı vekili dilekçesinde takipten 22/06/2019 tarihinde haberleri olduğunu belirtmiş olduğu, buna göre dava açma süresinin son gününün 27/06/2019 tarihi Çarşamba gününe denk geldiği, bu günün resmi tatil olmadığı, davanın ise 28/06/2019 tarihinde açıldığı, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yasal süre içinde yapılmadığı, borca itirazların da yine yasal 5 günlük süre içinde yapılmadığı anlaşıldığından davacının usulsüz tebligat şikayeti ile borca itirazlarının süre yönünden reddine...
İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/933 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin iptali yönünde açtıkları davada mahkemenin ödeme emrinin iptaline karar verdiğini, bu karar üzerine tarafına ödeme emri tebliğ edildiğini, yeni ödeme tebliği sonrası da taraflarınca dava açıldığını ve istinaf mahkemesince ikinci yeni ödeme emri gönderilmesinin borçluya yeni itiraz hakkı verdiğini işaret ettiğini, ancak buna rağmen yerel mahkemenin tekrar davayı ikinci kez süreden ret ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve esasa yönelik itirazları yönünden davanın kabulünü talep etmiştir....
Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti, İİK 170. Maddesine dayalı imzaya itiraza ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu gönderildiği ve 103 davetiyesinin 14/05/2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Açılan davada 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliği işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik bir iddia bulunmamaktadır....