Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun terekesinin borca batık olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm oluşturulmuş ise de 22.09.2007 tarihinde öldüğü anlaşılan murisin ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olup olmadığı konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Eksik incelemeye göre hüküm kurulması doğru olmayıp, mahkemece borca batıklık konusunda daha ayrıntılı araştırma ve inceleme yapılarak mirasın reddedilmiş sayılma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden somut olay bakımından değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 01.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının müvekkilinden aldığı mal bedellerini ödememesi üzerine borcun taksitle ödenmesi hususunda 20.08.2009 tarihinde protokol yapıldığını, davalı hakkında icra takipleri başlatıldığını, davalının mal varlığını azaltmak amacıyla yapmış olduğu tasarrufların iptali istemi ile 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/198 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davalının borca batık olduğunu ileri sürerek, borçlu şirketin borca batık durumda olması nedeniyle iflasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının alacağını .... Şti'ne temlik ettiğini, tasarruf yetkisinin bulunmadığını, davacı tarafından yürütülen takiplerin iptali istemi ile icra hukuk mahkemelerinde dava açtıklarını, davalının ticari faaliyetlerine devam ettiğini, ödemelerini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      'a 21/11/2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24/11/2008 tarihinde borca itirazı üzerine, icra takibinin durdurulduğu, alacaklı vekilinin 03/10/2011 tarihinde icra müdürlüğüne başvururak borçlunun borca itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğe çıkartılmasını talep ettiğini, talebi üzerine işlem yapıldığı, itirazın iptali davasının harcı ödenerek 27/12/2012 tarihinde açıldığı, İİK nun 67. maddesinin koyduğu kurala göre, itirazın iptali davalarının öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşümü süresinde dava açılması gerektiği, davacı vekilinin öğrenme tarihinin 03/10/2011 tarihi olduğu, 7201 sayılı kanunun 32. maddesi hükmüne göre, usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihte geçerli bir tebligatın hukuki sonuçlarını doğrucağı, davanın 27/12/2012 tarihinde açılması nedeniyle İİK'nun 67. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

        Davada, davalının işyerinde kaçak su kullandığı iddiasıyla icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiştir. Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir....

          Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalılarca sadece icra davasının yetkisine itiraz ettiği, ancak taraflar arasında yetki sözleşmesi göz önüne alınarak yetki itirazının reddine, bu itiraz kesinleşmeden işin esası hakkında karar verilemeyeceğinden itirazın iptali konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı borçlular hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. İtiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını inceleyecek, icra dairesinin yetkili olmaması halinde dava şartları oluşmadığından itirazın iptali davasını reddedecektir. Yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde bu itiraz reddedildikten sonra ve borca ilişkin itirazlar incelenip bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden itirazın iptali davasına uygun düşmeyen bir gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

            tarafların alınan beyanlarının çelişkili olmasından kazanın belirtilen yerde ve zamanda meydana gelmediği ve doğru olmadığı tespit edildiğini, hasar dosyası reddedildiğini, ancak dosya reddedilmeden önce parça tedarik ücretleri müvekkili şirket tarafından anlaşmalı tedarikçi firmaya ödendiğini, ödenen ücretler iade edilmesi istendiği halde iade edilmediğini, bu nedenle davalı hakkında... 1 İcra Müdürlüğünün 2011/3618 sayılı doyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ettiğini bildirerek, davalının borca itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu bildirerek, davalının borca itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

              Davalı borçlu icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, itiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında ise yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması hususu dava şartlarından olup mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Nitekim yerel mahkeme de usule uygun olarak icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenmiş takibin yapıldığı ... İcra Dairesinin yetkisiz olduğunu belirlemiştir. Mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde isabetsizlik yok ise de yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisine yönelik bir itiraz bulunmadığı halde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun yetkiye itirazının reddine, takibin devamına, davalıca borca ve faizlere itiraz edilmediğinden davacının borç yönünden itirazın kaldırılması hakkında karar ihtihazına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibinde sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş, borca yönelik itirazların saklı tutulduğu bildirilmiştir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine faturaya dayalı olarak girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğu, davacı alacaklı vekili tarafından talep edilmesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nce dava konusu icra takip dosyasının .... İcra Tevzi Bürosuna gönderildiği, ancak .......

                    Davalı 3.kişi ... vekili, dava konusu satış işleminin gerçek bir satış olduğunu, müvekkilinin satıcı-borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden olmadığını, tasarrufun iptali davası koşullarının oluşmadığını, borçlu aleyhinde yürütülen ... takibine konu vergi borcunun bulunmadığına dair borçlu tarafından açılan davanın idare mahkemesinde devam etmekte olduğunu, borçlunun borca yeter malvarlığı varken iptal davası açılamayacağını, şahsi bir dava olan tasarrufun iptali davalarında taşınmazın aynına yönelik olarak tapu kaydının iptali ve tescilin talep edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi ... vekili, müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi konumunda olduğunu, taşınmazın raiç bedeli ödenerek satın alındığını, davacı idarenin kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığını, borçlunun malvarlığının borca yeter miktarda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu