BANKASI A.Ş aracılığıyla 24.10.2019 tarihinde 9.120,00 euro, 20.02.2020 tarihinde 25.035,00 euro, 22.02.2021 tarihinde 23.685,00 euro havale ettiğini, davalının bu meblağın bir kısmını ödediğini ancak 34.000,00 euro borcunun kaldığını, davalı bu borcunu ödeyemediği için Silivri İcra Dairesinin ... esas dosyası ile davalı aleyhine takip tarihinden itibaren başlamak üzere yasal faiziyle birlikte takibe geçildiğini, takip tarihinde alacak miktarının türk parası ile değerinin toplam 675.382,80 TL olduğunu, davalı tarafın borca ve tüm ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, bu kez Silivri Arabuluculuk Bürosuna müraacat ettiklerini, davalı yine borcunun olmadığını bildirdiği için anlaşmanın olmadığını, davalının gayesinin mal kaçırmak olduğunu ve borcun ödenmesini geciktirdiğini, davalının borca itirazında haksız olduğunu, bu nedenle davalı borçlunun Silivri İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve davalı haksız yere borca...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlular hakkında genel haciz yolu ile başlatılan (7) örnek ilamsız icra takibinde, borçluların icra müdürlüğüne itirazları üzerine takibin durduğu, alacaklının takibin devamı için genel mahkemeden aldığı itirazın iptali ilamını icra dosyasına ibraz ederek takibe devam ettiği, borçluların icra mahkemesine başvurarak, alacak miktarının icra müdürlüğü tarafından fazla tespit edildiğini, hesaplanan borç miktarının itirazın iptali ilamına uygun olmadığını beyan ettikleri, ancak mahkemece borçluların şikayetlerinin borca itiraz olarak değerlendirip reddedildiği görülmektedir...
'a 21/11/2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24/11/2008 tarihinde borca itirazı üzerine, icra takibinin durdurulduğu, alacaklı vekilinin 03/10/2011 tarihinde icra müdürlüğüne başvururak borçlunun borca itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğe çıkartılmasını talep ettiğini, talebi üzerine işlem yapıldığı, itirazın iptali davasının harcı ödenerek 27/12/2012 tarihinde açıldığı, İİK nun 67. maddesinin koyduğu kurala göre, itirazın iptali davalarının öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşümü süresinde dava açılması gerektiği, davacı vekilinin öğrenme tarihinin 03/10/2011 tarihi olduğu, 7201 sayılı kanunun 32. maddesi hükmüne göre, usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihte geçerli bir tebligatın hukuki sonuçlarını doğrucağı, davanın 27/12/2012 tarihinde açılması nedeniyle İİK'nun 67. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Dava, icra takibine vaki yetki ve borca itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İİK 50. maddesi gereğince para ve teminat borcu için takip hususunda HUMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanarak davalı borçlunun ikametgah adresinin Ağrı olması ve özel yetki durumunun olmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında borca ve icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuştur....
nun terekesinin borca batık olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm oluşturulmuş ise de 22.09.2007 tarihinde öldüğü anlaşılan murisin ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olup olmadığı konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Eksik incelemeye göre hüküm kurulması doğru olmayıp, mahkemece borca batıklık konusunda daha ayrıntılı araştırma ve inceleme yapılarak mirasın reddedilmiş sayılma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden somut olay bakımından değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 01.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının müvekkilinden aldığı mal bedellerini ödememesi üzerine borcun taksitle ödenmesi hususunda 20.08.2009 tarihinde protokol yapıldığını, davalı hakkında icra takipleri başlatıldığını, davalının mal varlığını azaltmak amacıyla yapmış olduğu tasarrufların iptali istemi ile 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/198 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davalının borca batık olduğunu ileri sürerek, borçlu şirketin borca batık durumda olması nedeniyle iflasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının alacağını .... Şti'ne temlik ettiğini, tasarruf yetkisinin bulunmadığını, davacı tarafından yürütülen takiplerin iptali istemi ile icra hukuk mahkemelerinde dava açtıklarını, davalının ticari faaliyetlerine devam ettiğini, ödemelerini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davada, davalının işyerinde kaçak su kullandığı iddiasıyla icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiştir. Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir....
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından mirasın reddi yönünden hak düşürücü sürede davanın açılmadığını, müvekkili Bankanın murisin ölümü ile davacıya borcu bildirme yükümlüğünün bulunmadığını, terekenin borca batık olduğunun mahkemece tespitinin gerektiğini; ancak terekenin borca batık olmadığını, itirazın iptali davasında hazırlanan bilirkişi raporunda terekenin borca batık olmadığının bilirkişi tarafından tespit edildiğini, davalı müvekkilinin davanın açılmasında kusurlu bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. 2. Davalı ...Ş. vekili ise cevap dilekçesinde özetle; yasal mirasçı olan davacının üç aylık hak düşürücü süre olan ret süresi içerisinde mirası reddetmediğini, terekenin borca batıklığının ve davacının terekeyi benimseme anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalılarca sadece icra davasının yetkisine itiraz ettiği, ancak taraflar arasında yetki sözleşmesi göz önüne alınarak yetki itirazının reddine, bu itiraz kesinleşmeden işin esası hakkında karar verilemeyeceğinden itirazın iptali konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı borçlular hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. İtiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını inceleyecek, icra dairesinin yetkili olmaması halinde dava şartları oluşmadığından itirazın iptali davasını reddedecektir. Yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde bu itiraz reddedildikten sonra ve borca ilişkin itirazlar incelenip bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden itirazın iptali davasına uygun düşmeyen bir gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
tarafların alınan beyanlarının çelişkili olmasından kazanın belirtilen yerde ve zamanda meydana gelmediği ve doğru olmadığı tespit edildiğini, hasar dosyası reddedildiğini, ancak dosya reddedilmeden önce parça tedarik ücretleri müvekkili şirket tarafından anlaşmalı tedarikçi firmaya ödendiğini, ödenen ücretler iade edilmesi istendiği halde iade edilmediğini, bu nedenle davalı hakkında... 1 İcra Müdürlüğünün 2011/3618 sayılı doyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ettiğini bildirerek, davalının borca itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu bildirerek, davalının borca itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....